Bir kitap düşünün ki adını duyduğunuzda bile içinizde bir yerin, bir yaranın kabuğunu sızlatan türden olsun. Tezer ÖZLÜ ismi bile belki de çok genç yaşında hayata veda ettiği içindir bilinmez ama içimde hep sızılı sızılı akan bir ırmağı anımsatmıştır. Bir bahar akşamında tam da yasemin çiçeklerinin kokusunu içinize çekerken odanızda yankılanan baykuş sesinin solunuzda bıraktığı ağrıyı hisseder gibi okursunuz Tezer ÖZLÜ'yü.
Hakkında bahsedeceğimiz bu güzel kitap sayfa sayısı açısından bir solukta okunabilecekmiş gibi görünse de pek de öyle değildir zira üstüne kafa yoracak, kapalı anlatımların olduğu, bana göre biraz da uzun soluklu okunması gerekenlerden. Nerde okuduğumu anımsamadığım ancak oldukça etkileyici bulduğum bir cümle geldi aklıma sizlere yazarken. Tezer ÖZLÜ 'ye dair çok güzel ifade edilmiş birkaç kısa cümle. "Yemek tarifi verse okunur, hatta Tezer'in yapacağı yemek kesin acı olurdu." Hepimiz okuduğumuz kitaplarda, yazarlarında kendimizden bir şeyler elbette buluruz lakin ben bu kitabı okurken tam da anlatmak istediğim şeyleri ne de güzel ifade etmiş dediğim çokça cümle ile karşılaştım. "Bayram Günü" hikayesinde betimlediği otogarlar çocukluğumdan beri o soğuk, gri ve kirli görüntüsüyle hemencecik terk edilmesi gereken bir yermiş gibi görünürdü hep. Oralardan alınan eşyalar tıpkı ÖZLÜ' nün ifade ettiği gibi evleri sıkıcı, çirkin biçimde gösterecek cinsten. Otogar betimlemesini okurken orada yapayalnız, öylece oturan bir çocuk oluyorsunuz aniden. Babanız bir şeyler almaya gitmiştir ve asla dönmeyecekmiş hissiyle beklersiniz onu. Tam ümidinizin tükendiği anda çıkagelir ve elinizden bile tutmadan birlikte o gri otogarı az önce o hisleri yaşamamış gibi terk eder ve yıllar sonra işte burada cümlelere dökersiniz. Bilirsiniz ki o gün sizi orda yapayalnız bırakan babanız yine bu cümlelerden bihaber yaşayacaktır.
Kitabın genelinde harikulade ayrıntıcı anlatımlarla karşı karşıya kalırsınız. "Palmas" hikayesinde bir viyolinistin kısa öyküsünü okurken Beyoğlu'nun herhangi bir sokağını en ince ayrıntısıyla dolaşıp tekrar evinize geri dönersiniz. Tezer ÖZLÜ'yü cinsel içerikli tümcelerinden dolayı eleştiren bir okur kitlesi de yok değil. Kitabımızın ilk sayfalarında böyle cümlelere rastlamak mümkün ancak şahsen beni rahatsız ettiğini söyleyemem. Aksine tanımadığı bir adamla otele giderken yaşadığı yalnızlığı nasıl derinlikle anlattığına şahit olmakla kalmayıp adama "Bana daha nasıl bir kötülük yapabilirsin ki?" diye sorduğunda biri gelir boğazınızı sıkar, sıkar ve siz eliniz kolunuz bağlı bırakıp gitmesini beklersiniz. Evet Tezer ÖZLÜ yazdıklarını karşıya geçirmesini ender başaranlardan.
Eski Bahçe Eski Sevgi" içerisinde çeşitli hikayeleri barındıran ve hikayeleri de yine kendi içinde ikiye ayıran bir kitap. Eski Bahçe kısmında on bir, Eski Sevgi kısmında on iki hikayenin olduğu sürükleyici ve genel olarak karamsar bir kitap diyebiliriz. İçinde yalnızlık, tren rayları, otobüsler, ay ışığı, yani kısaca ayrılığı, acıyı anımsatan ne varsa biraz biraz serpiştirilmiş. Bu karamsarlık insanı bedbahtlığa itici türden değil. Yazarımız tam da bu konuda dozunu çok iyi ayarlamış. Üzüyor ama öldürmüyor diyebileceğimiz türden. Tezer ÖZLÜ üzerine bu bahar akşamı yazılabilecek yüzlerce cümle var ama iyisi mi siz bu yolculuğa çıkın ve o otogara alabildiğiniz en sert tavrınızı alarak girin zira yazarın da dediği gibi hayat da zaten çok sert değil mi?
Yazan: Sinem Aydın
Eski Bahçe Eski Sevgi Soruları ve Cevapları
Eski Bahçe Eski Sevgi kimin eseri?
Tezer Özlü
Eski Bahçe Eski Sevgi türü nedir?
Öykü/Hikaye
Eski Bahçe Eski Sevgi kaç sayfa?
119
Eski Bahçe Eski Sevgi Yorumları
çevremdekiler tezer özlünün kitaplarını seviyorlar ama ben bir türlü sevemedim bu okuduğum üçüncü kitabı ama yine pek tat alamadım