Kırlangıçların olduğu mahallede acayip bir kalabalıklık göze çarpar. Bu kalabalıklığın içinde serçeler bile vardır. Bu kırlangıçlara çocuklar musallat olmak istese de kırlangıçlar bu çocukların hakkından gelir. Küçük bir kırlangıç ise meraklı gözlerle olup biteni seyretmektedir. Annesi ise uzaklaşmaması için sürekli küçük kırlangıcı tembihlemektedir. Küçük kırlangıç annesinin tembihlerine uymayarak merakına yenik düşer. Kalabalıklığın bulunduğu bölgeye doğru uçar. Gördüğü karşısında hayretler içerisinde kalır. Daha önce eşi ve benzeri olmayan Motorlukuş görür. Diğer kuşlara haber verir. Diğer kuşlar bu kuşu afiyetle yerler. Küçük kırlangıca teşekkür ederler. Küçük kırlangıç annesinin kendisini merak edeceğini söylese de diğer kuşlar ona Motorlukuş olmanın avantajlarını anlatırlar. Küçük kırlangıç bu kuşlara inanarak bu motorun kanatlarına takılmasına izin verir. Küçük kırlancı annesi gördüğünde tuzağa düşürdüklerini anlar. Küçük Motorlukuş ne kadar güzel uçtuğunu annesine anlatır. Bu olayı kırlangıçlar heyetine taşırlar. Kırlangıçlar altı aya kadar gözlem altında tutarlar. En son gelinen nokta içler acısıdır. Küçük kırlangıcın kullanılmayan kanatları çelimsizleşmiş, gagası motoru gagalamaktan körleşmiş, boynu hareketsizlikten tutulmuştur. Bu olay tüm minik ve ebeveyn kırlangıçlara ders olur. Yabancıların tuzaklarından uzak dururlar.
DÜNYANIN EN VAHŞİ HAYVANI
Baba, anne ve on çocuk hayvanat bahçesine gitmeye karar verirler. Bu çocukların isimleri sırasıyla; Fatma Betül, Ayşe Hicret, Hatice, Abdurrahman, Ümmühan, Ahmet Fehim, Mekki, Ebubekir, Arife, Zeynep’tir. Arabaya binip hayvanat bahçesinin yolunu tutarlar. Hayvanat bahçesinde türlü hayvan görürler ama çocukların bir hayvan dikkatlerini çeker. Büyük bir ayna ve aynanın üzerinde “Dünyanın en vahşi hayvanı” yazmaktadır. Çocuklar merak edip babasını çağırırlar. Babası bu vahşi hayvanın aslında insanoğlu olduğunu anlayınca düşünme fırsatı bulur.
TİLKİ İLE ASLAN
Aslanın beynini yağ tabakası kaplamış ve üstelik oldukça yaşlanmıştır. Aslan tahtının elinden gitmesinden korkmaktadır. Usta tilki aslanın bu durumunu bilir ve ona önerilerde bulunur. Tilki, aslanın fethe çıkmasını önerir. Geldiğinde tahtını burada bulacağını söyler. Aslan, eski gücünü kaybettiğini anlar. Tahtını elinde tutan güç olmamalıdır. İnsanlar tarafından sayılmak sevilmek onun ebediyen tahtını kurtaracaktır. Fethe çıkıp insanoğlu bulmaya başlarlar. Bir evde anne ve oğlu Burhanettin ile karşılaşırlar. Burhanettin’in annesinden kibirli olmama öğütü alırlar.
KIRMIZI GÖZLÜ KARA YILAN
Bir yerde yılanlar doğan dişi ve erkek yılanlara “Karayılan” ismini verirler. Bir yerde bir yılan doğar. Bu yılan diğer karayılanlardan daha korkunçtur. Ailesi düşünüp isim bulamaz, yılana Karayılan ismini verirler. Bu Karayılan büyüyünce kendini fark eder. Diğer yılanlardan daha farklı olduğunu anlar. Hayvanlar üzerinde baskı kurar. Kendi saltanatını ilan eder. Tüm hayvanlar ondan korkmaktadır. Tüm hayvanlara kendisine beyaz bir saray yapılması için emreder. Hayvanlar birlik olup yılanın emrini yerine getirirler. Bu da yetmez gibi onun emrinde köle gibi çalışmaya mecbur kalırlar. Yıllar sonra tüm hayvanlar bu yılana saldırıp öldürürler. Yılanın saltanatı biter ve hayvanlar eski özgürlüğüne kavuşur.
ÇIN ÇIN YILANCIKLAR
Karayılan ailesinin bir yavrusu olur. Adını Çın Çın koyarlar. Bu yavru yılan neden sarp ve kayalık yerlerde yaşadıklarını sorar. Çünkü aşağıda kalan yerler cennet gibi görünmektedir. Annesi de insan denen bir varlık olduğunu ondan korktukları için orada yaşamadıklarını söyler. Çın Çın’a insanı tezahür etmeye çalışsa da Çın Çın yılan anneyi anlamaz. İnsanın ne kadar korkunç olduğuna ikna olmaz. Anne yılan ve Çın Çın yılan aşağı ovaya insanı görmeye giderler. İnsanı yakından izlemeye koyulurlar. Çın Çın yılan insanı sevimli bulur. Kötülük yapacağına ihtimal vermemektedir. Anne yılan ise atalarının tecrübelerine dayanarak insandan uzak durmaları gerektiği kanısındadır. İnsan, bir kayaya oturup kaval çalmaya başlar. Bu anne ve Çın Çın yılanın çok hoşuna gider. Anne yılan, Çın Çın yılana uzaklaşmaları gerektiğini söyler. İnsan onları fark eder. Anne ve Çın Çın yılan kaçmakta ve baba yılan ise onları uzaktan izlemektedir. Hızlıca deliğe giren aile, kurtulduğuna şükreder. Çın Çın yılan bir asır yaşar ama bu bir günde yaşadıklarını unutmaz.
DEĞERLENDİRME
Abdurrahman Cahit Zarifoğlu, edebiyatımızın her türünden eser vermiş başarılı şair ve yazarımızdır. Çocuklar için yazdığı bu öykü kitabı derin anlamlar içermektedir. Sadece çocukların değil yetişkinlerin de okuyup farklı tatlar bulacağı bir kitaptır. Kitapta insan ve hayvanların iç içe bağlantılı olduğu öyküler vardır. Çoğunlukla devrik cümleler kullanılmıştır. Yediden yetmişe her kesimin okuyacağı bir kitap kendisi. Kitapla kalın.
Yazan: B. Öğretmen
Motorlu Kuş Soruları ve Cevapları
Motorlu Kuş kimin eseri?
Cahit Zarifoğlu
Motorlu Kuş türü nedir?
Öykü/Hikaye, Çocuk Kitapları
Motorlu Kuş kaç sayfa?
96
Motorlu Kuş Yorumları
muhteşem bir özet olmuş emeğine sağlık tatlım 😍
22-06-2021 13:57
kitabın özeti harika olmuş kim yazdı ise allah razı olsun