Yazarımız Mehmet Rauf bir felç geçirmesi sonucunda sağ kolu tutmaz hale geliyor ve bu yüzden romanın büyük bölümünü eşine dikte ederek yazdırmıştır. Yazar Eylül eserinden bile daha kuvvetli daha şahsiyetli olarak değerlendirdiği Son Yıldız eserinde ilerleyen yaşı sebebiyle sevdiği genç kadını daha fazla elinde tutamayacağından korkan ve kıskançlığın pençesinde debelenen bir erkeğin etrafında gelişmekte. Mehmet Rauf gibi bir romancı olan baş kahraman aynı zamanda Şehrah gazetesi sahibi ellili yaşlarına yaklaşan Fahri Cemal , erkeklik gururunu konu edinmektedir. Büyük aşk silsilesiyle fantom ağrı kavramına ulaşmak mümkündür bu romanda. İstanbul ve İtalya’nın mekanlarını çok güzel betimlemesi. Yaşandığı dönemi ele alması oldukça başarılı. Tiyatro, opera ve balo gibi faaliyetlere oldukça yer vermesi de çok güzel. Yalnızca yazarın dili oldukça ağırdır. Ama çevirmenler sayesinde kitap oldukça akıcı geçmektedir. Şiddetle okumanızı tavsiye ederim.
Özet
Perran isminde genç ve güzel bir kadın , eşi Şefik Nuri ve Üstad olarak ta kitapta bahsedilen İstanbul gazetelerinin en parlak ve en mamuru Şehrah gazetesinin sahibi Fahri Cemal ve Perran’ın gençlik aşkı Fuat İlhami arasında geçmektedir. Fahri Cemal oldukça zengin ,kibar kültürlü bir adamdır .Dans ve müziğe oldukça düşkündür .Şefik Nuri Bey’in mesleği avukatlıktır. Bir gün bir dava münasebetiyle ,Şehrah’a gitti. Fahri Cemal’le görüştü. Bu temas aralarında umulmayan bir samimiyetinde doğmasına sebebiyet verdi. Fahri Cemal ,gazetenin avukatlığını yapması için Şefik Bey’i doygun bir maaşla işe aldı. İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olan Nişantaşı’nda güzel bir ev aldı ve sınırsız krediler onlar için açtırdı. Normalde orta halli bir yaşam süreceklerken Fahri Cemal sayesinde hayatları değişti. Perran çok pahalı kıyafetler giyiyor. Hiç gidemediği yerlere gidiyordu. Geçen yazdan bu yana hayatı değişmişti. Perran küçük kafalı ,sarı ve yeşil arası derin gözlere sahip genç bir kadındır. Kocası ile arasında epeyce yaş farkı vardır. Romanda balo davetlerinden oldukça bahsedilmektedir. Romanda yine Tokatlıyan da yani Beyoğlu’nda bulunan bir balo davetiyle başlamaktadır. Balodaki davetliler Perran’ın kürkünden konuşmaktadır. Fahri Cemal ise ,balodakilerin dans etmesini bilmemesinden sitem etmektedir. Fikret adında genç bir adam Perran’ı dansa davet etmesi üzerine bunu gören Fahri Cemal kıskanmaya başlamıştır. Çünkü Fahri Cemal ,Perran’a aşıktır. Perran’ın kocası Şefik Nuri Bey gazetede çalıştığı kazandığı parayla türlü türlü kızlarla, eğlence yerlerinde harcıyormuş. Fahri Cemal ise Perran’a duyduğu aşk sebebiyetiyle Şefik Nuri Bey’e tahammül ediyormuş. Balodan sonra evinde komşuları olan Hidayet hanım ,gelini Naciye hanım, kızı Neriman ve Necdet, Şefik Nuri Bey’in erkek kardeşi Halil Nuri o da gazetenin müzik işleriyle uğraşır. Viyolinayı çalmaktan hoşlanır. Dünkü balodaki tanıştığı Fikret ve ailesini davet eder. Dedikodu ve sohbet esnasında Perran’ın Fikret’e karşı bir sevgi beslemesinden tereddüt eden Fahri Bey hemen orayı terk eder. Bir lokantada bu olayı uzun uzun düşünür. Perran’ın onu araması üzerine eve giden Fahri Cemal ise bir yalan söyler.Birkaç günlüğüne yurt dışına iş için çıkacağını söyler. Perran üzülür ve öyleyse beni de götür der. O anda anlar ki Perran’ın dalgınlığının sebebi birisine duyduğu aşk ya da Fikret’e sevgi beslemesinden değilmiş. Fahri Cemal ile Perran yurt dışına çıkmak için plan yapmışlardı bile. Perran, Fahri Cemal ile tatile gitmeden önce dostlarına bir yemek organize etmek istediğini söyler. Yemekte Fehamet hanımlar, Hidayet hanımlar, kocası Şefik Bey ve kardeşi toplamda yirmi beş kişilik bir yemek organize eder evinde. Hizmetçisine yaptırtır. Yemekte Perran bir hastalığa yakalandığını söyler bu yüzden Fahri Cemal ile yurt dışına çıkacağından bahseder. Dostları yanlış anlamasın diye böyle bir yalanı söylerler. Kocası Şefik Bey zaten iş bahanesiyle bazen eve bile gelmiyordu. O bile bu yalanı yemişti. Yemekten sonra Pera Palas’ta büyük bir balo olduğundan tüm hepsi yemekten sonra oraya gittiler. Fahri Cemal’in hep aklındaki Perran’a gideceği o tatildeydi. Kalabalıktan hoşlanmasa da Perran için o da baloya gitti. Perran baloda hayatının şokunu yaşadı. Sekiz sene evvelki genç kızlık hayatında görmüş, sevmiş ve onunla sevişmiş sonra delikanlı harbe gidip oradan iki ay sonra öldüğü haberi gelmişti. Fuat İlhami işte karşısındaydı. Dans edenlerin arasında demek ki ölmemişti. O da Perran’ı görüp yanına gelip sizi çok aradım ama bulamadım dedi. Perran yanındaki dostlarına yanlış anlaşılmaması için eski bir arkadaşım diye tanıttı. Perran’ın telefon numarasını alıp gitti. Perran da baloyu erken terk etti. Balodan sonra eve gelip hala şokunu atlatamamıştı. Hemen uyumak dinlenmek istiyordu. O gece çokça rüyalar görüp sürekli uyuyup uyanıyordu. İki gün sonra seyahate çıkacaktı Fahri Cemal ile. Fuat İlhami’yle geçmişte yaşadıklarının hatırı için gitmeden onunla konuşmak istiyordu. Fahri Cemal’e bunu söyleyemezdi. Fuat İlhami’ye telefon açıp yarım saatliğine buluşabileceğini söylemiştir. Üstad’a ise Fehamet Hanımlara gideceğim bahanesiyle evden çıkmıştı. Osmanbey taraflarında buluştular. Fuat İlhami arabaya binip konuşmaya başladılar. Fuat İlhami harbe giderken Ruslar tarafından Boğaz’dan çıkar çıkmaz torpillendiğini, sağ omzunda vahim bir yara ile nasıl denize döküldüğünü ve bir iki saat nasıl mahir bir yüzücü olması sayesinde bin bir cihetle denizde çabaladığını ve sonra Ruslar tarafından nasıl gemilerine alınıp hastanelerine sokularak tedavi edildiğini anlattı. Fahri Cemal’in onu eve gelip onu bulamamasından korkan Perran hemen eve gitti. Ertesi gün gitmeden tekrar buluşmaya karar vermişlerdi. Fuat İlhami hala Perran’ı deliler gibi seviyordu. O başından geçenleri anlatmıştı ama Perran anlatmamıştı. Tekrar arabada buluştuklarında Perran kayıp haberini aldıktan sonra hastalandığını haftalarca ,aylarca yataktan çıkmadığını anlattı .Büyükada da tanıştığı Fuat İlhami’yle komşu sayılırlardı. Harbe gitmeden önce Perran’a döndükten sonra evlenelim demişti. Onu bekleyecekti. Ama o kayıp haberinden sonra sekiz sene hiçbir haber alamamıştı ondan. Perran’ın babası vefat edince annesi artık Perran’ın evlenmesini istiyordu. Avukat Şefik Nuri onu istemeye gelmişti. Annesinin ısrarı üzerine evlenmişti. Mutlu bir evlilikleri olmamıştı. Fahri Cemal sayesinde de yokluk yüzü görmemişti. Perran saatin epey ilerlediğini görünce yarın İstanbul’dan gideceğini de Fuat İlhami’ye söylemeden eve gitti. Seyahat günü gelmişti. Fuat İlhami’yi arayıp ona da aynı yalanı söyleyip hastalandığı için yurt dışına çıkacağını hastanede tedavi olacağını söyledi. Kocasıyla değil Fahri Cemal ile gideceğini söyledi. Fuat İlhami gitmesine engel olmak için gidersen intihar ederim dedi. Perran bunun üzerine onun çalıştığı yere gitti. Fuat İlhami iki sene Almanya da mühendis olarak çalıştıktan sonra buraya gelmişti. Fuat İlhami gitme benimle kal Ya da bende senle geleyim demiştir. Perran hayır eğer ölmeden gelirsem aşkımızı yaşayacağız demiştir. Fuat İlhami’yle romantik anlar yaşadıktan sonra gemiyi kaçırmamak için hızlıca iskeleye doğru gitti. Fahri Cemal’e söz verip onu yarı yolda bırakamazdı. Onu da seviyordu fakat aşık değildi ona. Vedalaşırken sevdikleriyle ve İstanbul’la aklında ve kalbinde olan tek kişi Fuat İlhami’yi orada bırakıp gitmenin verdiği üzüntü ve acıyla doluydu. Vedalaşma yerine Fuat İlhami de gelmişti. Kalabalık olduğu için kimse fark etmeden ona da mendil sallıyordu. Artık yolculuk başlamıştı. İyice uzaklaşmışlardı. Gemi de geçen birkaç günden sonra nihayet İtalya’ya varmışlardı. Yol boyu Perran konuşmuyor, gülmüyordu. Fahri Cemal bu üzüntüsünü dostlarından ve İstanbul’dan ayrılmasına bağlıyordu. Napoli’de Vezüv yanardağına bakan bir otelde kaldılar. Perran ,Fahri Cemal bu üzüntüsünden şüphelenmesin diye sevinmiş ,çok eğleniyor gibi görünmeye çalışıyordu. Perran’ın kendi evinde onunla yakından ilgilenen Gülter adında bir hizmetlisi vardır. Fakat onu yanında getirmediği için Katedriyan isminde bir hizmetli tuttu. Perran mutsuz evliliğinden sonra Fahri Cemal’in ona olan ilgisinden dolayı kocasını Fahri Cemal ile zaten aldatıyordu. Otel odasında da beraber kalıp birlikte olmuşlardır. Bu birlikteliği Fuat İlhami’yle yakınlaştığı temastan sonra hiç istemiyordu. Fahri Cemal ile Napoli de bir oyuna yani tiyatroya giderler. Orda oyundan etkilenen Perran , Fuat İlhami’yi düşünerek gözyaşlarına hakim olamıyor. Fahri Cemal çok ısrar etse de Perran söyleyemiyordu. Fuat İlhami ,Perran ile ayrılmadan önce mektuplaşabileceğinden bahsetmişti. Yakın hizmetlisine gizli gizli gidip postaneye onun adına mektup olup olmadığını öğrenmesini istedi. Fuat İlhami bir mektup yazmıştı Perran’a. Perran mektubu alır almaz gizli gizli banyoda okur. Çok ağlar. Mektupta Fuat İlhami onu çok özlediğini beklemeye tahammül edemediğini bir an önce dönmesini istemiştir. Yataktan yine gizli gizli ağlarken Fahri Cemal yine fark etmiş neden böyle mutsuz olduğunu buraya neden istemediğini düşünüp İstanbul’da sevdiği birisi mi var diye iyice şüphelenmiştir. Sabah olunca yine Perran ,Fahri Cemal fark etmesin diye mutlu rolü oylamaya devam eder. Pozillipo’yu gezmeye karar verirler. Yine orda da şarkı sözlerinden etkilenen Perran ağlamaya başlar. Bu sefer Fahri Cemal dayanamaz nedir seni mutsuz eden şey ,Perran yine söyleyemez. Fahri Cemal ise Perran’ın acaba birisini mi sevmişti. O yüzden mi burada kalmak istemiyordu. Fahri Cemal İstanbul’a dönüyoruz dedi. Trenle sonra gemiyle birkaç gün süren yolculuktan sonra nihayet varmışlardı. Perran hemen dostlarına haber verip onları görmek istedi. Dostlarından Hidayet hanım ile Neriman hanım iki gün önceki olayı anlatmaya başladılar. Perran’a senin eski arkadaşını konserde gördük sonra çay içmeye apartmana davet ettik deyiverdiler. Bahsettikleri kişi Fuat İlhami’ydi. Perran kıpkırmızı olmuştu. Fuat İlhami’nin çalıştığı yazıhaneyi arıyor fakat ulaşamıyordu. Fahri Cemal ,Perran’dan şüphelendiği için peşine adam takmıştı. Onun şüphelenmemesi için bir hizmetli tutmuştu. Evantiya şüphelendiği bir durumda Fahri Cemal’e haber uçuracaktı. Karşılığında para alacaktı. Evantiya ,Fahri Cemal’in yanına gelip Perran’ın bir çok kez aynı yeri aradığını karşı taraf telefonu açmayınca hiddetlendiğini söyledi. Bu numarayı araştıran Fahri Cemal, Alalemci Han, ikinci kat, on beş numara da Fuat İlhami Bey’e ait olduğunu öğrendi. Fahri Cemal geçmişte sevdiği kadınlardan Perran’ı ayırmıştı onlardan. Geçmişte beraber olduğu kadınlar hep sahte, aldatmıştı onu. Perran’ı saf ve temiz sadakatli buluyordu. Bu haberi duyunca dünyası başına yıkılmıştı. Perran’ın bir kelimesine dünyayı onun ayağına serebilirdi. Gözyaşları içerisinde duyduğu haberin şokundaydı. Fahri Cemal, hemen emrinde çalışan Fikret ve adamlarına artık hiçbir içecek yiyecek giysi o apartmana giremeyecek. Şefik Nuri’nin haftalığını kesmesini emretti. Karı-koca ikisinden de görmek istemiyordu. Kurtulmak istiyordu. Kendisi zaten Perran için bu adama katlanıyordu. Perran da Fahri Cemal’e ihanet etmişti sonuçta. Perran ise olan bitenden hiç haberi yokken hizmetlisi Gülter’e neden telefona çıkmıyor acaba Fuat İlhami hastalanmış mıydı? Gülter’i oturduğu eve gitmesini rica etti. Şerbetçi Apartmanı üçüncü katta oturan Fuat İlhami’nin yanına gitti. Hasta falan da değildi. Gülter, hanımım sizi görmek ister. Saat üç gibi sizinle görüşmek için buraya gelecek dedi ve çıkıp gitti. Fuat İlhami’nin kafasını karıştıran Ayçiçeği lakabıyla Hidayet Hanım ve Neriman’dı. Perran’ın dedikodusunu Fuat İlhami’ye yapmışlardı. Onun kafasını karıştırmışlardı. Fahri Cemal mi zevci yoksa Şefik Nuri mi belli değil. İtalya’ya da Fahri Cemal ile gittiklerini nedeninin birbirlerini sevdiğini Fahri Cemal’in Perran’a aşık olduğundan bahsedince Fuat İlhami Perran’ı görmek istemedi. Peşine adam takan Fahri Cemal bu randevuya Perran ‘dan daha erken gelmişti. Amacı onları basmak rezil etmekti. Kapıya kadar gelip sonra Şehrah gazetesinin itibarını düşünüp bir kaza çıkmasından korkarak oradan uzaklaştı. Fuat İlhami ,Perran’a çok kızgındır. Ben seni İtalya’dan dönmeni sabırsızlıkla beklerken sen Şehrah gazetesinin sahibiyle aşk yaşıyormuşsun bunu da dostlarından öğreniyorum. Perran’a uzun süren tartışmadan ve Perran’a söylediği onca hakaretten sonra Perran durumu izah etse de Fuat İlhami hemen burayı terk edip defolup gitmesini istedi. Perran çok kötü olmuştu. Eve döndüğünde ise kocası Şefik Nuri geldi. Toparlan hemen İstanbul’dan gidiyoruz. Adana’ya gideceğiz. Perran sen gidersen git ben burada evimde kalacağım dedi. Fahri Cemal’in onun haftalığını kestiğini söyledi. Artık bizim oturduğumuz apartmanla hizmetçisiyle , yiyecek içeceğiyle ilgilenmemesi için adamlarına emir verdi. Artık kalamayız burada diyordu. Kocasına inanmayıp hemen Üstadın yani Fahri Cemal’in yanında buldu kendini. Gerçekten artık seyahatten sonra hiç onu aramamıştı. Hizmetliler de gelmemişti Şefik Nuri haklı gibiydi. Fahri Cemal sigarasını içiyordu. Hasta falan da değildi. Perran hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Fahri Cemal ,Perran’a her şeyi bildiğini sevgilinle buluştuğunu Fuat İlhami’yi biliyorum dedi. Demek seyahatte ağlamalarının sebebi buymuş. Ben seni tüm kalbimle sevdim beni nasıl aldatırsın belki de çok sefer aldatmışsındır. Beni nasıl kandırdın diye Perran’a hakaretler, küfürler ediyordu. Perran ,Fahri Cemal’in matbaasından çıktıktan sonra çok kötü olmuş. Eski aşkı Fuat İlhami’nin beni bırakma intihar ederim tehdidiyle ,Fahri Cemal’in ona ihanet ve hakaret etmesinden ,kocası olan Şefik Nuri’nin onu zorla Adana’ya götürecek olmasını düşündükçe bu aşkların bedelini ancak ölmekle öderim diye. Tramvayın önüne kendini atmış. Genç kadını fark eden tramvay şoförü tam zamanında durmuş. Ezilmekten ölmekten kurtuldu. Fahri Cemal bir delilik yapabilir endişesiyle Perran’ın peşine takıldı. Kalabalığı gören Fahri Cemal hemen yatmakta olan kadının Perran olduğunu görüp çevrenin yardımlarıyla hastaneye kaldırdı. Kurtulmuştu durumu iyiydi. Fahri Cemal çok pişman oldu ona öyle davrandığı için. Hemen hatasını telafi etmek için Fuat İlhami’yi buldu. Sen Perran’ı seviyor musun? Seviyorsan hala onunla evlen demiştir. Hala çok seviyorum dedi. Perran gözlerini açtı. Yanı başında Fahri Cemal’i gördü onu kurtardığı için teşekkür etti. Fuat İlhami’yi yanı başına getirdi. Onunla evlenmesini istedi . Perran ,Fahri Cemal ‘e hayır olamaz ben sizden ayrılamam dedi. Benden ayrılmayacaksın zaten ama artık bir baba şefkatiyle ancak yanında kalabilirim. Kendi dengindeki bu adamla evlenmelisin. Şefik Nuri durumunu da halletti. Fahri Cemal para teklif ederek, Perran ile Şefik Nuri’nin boşanmasını sağladı. Daha sonra Fuat İlhami ile Perran evlendiler. Dedikodular yapılacağı için biraz buradan uzaklaşmalarını rica etti. Yine vapurla çok uzaklaşmadan seyahat yapacaklardı. Fahri Cemal onlarla gitmedi. Onlara apartmanı da evlilik hediyesi olarak verdi. İstanbul’da kaldı. Birkaç hafta önce kendisi ve Perran giderken şimdi sevdiği kişiyi bir başkasıyla evlendirip arkasından el salladı. İyice vapur uzaklaşınca o da arabasına binip şoförüne matbaaya emrini vererek arabanın köşesine gizleyerek: gittin Perran. Ah gittin ,diye gözyaşlarını koyuverdi.