Kitabımız Sadık isminde bir adamın yaşamı üzerine kurgulanmış. Sadık’ın babası öğretmen, annesi hemşiredir. Belli düzeyde geçinebilecekleri bir yaşam standartları vardır. Sadık’ın üniversiteye dair hayali Paris’e gidip orada tiyatro alanında kendini geliştirmek, bu alanda yoluna devam etmektiR. Fakat ailesi onun bu hayalini karşılayacak maddi bir güce sahip değildi. Kendini çoğu boş hayaller içinde yüzüyormuş gibi hisseder. Sadık ülkenin en iyi üniversitesinde iktisat bölümünü kazanır. Bunun üzerine babası ona oğlum güzel bir üniversitenin iktisat bölümünü kazandın bundan sonra şiir mi yazıyorsun tiyatroya faaliyetlerine mi katılıyorsun özgürsün ama siyasi görüşlerin konuşulduğu tartışıldığı ortamlara sakın karışma diye tembihler. Sadık'ın üniversite ortamı epey karışıktır. Özellikle onun yaşadığı zaman dilimi siyasi olayların çokça yaşandığı bir zaman dilimine denk gelmiştir. Birde üzerine üniversitesi de siyasi olaylarla karışıp duran, derslerin işlenmesinin çoğu zaman mümkün olmadığı bir ortamda okuluna devam etmektedir. Sadık’ın ortaokuldan beri arkadaşlığının devam ettiği bir arkadaşı vardır. İsmi Ertuğrul’dur. Ertuğrul fırlama bir tiptir. Aklı fikri gezip tozup kızlarla takılma peşindedir. Sadık’ı da bu yaptığı kızlarla takılma işlerine sürükler ama Sadık onun gibi değildir, saf bir yanı vardır. Bir gün bir ortamda bu iki arkadaş Semiramis isminde bir kızla oturup sohbet ederler. İki arkadaş da bu kıza tutulurlar. Ama Ertuğrul her zaman ki gibi uyanık olduğu için kızı Sadık’a kaptırmaz. Kız da ilginç şekilde ikili oynar. Güya Ertuğrul’la sevgili ama bazı faaliyetlere gittiklerinde Sadık’a yakınlaşan hareketlerde bulunur. Semiramis tiyatro etkinlikleriyle çok ilgilenen iç içe olan bir kızdır. Sadık’la ortak yanları da bu olunca birbirlerine yakınlaşmaları da bu yüzden kolaylaşmış olur. Ertuğrul Semiramis’in tiyatro etkinliklerine ilk zamanlar gider, sonraki günler çıkışta onu almaya gelir. Bu durumda Sadık hem tiyatroyu sevdiği için hem de Semiramis’e ilk tanıdığı günlerden beri ilgi duyduğu için onun tiyatro gösterilerine katılır. Arada tiyatro oyunlarında rol alır. Böylece ikisi arasında bir yakınlaşma meydana gelir. Bir gün Semiramis’in önemli bir tiyatro gösterisi vardır. Bu gösteriye Ertuğrul ve Sadık da geleceklerdir. Ama sadece Sadık bu özel güne teşrif etmiştir. Bu durum Sadık’la Semiramis’in ilişkilerini gerçek manada ortaya çıkarır. Oyun sonrası eğlence mekânına giderler. Orada eğlenirken bunlar dayanamayıp yakınlaşırlar, öpüşürler. Aşklarının kıvılcımı burada oluşmuştur. O günün sonunda Sadık, Semiramis’i evine bırakır. Kendi eve geçince son yaşananları bir türlü aklından çıkaramaz. Ertuğrul’u gammazladığı için de pişmanlık duyar. Sabah olunca Ertuğrul, Sadık’ın tepesinde onu uyandırmaya çalışır. Ona olanları kızın kendine itiraf ettiğini her şeyden kızla ilişkisinden beri haberdar olduğunu bu meydanı ona bilerek bıraktığını söyler. Al kızı tepe tepe kullan, benim işim olmaz der. Bu durum karşısında Sadık şok geçirir, değişik duygular hisseder. Semiramis’le ilişkileri sevgili boyutunu alır. Beraber Paris’e kadar giderler. Sonra Sadık kendini Semiramis’in yanında ezik hissedip memlekete döner. Memlekete döndüğünde de Ertuğrul’un şirketinde muhasebe olarak çalışmaya başlar. Burada Nuriye isminde bir kadınla tanışır. Kadın kendinden hamile kalır, mecbur evlenmek zorunda kalır. Karısı belli bir süre sonra ölür. Yalnız yaşamaya başlar. Bu süreçte Ertuğrul, Sadık’a şirketin bir çalışanı olan Perim isminde bir bayanla ona gizli bir görev verir. Sadık dosyaları inceleyince canı sıkılır. İşin aslı eski çalışanlardan tut birçok ismin tazminatı hesaplanıp işten çıkarılmalarını gösteren belgelerle yüz yüze kalır. Bu durum canını sıkar. Ertuğrul’un bu yaptığını yanlış bulur. Eski çalışanlardan Feridun isminde bir adamı arar onunla bir konuda görüşmek istediğini söyler. Feridun bu haberi Ertuğrul’a yetiştirir. Sadık, Ertuğrul tarafından her şeyini toplayıp acilen odasına çağrılır. Sadık panikleyerek yönetim katına çıkar. Ertuğrul, Sadık’a olmadık hakaretler edip senin beni gammazladığın yetmedi mi be adam diye bağırır. Bir de üzerine Perim isminde kadını da odaya çağırıp Sadık’ın ona yaptığı tacizi anlattırıp yüzüne vurur. Bu durumlardan dolayı işten kovulur. Sadık neye uğradığını şaşırmış bir şekilde evine gider. Üç gün sonra evinde ölü bulunur.
DEĞERLENDİRME
Pınar Kür, genç yaşlarında şiir ve tiyatroyla ilgilenmiştir. Bilindik gazete ve dergilerde öyküler yazmıştır. 12 Mart dönemini konu alan Yarın Yarın romanıyla ilgileri üzerine çekmiştir. Bu eserinde de bireyin varoluşsal sorgulamalarını değerli bir üslupla ele almış. Akıcı bir anlatımı var. Okumanızı tavsiye ederim.
Yazan: Fatma Özdemir
Sadık Bey Soruları ve Cevapları
Sadık Bey kimin eseri?
Pınar Kür
Sadık Bey türü nedir?
Yerli Romanlar
Sadık Bey kaç sayfa?
168
Sadık Bey Yorumları
pınar kürün okuduğum ilk kitabı harikaydı bu kadar iyi bir yazar ile geç tanışmak olmadı ama olsun diğer kitaplarını okuyacağım