Tarık Uslu'nun yazdığı Şu Acayip Uzay adlı kitap, bilgi dolu içeriği ve mizahi üslubuyla 9 yaş ve üzeri okurlara hitap ediyor. Eser her ne kadar bir çocuk kitabı olsa da yetişkinlerin de keyifle okuyabileceği ve uzay hakkında pek çok şey öğrenebileceği nitelikte. Ayrıca kitap; öğrencilerinin uzaya olan ilgisini arttırmak, uzay hakkında pek çok bilgiyi kolayca öğrenmelerini sağlamak ve okul derslerini daha keyifli hâle getirmek için öğretmenlerin de yararlanabileceği kadar kapsamlı ve eğlenceli bir içeriğe sahip. Uğurböceği Yayınları tarafından ilk kez 2011 yılında yayımlanan eser, Şu Acayip Şeyler Dizisi'nin yedinci kitabı. Uzay hakkında ilginç bilgiler veren kitap, Sevgi İçigen'in kaleminden çıkan birbirinden eğlenceli siyah beyaz çizimlerle süsleniyor. Çizimlerin yanı sıra kitapta gerçek uzay fotoğrafları da bulunuyor. Görsellerle zenginleştirilerek çocuklar için daha ilgi çekici bir hâle getirilen kitabın bazı bölümlerinde anlatılan konuyla ilgili Kur'an-ı Kerim ayetleri de yer alıyor. Kolayca okunabilen kısa kısa yazılarla ve ilgi çekici görsellerle dolu 158 sayfadan oluşan çocuk kitabı 14 bölüme ayrılıyor. Her biri yaklaşık 8-10 sayfa olan bölümlerin başlıkları ise şöyle:
● Büyük karanlığın sırrı
● Ay'a gitmenin en iyi tarafı
● Büyük Ay palavrası
● Ya, Ay olmasaydı
● Dünyanın en parlak yıldızı
● Güneş nasıl çalışır?
● Güneş sistemi
● "E pur si muove!"
● Piknik yapmak için en uygun gezegen
● Samanyolu'nda bir yolculuk
● 76 yılda bir kez gelen misafir
● Taş düşebilir!
● Kum taneleri ve yıldızlar
● Uzay sözlüğü
Şu Acayip Uzay Özeti
Kitap, gökyüzündeki büyük karanlığa dikkat çekerek başlıyor ve gökyüzünün neden karanlık olduğunu okurlarına sorgulatıyor. Ardından konuyla ilgili bazı görüşlere yer vererek gökyüzünün neden karanlık olduğunu anlatıyor. Daha sonra insanların ilk kez ne zaman Ay'a gittiğinden, Ay'a ayak basan ilk astronotun Neil Armstrong olduğundan ve Jules Verne'in Ay'a Seyahat adlı bir kitabının bulunduğundan bahsediyor.
Detaylı bilgilerle Dünya ile Ay arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor ve Dünya'nın uydusu olan Ay'ın yokluğu hâlinde neler olabileceğini sorguluyor. Ay'dan sonra Dünya için büyük önem taşıyan Güneş hakkında bilgi veriyor. Güneş'in ne kadar büyük olduğunu, Dünya için önemini ve nasıl çalıştığını anlatıyor.
Yazar, uzayla ilgili pek çok bilgi verirken yüzyıllardır bu bilgilerin elde edilmesini sağlayan gök bilimcileri de unutmuyor. Yazarın kitapta adını andığı gök bilimciler arasında Batlamyus, Giardo Bruno, Galileo Galilei, Biruni, Nureddin Batruci ve Kopernik gibi önemli isimler yer alıyor. Yazar, Galileo ve Bruno gibi gök bilimcilerin hayatını anlatırken onların yaşadıkları zorluklara ve hatta doğru bildiklerinden vazgeçmedikleri için kilise tarafından acımasızca öldürüldüklerine de dikkat çekiyor.
Daha sonra Jüpiter, Satürn, Uranüs, Mars, Venüs ve Merkür gibi gezegenlerin çeşitli özelliklerini paylaşarak piknik yapmak için uygun olup olmadıklarını sorguluyor. Esprili bir şekilde tüm gezegenleri tanıtıp hepsini çeşitli bahanelerle eledikten sonra piknik yapmak için en uygun gezegenin tabii ki Dünya olduğunu söylüyor.
Gezegenlerin ardından hemen hemen herkesin bildiği bir kuyruklu yıldız olan Halley'i eksene alarak kuyruklu yıldızlar hakkında pek çok bilgi veriyor. Daha sonra sadece yeryüzünde değil, gökyüzünde de taşların olduğundan bahsediyor. Gökyüzündeki taşların gök taşı olarak adlandırıldığını, atmosfer tabakasının Dünya'yı gök taşlarından koruduğunu anlatıyor.
Kitabın en sonunda ise kitapta anlatılanları daha iyi anlamayı sağlayacak bir Uzay Sözlüğü bulunuyor. Bu kısımda asteroid, ışık yılı, krater, meteorid, teleskop ve uydu gibi kelimelerin anlamları yer alıyor. Uzay söz konusu olduğunda her biri büyük önem kazanan bu kelimelerin anlamları ayrıntılı bir şekilde veriliyor ve örneklerle açıklanıyor.