İmparatorluğun Batış Yılları

Kitabın Yazarı:Falih Rıfkı Atay Kitap Türü:Tarihi Yayınevi:Pozitif Yayıncılık Yayınlandığı Yıl:2020 Sayfa Sayısı:224 ISBN:9786055514419 Kitap Puanı:8.4 / 10 | Yorum: 2

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al KitapYurdu:97,70 TL D&R:150,00 TL e-kitap,pdf,epub: *

8.4
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

İmparatorluğun Batış Yılları - Falih Rıfkı Atay

Kitap Türü:Tarihi

Puan Tablosu

İmparatorluğun Batış Yılları Özet

Falih Rıfkı Atay, İmparatorluğun Batış Yılları adli hatıra kitabında çocukluk ve ilk gençlik döneminden bahsetmektedir. 1800’lerin sonu ile Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’na girdiği dönem arasını konu alan kitap, bir devletin adım adım nasıl battığını gözler önüne sermektedir. Abdülhamit’in baskıcı yönetimi altında doğan ve büyüyen Falih Rıfkı, o zamanların İstanbul’unun mahalle aralarında bile bu baskının ne kadar derinden hissedildiğini çok çarpıcı bir biçimde gözler önüne serer. Halk padişahın adını anmaya korktuğu için odan Hasan Ağa diye bahseder olmuştur. Padişahın yüzünün bir resmi bile yoktur. Bir gün Falih Rıfkı, abisinin yabancı dilde basılmış kitapları arasında padişahın resmini görür ve bunu arkadaşlarına göstermek ister. Abisi ise Falih Rıfkı’ya kızar ve bunun bir suç olduğunu, bu sebeple Fizan’a sürülmek istemediğini, dolayısıyla bu fotoğrafı saklamasını söyler. Bu dönemde hafiyeler her taraftadır. Devlet memurları ünlü kabadayılarla iş birliği yapmaktadır. Öyle ki bir zamanlar halk soyulmaktan korktuğu için yanında para taşımamaya başlamış, kabadayılar ise yanında en az şu kadar para bulundurmayanların öldürüleceğine dair duvarlara ilanlar asmıştır. Okul hayatının genellikle din üzerine olduğu o dönemde pozitif bilimler söz konusu edilmez. Kuran ezberi, bu okulların en bilindik dersleri ve amaçları arasındadır. Hocasından Yasin’i ezberleme ödevi alan Falih Rıfkı, kendi Kuran’ındaki ilgili sayfaları yırtmış ve böylece çocuk aklıyla hocasına “Benim Kuran’ımda Yasin yok.” Demenin planlarını yapmıştır. Ertesi gün okula gittiğinde ise bu durum sebebiyle hocasından bir güzel dayak yemiştir. İlkokulun bu hâlde olmasına rağmen liseler biraz daha iyi düzeydedir. Falih Rıfkı’nın Hüseyin Cahit, Mehmet Akif Ersoy gibi isimlerden dersler aldığını öğreniyoruz. Ruşen Eşref de onun sınıf arkadaşıymış. O dönemlerde lise zamanlarında bile bir hürriyet heyecanı, vatanı kurtarma planları konuşulmaktadır. Yasaklı kitaplar elden ele değişmekte, Tevfik Fikret’in Sis şiiri ezberlenmektedir. Derken İkinci Meşrutiyet gelir ve gençlerde heyecan had safhaya çıkar. Halkın çoğunluğu II. Abdülhamid
‘in yanındadır. Çok geçmeden halk 31 Mart ayaklanmasını çıkarır. O günlerin dehşetini ve heyecanını bu zamanı bizzat yaşayan Falih Rıfkı’dan okumak olukça ilginçtir. Tarihi bir bilgiden ziyade yaşanan bir hatıra olarak 31 Mart vakası, adeta İstanbul’un kana bulandığı, silahların patladığı, baskının ve korkunun kol gezdiği bir zamandır. Ancak sarıklıların bu girişimi Selanik’ten Mahmut Şevket Paşa komutanlığında gelen Hareket Ordusu’nun İstanbul’a girmesiyle kesilir. Artık isyancılar sarıklarını saklama derdine düşer. Ne var ki çok kan dökülür. Darağaçları kurulur. Pek çok kişi idam edilir ve Meşrutiyet kurtarılır. II. Abdülhamid ise tahttan indirilir. Kısa bir süre sonra Balkan Savaşları çıkar. Bir zamanlar Osmanlı’nın çobanlığını ve garsonluğunu yapan milletler şimdi Osmanlı’yı Balkanlardan atmanın derdine düşmüşlerdir. Osmanlı ordusu o kadar kötü bir durumdadır ki bu Balkan devletlerine karşı ayakta duramaz. Bunda ordudaki subayların alaylı ve mektepli olarak ikiye ayrılmasının da payı vardır. Bulgaristan İstanbul’u alma planları yapmaktadır. Osmanlı Devleti ise anlaşma yapmak ister ve onların önünü keser. Ne yazık ki tüm Trakya kaybedilmiştir. Bulgaristan’ın bu savaşta oldukça geniş topraklar elde etmesi diğer Balkan Devletlerini kızdırır ve neticede İkinci Balkan Savaşı çıkar. Böylece en azından Edirne’ye kadar olan yerler kurtarılır. Avrupa devletleri Osmanlı’nın topraklarını sömürgeleştirme yarışına girmiştir. Ekonomi kötüye gitmekte, savaşlar kaybedilmekte, siyasette bir istikrar sağlanamamaktadır. Bu kaos ortamında Birinci Dünya Savaşı çıkar ve hükümetin üst düzey yetkililerinden pek çok kişi savaşa girmeye razı olmasa da Enver ve Talat Paşa’ların istekleri doğrultusunda Osmanlı zorla savaşa sokulur. Bu durum ise Osmanlı Devleti’nin sonunu getirir.

Falih Rıfkı Atay, işlemedikleri suçların cezasını çeken bir nesil olduklarını söyler. Bu kitabı, Cumhuriyet öncesi Türkiye’sinin durumunu anlatmak ve Mustafa Kemal’in ilk zamanlarına dikkat çekmek için yazmıştır. Gençlere ibret almaları ve Mustafa Kemal’in değerini anlamalarını öğütleyen yazar, bu kaos ortamından ancak Mustafa Kemal gibi zeki ve başarılı bir askerin ve devrimcinin vizyonu sayesinde kurtuluşun mümkün olduğunu anlatır. Ancak Atatürk’ün devrimleri onun ölümüyle durmuştur, Adalet Partisi’nin politikaları sonucunda da tekrar Osmanlı’nın Meşrutiyet dönemindeki atmosfere dönülmüştür. İlerlemenin yolu Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini benimsemek ve bu yolda ilerlemektir.

Editör: Murat ASLAN

İmparatorluğun Batış Yılları Soruları ve Cevapları

İmparatorluğun Batış Yılları kimin eseri?

Falih Rıfkı Atay

İmparatorluğun Batış Yılları türü nedir?

Tarihi

İmparatorluğun Batış Yılları kaç sayfa?

224

İmparatorluğun Batış Yılları Yorumları

tarih sevenler için güzel kitap olabilir ama ben hiç sevmedim bildiğin sıkıcı bir kitap

16-11-2022 20:40

özet biraz uzun ama güzel

19-10-2023 00:13