Kitap Türü:Tarihi, PolitikaOrjinal Adı:Das KapitalÇeviren:Mehmet Selik, Nail Satlıgan
Puan Tablosu
Kapital Özet
19. yüzyılda İngiltere’nin Manchester şehri merkezinde gelişen Sanayi Devrimi ile beraber işçi sınıfı ortaya çıkmıştır. Sermaye sahipleriyle emeğini bir ücret karşılığında satmak zorunda kalan işçiler arasındaki çıkar çatışması ve gerilim Karl Marx’ı etkilemiş ve bu sosyal olguyu bilimsel düzeyde incelemeye teşvik etmiştir. Neredeyse tüm eserlerini bu konu üzerine yazan Marx’ın Kapital adlı dev eserinde sermayenin üretim ve dolaşım süreci incelenmiş; ayrıca kapitalist üretim süreci bir bütün olarak ele alınmıştır. Toplam üç ciltten oluşan Kapital’in 1. cildi sermayenin üretim süreci üzerinedir.
Marx incelemesine en temel unsurlardan hareket ederek başlar ve önce para ile meta arasındaki ilişkiye dikkar çeker. Metanın değerini belirleyen bazı hususlar vardır. Bunlar arasında metanın hammaddesinin doğadaki miktarı, metayı elde etmek üzere harcanan emeğin zaman ve güç açısından değeri, metanın satın alınmak üzere talep görme düzeyi gibi hususlar bunlardan bazılarıdır. Marx, en öne emek unsurunu koyar. Böylece her şeyin toplum tarafından tanınan belirli bir değeri olur. Değiş-tokuş ile başlayan alışveriş yerini zamanla bir sembole yani paraya bırakır. Para ise meta dolaşımının temel aracı hâline gelir.
Para iki farklı şekilde kullanılabilir: Tüketim aracı olarak ya da sermaye olarak. Sermaye, parayı arttırmanın bir yoludur. Eldeki para, daha çok para elde etmek amacıyla dolaşıma sokulur. Para ile meta üretilir ve bu meta satılarak daha önce elde bulunan paranın daha fazlası kazanılır. Böylece süreç, daha çok paranın kazanılması esasına dayalı olarak işlemeye devam eder.
Karl Marx, incelemesinde tüm sürecin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak bir kavram geliştirir: Artık değer. Marx’a göre kâr, düşük fiyata alınmış malın daha yüksek bir fiyata satılmasıyla kazanılan para değildir. Kâr, ücretli emeğin sömürülmesi yöntemiyle elde edilen artık değer sayesinde ortaya çıkar. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse sermaye sahibi işçiye günlük 10 saatlik çalışma ücreti öder ama onu 12 saat çalıştırır. Karşılığı ödenmeyen bu iki saat artık değerin kaynağıdır. Bu şekilde kapitalist, işçinin emeğine konar ve sermayesini büyütür. Büyüyen sermayeyi daha çok para elde etmek ve daha çok işçiyi sömürmek için bir araç olarak kullanır.
Karl Marx, incelemesinde kendisinden önceki ve kendi dönemindeki ekonomistlerle mücadeleye girer ve onların düşüncelerini eleştirir. Bu eleştirilerini yazarken çoğunlukla somut kanıtlar kullanmaya özen gösterir. Kendi düşüncesini ise bu eleştiriler ve somut veriler temelinde inşa eder. Amacı, üstü örtülü olan sömürü düzeninin ortaya çıkarılması, sömürülen işçinin uykusundan uyandırılması ve hakkını aramaya teşvik edilmesidir.
Marksizmin öncüsü olan Karl Marx’ın ideolojik bir yönü olduğu inkar edilemez ama bu durum onun ciddi bir bilim adamı olduğu gerçeğini de değiştiremez. Hukuk üzerine eğitim gören, doktora tezini ise Antik Yunanlı iki düşünürde maddecilik üzerine yazan Karl Marx; felsefe, sosyoloji ve ekonomi bilim dallarından yararlanarak düşüncesini yetkin bir biçimde ortaya koymayı istemiş ve hayatı boyunca aynı alan üzerinde detaylı çalışmalarda bulunmuştur. Sosyoloji ve ekonomi alanlarına yabancılaşma, artık değer, alt yapı-üst yapı gibi kavramlar kazandıran bu ünlü düşünür ve bilim adamının –Komünist Manifesto haricinde- hiçbir eseri kolay okunacak nitelikte olmayıp uyanık bir dikkat ve güçlü bir genel kültür gerektirmektedir. Marksizmin en ünlü metni olmasına rağmen en az okunan eserlerden de biri olan Kapital’in anlaşılması zordur. Her ne kadar bu eser okunmadan Marksizme dair genel fikirlere ulaşılabilecek olsa da söz konusu akımın hakkıyla anlaşılması için ciddi bir mesai ve emek harcayarak bu dev eserin okunması bir zorunluluktur.