Nazan Bekiroğlu otobüs yolculuğu yaparken otobüsün çoğunluğunun üniversite öğrencisi olduğunu fark eder. İçlerinden biri kendi gençliğine çok benziyordur. Bakışı, saçları, mimikleri, korktuğunu tahmin ettiği şeyler neredeyse aynıdır. Otobüste etrafına bakınır, belki de kendisinden daha büyük olan biri de kendisini gençliği olarak görüyordur diye düşünerek yolculuğuna devam eder.
Çok Yorgunum Beni Bekleme Kaptan
Yaşadıklarımız, yaşayamadıklarımız, yaşamak istediklerimiz, yaptıklarımız, yapamadıklarımız hayatımız boyunca olan olaylar çok yorar. Bir noktada ben çok yorgunum gelmeyeceğim demeye başlarız. Bu yorgunluk ani bir yorgunluk değildir. Yılların, yaşamışların yorgunluğu vardır. Ve bu yorgunluk hiçbir zaman geçmez. Vazgeçtiğimiz şeyler bazen bir tokat gibi çarpar yüzümüze.
Nerede Kayboldun Sen?
Vazgeçtiğimiz şeyler bazen bir tokat gibi çarpar yüzümüze kayboluruz vazgeçtiklerimiz arasında. Sahi ne zaman vazgeçtik? Hangi olaydan sonra kestik umudumuzu? Ne zaman kırıldı tüm umutlarımız, yıkıldı hayallerimiz? Kanatlarımız ne zaman yol oldu? Hepsinin cevabı içimizde ama kaybolduk çoktan.
Mimoza Sürgünü
Yazarımız bu kısımda herkesin mutlu olduğu, her şeyin yolunda gittiği, tüm iyi insanların, bir çocuğun bile ağlamasına dayanamayan, gereğini yapan tüm insanların toplandığı bir dünyanın özlemini duymaktadır. Ancak böyle bir yer bu dünyada mümkün değildir.
Bir Şey Yazacaktın
Tam gitme yazacakken mürekkep damlar olumsuzluk ekine ve git olur yazdığın ne yazsan olumsuza dönüşür. Yazmak istediğin şeyi bir türlü yazamazsın. Başıboş dolanırken sokakta önden çeker bir kuvvet seni ve arkadan iter yine aynı kuvvet. Götürdüğü yer ona bağlıdır. Sen bilmezsin nereye gittiğini. Yazmak da böyle. Sen başka bir şey yazmak istesen de izin vermez kalemin.
Keşke
Şu an keşke yapmasaydı dediğimiz olayları yapmamamız için geri dönme fırsatı verilseydi geri bugüne döndüğümüzde yapmadığımız için keşke diyebilirdik. Keşke demek, iyi ki demeye yol açar. Her hata bir ders verir insana. Keşkeler hiç tükenmez.
Bir Demet Nergis Al Kendine
İnsan kendini affetmeli, bağışlamalı, tüm kötülerin sorumluluğunu kendi üstüne almamalı yoksa çürür. İnsan kendini bağışlamaz, iyi davranmazsa yok olur, günden güne, içten içe ölür. Öldürme kendini. Bir Demet Nergis Al kendi kendine ödüllendir kendini.
Mitya'nın Düşü Ivan'ın Uçurumu
Mitya ve Ivan Dostoyevski'nin son romanı olan Karamazov Kardeşler'in iki karakteridir. Ivan'ın birini kışkırtarak kendi babasını öldürmesi için üvey kardeşlerini olan Smerdyakov'u kışkırtması üzerine öldürülen baba ama suçun üstüne kaldığı kişi Mitya olur. Mitya başkaları yerine acı çekebildiği rüyasını görmüştür. Bu Mitya için bir rüya olsa da Ivan için bir sondur.
Küçülsem Biraz
Yazar bu kısımda her şeyin bu kadar kalabalık oluşundan, kolay oluşundan, kolay vazgeçmelerden, zamanın çok hızlı akmasından, yetişememekten, dünyanın büyüklüğünden, can sıkıntılarının artmasından yakınır.
Hiç Kuşku Yok, Seçilmişim
Adem'den yaratılmış, bedenimize ruh üflenmiş, öleceğimiz öğretilmiş , kullar listesine adımız yazılmış seçilmiş kişileriz biz. Kaderimiz de olanı yaşayan, ölümlü oluşumuzun farkına varan seçilmiş kişiler.
Var
Dünya var, ölüm var, ölümden sonra hayat var, aşk var, kader var, kaderimizi değiştirmek var. Bu dünyada çoğu şey var.
Kar Yağıyor
Tüm kötülüklere rağmen, her şeyin üstünü kapatmak ister gibi kar yağıyor yavaş yavaş. Uzun bir süre sonra tam bundan sonra yağmaz derken yağıyor. Umutlar bittiğinde geliyor. Yağmaz dediğinde yağıyor.
Bahar, Ölüm ve Siz
Geçmez sanılan acılar geçer. Ölmez sanılan kişiler ölür. Gelmez sanılan bahar gelir. Hem de onlar ölmüşken, o acılar geçmemişken gelir. Çiçekler açar, cemreler düşer, ağaçlar meyve verir. O bahar gelir.
Aşkın Halleri
Hayranlıkla başlar aşk. Karşıdaki kişinin seni sevmesiyle alevlenir. Bir gün gözünde yarattığın sen ile gerçek sen'in aynı olmadığını fark ettiğin an bittiğini fark edersin. Aşkın yerini ancak aşk kadar güçlü bir duygu olan nefret alabilir. Nefret, aşktan doğar. Bir sabah uyandığında artık nefretin de bitmiş olduğunu fark edersin. Affetmişsindir. İşte o zaman yeniden aşık olma hakkını elde edersin.
Pygmalion Düşü Olarak Aşk
Pygmalion, tüm kadınlardan nefret etmesine rağmen kadın bir heykel yontar. Zamanla kendi yarattığı heykeline aşık olur. Ona ruh verir Venüs. Böylece kavuşur Pygmalion aşık olduğu heykeline.
Bir Hatırlama Olarak Surete Aşk
Çok ezelden aşık olduğumuz kişiyi biliriz ancak sureti görene kadar hatırlamayız onun kim olduğunu. Bu sebepten aşk ilk görüşte değil tanıma da başlar. Çünkü o surete daha önceden aşık olmuşuzdur. O sureti tekrar tanıdıktan sonra aşk yeniden başlar.
El Titremesi
Çocukluktan bir parfümcü de çalışan adam eli hiç titremeden, hiç taşırmadan kokuyu bir şişeden diğerine geçirebilmeyi başarır. Ancak bir gün birine kokuyu verecekken kıza aşık olur. Meslek hayatı boyunca ilk kez parfümü döker.
Gibi: Eylül Geldi
Birçok benzetme ile çok sıcak bir yazın ardından en sevilen ay ve en sevilen mevsimlerden olan sonbaharın habercisi Eylül'ün gelişinin mutluluğu anlatılır.
Bir Romandan Ayrılmanın Acısı
Yazar, romanlarını yazdıktan sonra onların artık yazana değil okuyucuya ait olduğunu ve bunun çok acı verici bir şey olduğunu, o acıyı hissedişini okuyucuyla paylaşmaktadır.
Değerlendirme:
Nazan Bekiroğlu, bu eserinde deneme yazılarını toplamıştır. Yukarıda verilen deneme özetleri bir bölümünün içerisinde bulunan yazıların özetidir. Her yazı kısa olsa da içerisinde birden fazla ve derin anlamlar taşımaktadır. Her kitabında olduğu gibi yine muhteşem bir eser.
Yazan: Senanur KARAKUZULU
Mimoza Sürgünü Soruları ve Cevapları
Mimoza Sürgünü kimin eseri?
Nazan Bekiroğlu
Mimoza Sürgünü türü nedir?
Deneme
Mimoza Sürgünü kaç sayfa?
280
Mimoza Sürgünü Yorumları
tam bir başucu kitabı diyebilirim kısa kısa çok güzel yazılar var hepsine bir anlam yüklenmiş arada kafamı dinlemek için okuyorum
31-03-2022 22:01
bir demet nergis al kendine hikayesi bu kitapta mı yer alıyor