Tek tür kitap okumayı sevmeyenler, doğru kitabı buldunuz! Kişisel gelişim, romantizm, macera, anı ve daha birçok tür bu kitapta bir arada. İpek Ongun'un Sabah gazetesindeki Pırıltılar bölümünde yer alan yazılarından oluşturulmuş bir eser Sabah Pırıltıları. Tür olarak çeşitli olduğu kadar konu bakımından da bolca çeşit var. Sohbet türünde bir kitap okumak isteyenler ve bu konuda bazı tereddütleri olanlar için mükemmel bir başlangıç kitabı.
Kitabın anlattığına gelirsek size bir romanı anlatır gibi anlatmam ne yazık ki mümkün değil. Tavsiye, çocukluktan anılar, torunuyla ilk tanışma, imza günleri, müzisyenlerin hayatı gibi çok fazla şey yer alıyor bu kitapta. Bu yüzden anlatılanları elimden geldiğince kronolojik sıraya koyup, anlaşılması en kolay hâle getirerek sizlere aktarmaya çalışacağım.
İpek Ongun'un en sevdiği şeylerden biri yaz tatilinde kitap okumaktır. Evin büyük kütüphanesi sıcak havalardan korunmak için harika bir yerdir. Annesi, genel kültürünün gelişmesi için her yaz ona bir ülkenin kitaplarını okutur. Listedeki kitapları bitirdiğinde de istediği kitapları okumak için özgür kalır.
Kızı Nilgün'le kitap okumayı da çok sever. Ebeveynlere de çocuklarıyla kitap okumalarını sıkı sıkıya tembihler. Bunun yanında tiyatro, sinema, opera gibi kültürel etkinliklere çocuklarıyla gitmelerinin onların gelişimi için çok önemli olduğunu belirtir.
Kızı Nilgün büyüyüp başka şehre okumaya gideceği zaman çok ağlarlar. Eşiyle kendisini "Ölüm girmedi araya, sadece okumaya gitti." diye teselli etmeye çalışırlar. Bir süre sonra Nilgün Amerika'ya taşınır. Kızının orada zorlansa da pes etmeyeceğini bilir. Çünkü o, matematik zekasının yanında duygusal zekaya da çokça önem veren bir anne tarafından büyütülmüştür. Düşündüğü gibi de olur. Kızı oraya uyum sağlar, evlenir ve bir de kızları olur. İpek Ongun'sa biricik torunuyla doğduktan sekiz ay sonra tanışır. Ailedeki herkes bebek için büyük bir hazırlık yapmaktadır. İpek Ongun da anneanne olarak torununa güzel bir hediye hazırlamak istemektedir. Bunun en iyi yolunun da ona geçmişini eğlenceli olarak öğretmek olduğuna karar verir. Komik hikâyelerle, fotoğraflarla bir defter hazırlar. Annesinin künyesi ve ona özel olarak aldığı künyeyi, defterle birlikte bir kutuya koyar. Artık hediyesi hazırdır.
İpek Ongun'un en sevdiği şeylerden biri de seyahat etmektir. Hem okurlarıyla buluşma hem de bolca gezme imkânı bulduğu için imza günlerine de bayılır. Hatta imza günü yapmak için çıktığı bu yolculuklara "Kitaplı Yollar" adını vermiştir. Eşiyle birlikte çıkar bu Kitaplı Yollar'a. Anı daha iyi yaşayabilmek için de arabayla gitmeyi tercih ederler. Kitaplı Yollar'ın, İpek Ongun için bir faydası da yeni kitaplar yazması için bolca ilham toplamasıdır. En çok bahar aylarında imza günü yapmayı sever ve eğer bir mazereti yoksa bahar aylarında gelen teklifleri geri çevirmez.
Müzik dinlemekten hoşlandığı kadar bu işin arka planını da araştırmayı çok sever. Müzisyen bu parçayı hangi duygular içinde yazmış, onu bu parçayı yazmaya iten ne, bu parçayı yazdıktan sonra hayatında nasıl değişiklikler olmuş gibi soruların yanıtını bulmaktan zevk alır. Bu kitabında da beş ünlü müzisyene yer vermiştir (Onların hikayesini yazmak olay akışını bozacağından araştırmanız için size bırakıyorum.).
Sevgili yazarımızın sevdiği şeylerden fazlasıyla bahsetmişken sevmediklerinden bahsetmemek olmaz. Hem eşi hem annesi hem de kendisi gereksiz de olsa hiçbir şeyi atmaya kıyamazlar. İleride kullanılma ihtimalini göz önünde bulundurarak o eşyaları saklarlar. Onlara göre her eşyada bir yaşanmışlık vardır. Bu yüzden yırtılmış ya da bozulmuş olsa da onu atmak istemezler.
Kitap hakkında anlatılacak daha çok şey var ama onları buraya sığdırmak emin olun ki mümkün değil. Tek kitapla çok kitap okumanızı sağlayan bu eser, kitaplığınızın en güzel yerinde olmayı hak ediyor.