Kitabın önsözünde F.E.’nin de dediği gibi “Bu kitapta Tezer’den kalanlar var./ Ardında bıraktıkları. Yaşadığı anıların notları.”
Tezer Özlü’nün 1990 yılında derlenen bu kitabında hareketten çok düşünce ve psikolojik tahliller ön planda. Bu kitap; Özlü’nün gittiği çeşitli şehirlerde, ülkelerde yazdığı deneme ve cümlelerden oluşan bir anı kitabı. Uzun ve karışık cümlelerin yanı sıra birbirinden bağımsız ve bir o kadar da kısa cümlelerin birlikte oluşturdukları ahengi ustaca gözler önüne sermekte.
Tezer Özlü’nün gönül verdiği bazı yazarlar vardı: Svevo, Kafka, Pavese. “Gönül verdiği ya da gönlünü gerçekten kaptırdığı yazarlardı bunlar.” Ve Özlü öyle tutkuluydu ki bu yazarlara her birinin yaşadığı bölgeleri, ülkeleri geziyordu. Onların nefes aldıkları yerlerde nefes almak istiyordu, bundan çok büyük keyif duyuyordu. “Svevo’nun Trieste’de; Kafka’nın Prag’da; Pavese’nin Stefano Belbo’da, Torino’da izlerini sürdü.”
Türk edebiyatımızın gamlı prensesi denebilecek bu kadın, kısacık ömründen haberdarmış gibi yaşadı. Her cümlesinde ölüm kokusu vardı, ölüm korkusu değil. Ölüme meyilli, depresif kişiliğini cümlelerinden sezdiriyor okuyucuya. Zamanında birçok ölüme ve intihara şahit olduğunu yazıyor Kalanlar kitabında, belki de bundandı ölümle yakınlığı. Ölmeyi istemiyor da değildi yazılarında. Ölümden korkmadığı gibi, toprağın içinde bir süre daha bedeniyle olacağı için mutlu olduğunu söylüyor; bedeninin yakılmasını istemiyor.
Kırk üç gibi erken bir yaşta öleceğini hissediyormuş gibi, ölümüne dair yazdığı birçok cümlesi var kitapta. Örneğin “Kırk yaşımda başlamam ya da bitirmem gerekeni bitirdiğimi sanıyorum. Bir insan yaşamı kırk yıl da olabilir. Olmalı. Bir ölüm özlemi değil bu.” diyor. “Hiç kimseyle yaşlanmak istemiyorum. Kendimle bile.” diye de ekliyor. Yıllara değil de anlara önem verdiğini söylüyor her fırsatta.
Gittiği ülkelerde, şehirlerde geçmişine dair pek çok şey anımsıyor; her seferinde tekrar acıyla dolduğunu hissettiriyor. Mesela ara sıra çocukluğunu anımsıyor. Öksürük ve ateş içinde geçen çocukluğunu… Ve eski okulunu. Çocuklara adeta işkence edilen, beş para etme o kötü yeri.
Kendisini ana babasına yabancı hissediyor. Hiçbir ana babadan doğmamış gibi yabani olduğunu hissediyor içinde. Bir yaban otu olarak görüyor kendini. Anadolu’nun en yalnız yaylalarında doğmuş bir yaban otu gibi...
İnsanlardan pek hoşlanan biri olmadığını anlatıyor. Kendine bile tahammül edemiyor Özlü. “Artık giderek dünya insanları bana birer fabrika ürünü gibi görünüyor” diyor otuz ikinci sayfada. O kadar yapmacık, o kadar birbirlerinin aynısı olarak görüyor insanları. Ama sonra da ekliyor: “Tabii bu çok sert bir yargı. İnsanları tanımadan önce kullanılabilecek bir yargı.”
Ülkesini de pek sevmiyor mesela. Dayanılmaz bir antipatiyle bahsediyor ülkesinden. Çok sevdiği, gönül verdiği bir yazarın güzel bir sözünde bahsettiği kelimeyi kullanıyor ülkesinden bahsederken: “Can sıkıcı”. Can sıkıcı buluyor her şeyi, özellikle de ülkesine dair şeyleri. Fakat ülkesine karşı tüm bu duygularına rağmen yine de en sevdiği görüntü, ülkesinde. Antalya’da Toroslar’ın denize dik indiği görüntünün, hayatında en sevdiği görüntü olduğunu söylüyor. Bu görüntünün, birçok şeyin onda hissettiremediği duyguları hissettirdiğini itiraf ediyor.
Kitaba büyük bir beklentiyle başlamıştım fakat istediğim zevki aldığım söylenemez. Belki de Tezer Özlü ile yanlış bir kitapta tanıştık, belki de gerçekten yıldızlarımız barışmadı; bilemiyorum. Kötü bir kitap değil ama popüler kültürün altında ezilmiş bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Yazan: Handenur DURALI
Kalanlar Soruları ve Cevapları
Kalanlar kimin eseri?
Tezer Özlü
Kalanlar türü nedir?
Yerli Romanlar, Günlük / Anı
Kalanlar kaç sayfa?
75
Kalanlar Yorumları
ödev için okudum sıkıcıydı
03-09-2015 21:52
zorla okumak zorunda olmasak çoktan yarım bırakacağım konusu ile insanı sıkan bir kitap
12-04-2016 00:07
ben de kitabı beğenmeyenlerdenim kötü bir kitap her yönüyle
25-05-2016 23:58
kitap okudum farkli bir kitapti bazen gelecege gore fikir veriyor diger sayfasinda apayri bir konu yani kitap az cok seni hayatinda gececeklerden bahsediyor bn kitapin girisini sevmedim sonuc sevdim sadece kisa anlamda ilk baslarda skiliacak bir sonradan keyf alacak bir kitap...
19-03-2018 00:10
değişik bir kitap bazen sıkıyor bazen okutuyor kısa olması o yüzden avantaj olmuş sıkıcı kısımlar uzatılsaymı okur yarım bırakırmış
24-12-2019 23:47
yavaş ilerleyen bir kitap ama konusu oldukça güzel