Romanın başında Beydiyar köyünden bahsedilir. Bu köy Orta Anadolu’nun bozkırındadır. Dik yokuşlu, orta boylu bir yerleşim yeridir. Anlatıcı insanların niçin yokuşların dik olduğu bir yere yerleştiğini sorar. Bu soruları çocukluğunda seksen yaşındaki Ali Çavuş’a sorarak öğrenmiştir. Aradan yıllar geçer. Anlatıcı köyüne bilgi toplamak için gelir. Bu sefer Kırpık Hasan, Beydiyar köyünün geçmişini anlatır. Yıllar önce Oğuzların Salur Boyu’na mensup Temur ailesi tarafından kurulur. Yıllar geçer, köyde nüfus hayli artar. 1. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla seferberlik ilan edilir. Köyde eli silah tutan erkekler savaşa katılır. Bu erkeklerden birkaçı geri dönebilir. Beydiyar’ın azalan nüfusu tekrar çoğalır. Çoğalan nüfus işsiz kalır, ardından fakirlik köye yayılır. İnsanoğlu her şeyin çaresi bulur, yeter ki bulmak istesin. Köylüler tarlaları kiralama yoluna gider. Hem kiralayan para kazanır hem de yarıcı ekip para kazanmaktadır. İşsizliğin önünü yarıcılık, amelelik de alamaz. En sonunda köyden şehre göçler patlak verir. İnsanlar, şehre kapıcılık, hamallık yapmak için göç ediyorlardır. İktidara Demokrat Parti gelir. Uzun bir aradan sonra yeni bir partinin iktidara gelmesi insanların daha umutlu bakmasına sebep olur. 1968’li yıllarda Adalet Partisi iktidara gelir. Bu dönemde köyden kente göç devam etmekte ve ek olarak insanlar Almanya’ya çalışmaya gitmektedir. Almanya’ya gitmek için çabalayan insanlar türlü oyunlar yaparak pasaport çıkarmaya çalışırlar. Köyde Almanya’ya gidip çalışmak büyük bir şans olarak görülür. Bunu da fırsat bilen köyün yerlisi olan Gani, köyde ortak bir fabrikanın yapımına başlar. Devletin desteğiyle Almanya’ya yirmi işçi alınacaktır. Gani, uyanıklık yapıp bu kontenjanları para ile Almanya’ya gitmek isteyenlere verir. Paraları alarak Almanya’ya gider. Fabrika ortaklığından da kurtulur. Ortaklık Bekir’e kalır. Bekir’de para olmadığından ortaklarla anlaşamaz. Müslim Ağa’nın oğlu Raşit de adını Almanya işçiliğine yazdırmıştır. Almanya’ya gidince karısı Halime ve oğlu; Raşit’in babası ve annesi ile yaşamaya başlar. Halime, Raşit’i özlediğinden çekilmez bir hal alır. Kayınbabası bu durumdan hoşlanmaz. Bu yüzden de gelini sık sık annesine gitmeye başlar. Raşit ile karısı mektuplaştığında oğlu Murat ile kendisini yanına alması için ısrar etmektedir. Kendi namus güvenliği yoktur. Kocasının gurbette olduğunu gören kocasının kardeşi ona kötü gözle bakmaktadır. Halime’yi genç kızken isteyen Mahmut adında bir adam vardır. Maddi durumlardan dolayı Halime ile evlenemeyen Mahmut, Halime’den intikam almak ister. Halime bir gün baba evine gelirken Halime’yi oyuna getirir. Tecavüze uğrayan Halime, ne yapacağını bilemez. Kısa süre sonra da hamile olduğunu öğrenince hayatı zehir olur. Kocası birkaç ay sonra eve gelecektir. Bebekten bir an önce kurtulmanın yollarını arar. Bebeği düşürmeye çalışsa da başaramaz. En sonunda annesinden yardım ister. İntikamını alan Mahmut, bu olaylardan sonra köyden ardına bakmadan gider. Halime’yi annesi kürtaj ettikten sonra yataklara düşer. Raşit’in kız kardeşi Elif, Celal adında bir delikanlı ile evlenecektir. Raşit, Elif’e Kerim adında bir arkadaşının talip olduğunu söyler. Babası da durumu daha iyi olan Kerim’e vermeyi düşünür. Celâl, Elif’in haberini alır. Elif’i kaçıran Celâl tecavüz eder. Celâl, Cevat’ı sırtından yaralayarak sakatlar. Beklenilen gün gelir. Raşit ve Kerim Almanya’dan memleketlerine gelirler. Raşit, eşinin hasta olduğunu görünce doktora götürür fakat eşi ölür. Raşit, kardeşini hastanede görmeye gider. Ardından Celâl’i öldürüp hapse girer. Arkadaşı Kerim, Elif’in başına gelenleri duyar. Yine de evlenmeye karar verir. Evlenip Almanya’ya giderler. Türlü umutların yıkıldığı romanın sonunda Elif ve Kerim’in evlenmesi az da olsa romanı umutlu kılmıştır.
Değerlendirme
Abbas Sayar, tarafından yazılan “Dik Bayır” 1977 yılında basılır. Dik Bayır; umudun, umutsuzluğun romanıdır. Raşit’in Almanya’ya gitmesi ve geride bıraktıklarını kaybetmesi romandaki hayal kırıklıklarından birisidir. Romanda sık sık mektup tekniği kullanıldığı görülür. Bu mektuplaşmalar Almanya’da olan Raşit’in tek haberleşme aracıdır. Sosyal çevreye baktığımda insanları para yönetir hale gelmiştir. Para en büyük güç kaynağıdır. Buna örnek olarak; Müslim’in babası, Kerim’in Almanya’da çalıştığını öğrenince Elif’i evlendirmeye razı gelmesini gösterebiliriz. Kitapla kalın.
Yazan: B. Öğretmen
Dik Bayır Soruları ve Cevapları
Dik Bayır kimin eseri?
Abbas Sayar
Dik Bayır türü nedir?
Yerli Romanlar
Dik Bayır kaç sayfa?
269
Dik Bayır Yorumları
özet ödevi için okudum güzel bir kitap abbas sayarın daha önce yılkı atı romanını da okumuştum güzel yazan bir yazar
16-10-2021 19:32
roman özeti için teşekkür ederim
01-12-2022 20:09
bayır köyünde çekilen dizi bu kitaptan mı esinlendi