Bu hikâye de aslında ne birini dinliyorsunuz ne de birini seviyorsunuz. Dinlediğiniz hepimizin duyup kulak arkası ettiği düşüncelerken, sevdiğiniz ise bir insandan daha çok bir insan hayatı oluyor ya da başlı başına hayatın getirdikleri diyelim… Nefes aldığınız hayatın farkına varabilmek, hayata doğru yerden bakabilmek ve doğru güçle tutunabilmek adına, okunması gereken bir kitapla buluşuyorsunuz. Ve otizmin, bilmeyenler için birer hastalıkken, bilenler için sadece farklı biri olduğunu anlıyorsunuz. Bir ‘’Üzümlü Kek’’ hayatınıza neler katabilir, hepsini bu hikâye de öğreniyorsunuz…
Psikolog olan Zeynep, hayatını otizmli olan kardeşi Enes’e adar. Özellikle, kendi kullandığı arabada bir gece geçirdikleri trafik kazasında anne ve babasını kaybettikten sonra tüm hayatını adar.
Anne ve babası öldükten sonra, annesinin en yakın arkadaşı olan Nilgün Teyze ile hayatlarına devam ederler. Zeynep işteyken kardeşine bakabilecek tek kişi o olur. Enes konuşamasa da göz kontağı ile her şeyi anlayan yirmi sekiz yaşında bir gençtir. Nilgün Teyze’nin yurt dışında yaşayan ama aramayan sormayan bir kızı vardır ve eşi de yıllar önce ölmüştür. O yüzden Zeynep ve Enes onun yalnızlığına ortak olan evlatları yerine geçerken, Zeynep ve Enes için de hasretlerini gidermeye çalıştıkları anneleri gibi olur.
Zeynep işini seven, bir psikolojik danışmanlık merkezinde çalışan biri iken, kendini dış dünyaya özellikle erkeklere, aşk sevgi meselelerine kapatalı uzun zaman olmuştur. Aslında tüm amacı; iyi bir birikim yapıp Enes’e kendisinden sonra iyi bir şekilde bakılabilecek bir vakıf kurabilmek ve kardeşi gibi otizmli diğer genç ve çocukların da aileleri dışında ilgiyle, sevgiyle bakılabilecekleri bir yer açmaktır.
Kitabın çoğu bölümünde Enes’in iç dünyasına, iç sesine eşlik ederek bambaşka dünyaya açılacaktır okuyucu. Hiç konuşamayan biri olsa da aslında sürekli konuşan, her şeyi duyan, her sorulana cevap veren, yol gösteren, teselli eden ve asıl farkındalıklı yaşayan olağanüstü bir insanla karşı karşıya kalacaktır.
Enes’in en sevdiği şey dışarı çıkıp fotoğraf çekmek olurken bir diğer şey ise, herkesi hayret içinde bırakan, dillere destan yaptığı pasta ve keklerdir. Bir gün binalarına müzikle uğraşan, yalnız yaşayan Ali adında genç ve yakışıklı bir adam taşınır. Daha ilk günden hem Nilgün Teyze ile hem de Enes’le güzel bir bağ kurulur. Enes aldığı sezgilerle Ali’nin ablası için uygun olduğu tek kişi fikrine inanır. Nilgün Teyze de aynı düşünce de oluğundan Zeynep’le Ali’yi bir an önce bir araya getirmek için çalışmalara başlarlar. Zeynep başlangıçta lafını bile ettirmeden itiraz eder. Onun önceliği Enes ve kariyeridir her zaman.
Yeni komşuları olan Ali, bir gün babaannesinin fazlaca koyduğu üzümlerden Enes’e getirir. Enes aslında kek ve pastayı yemeyi değil, pişirmeyi seviyordur. Ali’nin getirdiği üzümlerden yaptığı keki, Ali’ye hediye eder. Bu hediyesi aynı zamanda ablası içindir. Ablasının geleceği, bastırdığı duyguları, kendine vermediği değere atılan ilk adım olması için.
Enes’in ufak planları ile Zeynep ve Ali sohbete başlar. Nilgün Teyze ve Enes’in en yakın arkadaşları hatta aileden biri gibi olur Ali. Kendi ailesinden hiçbir zaman ne doğru düzgün sevgi ne de fikirlerine saygı görmemiştir. O yüzden müzik aşkı, hayalleri uğruna, önem verdikleri tek şey para ve statü olan ailesini arkasına bakmadan bırakıp gelmiştir.
Ablası Zeynep ile kendini abisi yerine koyan, öyle davranan ve tüm samimiyeti ile hissettiren Ali ile aralarında her şey yavaş yavaş güzel gitmektedir. Ancak son zamanlarda Enes’in solgun rengi, bitkin hali ablasını telaşlandırır. Gezmek için dışarı çıktıklarında Enes birden fenalaşır. O günlerde Zeynep konferans için Ankara’dadır. Aldığı haberle apar topar gelen Zeynep’i havaalanından alan Ali, hastaneye yetiştirip bıraktığı Nilgün Teyze ve Enes’e götürür. Önce gerekli tetkikler yapılır, sonuç süresi beklenir ve ne yazık ki sonuç beklenilenden öte, çok kötü çıkar. Enes kan kanseridir ve fazla zamanı kalmamıştır.
Hayat takasla ilerler. Zeynep’i Ali ile ödüllendirip bir hayat bahşederken, Enes’in hayatına son vermek için harekete geçiyordur.
Konuşamadığı için yıllardır; çektiği fotoğraflar ve resimlerle iletişime geçmişti Enes ve ailesi. Odasının duvarı onun içi özel tasarlanmıştı. Dışarı çıkmak isterse sokak fotoğrafı, karnı acıkınca yemek fotoğrafı, her ihtiyacına kadar her şey kart haline dönüştürülmüş fotoğraflarla anlatılıyordu. Bir pasta ya da keki bir kere tatması yeterli oluyordu. Çünkü yıllarca yabancı kanallarda ki yemek programlarını izleyip, yaparak en büyük zevki haline getirmişti. Üzümlü kek ise; annesinin kazada ölmeden önce ağzından çıkan son cümleleriydi.
Enes olacakları bazen önceden biliyordu, hissediyordu çünkü o melekleri ile yaşıyordu. Herkesten sakladığı perdeyle örtülü duvara baktıklarında Ali ve Zeynep büyük bir şok yaşamışlardı. Enes’in gizli dünyasında ki seçtiği son fotoğraf kartları; ablası ve Ali’nin tanışmasına ve birlikte olmasına vesile olan kareler olurken, sonuncu mezar başındaki Zeynep ve Ali’nin fotoğraflarıydı… Enes bir melek olup, çok özlediği anne ve babasının yanındaydı…
Yazan: Pınar Çağlayan
Üzümlü Kek Konusu
Aşkım Kapışmak Üzümlü Kek kitabı ile bu kez okurlarına hüzünlendiren bir hayat hikayesi sunuyor. Yazdığı farklı kişisel gelişim kitapları ile adından sürekli söz ettiren Aşkım Kapışmak bu kez okurlarına Enes adındaki bir karakter ile hitap ediyor.
Enes otizmli bir genç ve en büyük tutkusu üzümlü kek yapmak. Bir anlamda hayattaki en büyük mutluluk bu onun için. Konuşamayan ve bu yüzden çevresini daha fazla gözlemleyip dinleyen Enes çevresindekilerin göremedi detayları görebilen biriydi. Gün içinde yaşananların çoğu ona anlamsız geliyor, insanların neden hayatın tadına odaklanmak yerine mutsuzluklara odaklandığını anlamaya çalışıyordu.
Aşkım Kapışmak Enes ile birlikte aslında bizlere bir hayat dersi sunuyor. Hayatın renklerini tatmanın, basit şeylerle mutlu olmanın, yaşama sevincini geri kazanmanın yollarını en büyük tutkusu üzümlü kek yapmak olan bir genç vasıtası ile öğreniyoruz.
Üzümlü Kek Soruları ve Cevapları
Üzümlü Kek kimin eseri?
Aşkım Kapışmak
Üzümlü Kek türü nedir?
Yerli Romanlar
Üzümlü Kek kaç sayfa?
224
Üzümlü Kek Yorumları
çok güzel bir kitap ilham verici ve motive edici benim çok hoşuma gitti aşkım kapışmak kitapları güzel oluyor diğer kitaplarını da okumanızı tavsie ederim
05-11-2016 19:28
güzel bir kitaptı oldukça hoşuma gitti tavsiye edebilirim
11-11-2016 20:31
yine çok güzel yazmış.tavsiye ederim..
13-11-2016 02:01
güzel duygu dolu bir kitap
01-12-2016 12:49
oldukça etkileyici,etkisinde kalınacak duygu yüklü bir kitap.tavsiye ederim.
15-12-2016 15:53
okurken çok yoğun duygular yaşıyorsunuz..ve bazılarını kendi yaptıklarımızla ve yapmadıklarımızla kıyaslıyorsunuz..ayrıca çooook ağlıyorsunuz..kalemine sağlık, aşkım kapışmak
28-01-2017 16:59
cok guzel bir kitap 💜💜
22-02-2017 14:42
enes'in düşündüklerini açıkladığı bölümler kendi hayatlarımıza muhteşem bir ayna tutuş ve farkindaliklar sağlıyor, kitabı hemen okumanızı sağlıyor...
27-09-2017 10:54
üzümlü kek kitabı çok hoşuma gitti daha önce aşkım kağışmakın carpe diem kitabını okudumuş bu kitabı da güzeldi şimdi yeni kitabına bakacağım
13-12-2019 23:17
o kadar etkilendim kii ... birde enesin penceresinden bakın dünyaya ... bir kez daha hayranlıkla okudum aşkım kapışmak
29-10-2020 20:54
bir konu fikri bulmuş onun üzerine sıradan bir hikaye giydirmiş yazara yakışmamış