Gurebahane-i Laklakan Gariban Leylekler Evi

Kitabın Yazarı:Ahmet Haşim Kitap Türü:Deneme Yayınevi:İş Bankası Kültür Yayınları Yayınlandığı Yıl:1928 Sayfa Sayısı:96 ISBN:9786257070362 Kitap Puanı:7.7 / 10 | Yorum: 1

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al KitapYurdu:27,50 TL D&R:40,00 TL e-kitap,pdf,epub: *

7.7
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Gurebahane-i Laklakan Gariban Leylekler Evi - Ahmet Haşim

Kitap Türü:Deneme

Puan Tablosu

Gurebahane-i Laklakan Gariban Leylekler Evi Özet

Afrika’dan kuzeye yaptıkları zorunlu ve yorucu göç esnasında zayıf düşen leylekler, Anadolu halkı tarafından iyiliğin, bilgeliğin, dürüstlüğün ve büyük ailenin simgesi olarak görüldüğü için beslenmekte, yeniden kuvvetlenip uçacağı zamana kadar bakılmaktadır. Bursa’daki Kavaflar Çarşısı da bu leyleklerin bir çeşit darülacezesidir. Ahmet Haşim de Bursa’yı ziyareti esnasında bu hasta, düşkün leyleklerin birkaç tanesini alarak bakımını üstlenen emekli Fransız Başkonsolosu Gregoire Baille’nin Setbaşı’ndaki köşküne gider. Aslında amacı 1855 Depreminde zarar gören Yeşil Cami’yi yeniden restore eden Mimar Giovanni Barboroni’nin Fransız asistanı Léon Parvillé hakkındaki “çinileri çaldı” iddiasını araştırmaktır. Ancak belli ki konu hakkında bir şey öğrenememiş, bu Ermeni asıllı Türk sevdalısının köşkünde yarattığı dünyayı fazla oryantalist bulmuştur.

Müslüman Saati başlıklı yazısında Haşim, 1925’te kabul edilen Günün 24 Saate Taksimine Dair Kanun’unun kültürel açıdan dönüştürücülüğünü muhafazakâr bir bakış açısıyla ele almıştır. Kapıldığı nostaljik hezeyanla her türlü olumsuzluğu mekanik saate dolayısıyla modernizme bağlamış, zaman kavramındaki bu değişimin eski kozmolojiyi yerle bir ettiğini savunmuştur.

Haşim, sanattaki değişime de tepkilidir. 20. yüzyılda Batı sanatında ortaya çıkan kübizm, fütürizm, dadaizm, sürrealizm gibi sanat akımlarının Fransa gibi gelenekçi bir ülkede benimsenmesini kabullenemez. Tsuguharu Foujita’nın légion d'honneur nişanıyla onurlandırılması, ömrünün iki yılını İstanbul’da geçiren Ukraynalı ressam Alexis Gritchenko’nun eserlerinden servet elde etmesi Haşim için büyük bir hayal kırıklığıdır. Ülkemizde de ise sanatın zıttı olarak gördüğü sinemanın tiyatronun yerini almakta olmasını esefle kınamaktadır. Ünlü bir yazarın yazdığı bir makalede sinemayı yeni bir sahne üslubu olarak tanımlaması Haşim’in şiddetle karşı çıktığı bir argümandır. Ankara’daki Zafer Anıtı için yapılan yarışmayı kazanan Avusturyalı Heykeltraş Heinrich Krippel’in 1927’de tamamladığı Atatürk heykelinin duruşu da Haşim’in eleştirdiği bir diğer noktadır.

Yakup Kadri’ye göre Ahmet Haşim kendini oldukça çirkin bulan, kimi zaman bu düşünceyle uykuları kaçan, dismorfofobiden mustarip bir kişiliktir. Bu düşünceleri nedeniyle kadınlarla ilişkileri de hep problemli olmuştur. Hayalinde canlandırdığı kadın tipleriyle gerçek hayatta karşılaştığı kadınları farklı gördüğünden kendini kadınları eleştirmekten alıkoyamaz. Bu anlamda, kadına şiirlerindeki olumlu bakış açısı denemelerinde olumsuz bir bakış açısına dönüşür, diyebiliriz. Hayalinde canlandırdığı suretten kadınları uzaklaştırdığı için kıyafet devrimine de karşıdır. Kat kat kumaşların ardına saklanmış kadınların esrarengizliği gerçekle barışamayan şairin en büyük savunmasıdır. “Kadın mı, erkek mi güzeldir?” sorusunu da erkek diye cevaplandırır ve sebebini şu şekilde açıklar: “Dişinin erkekten daha güzel olması için hiçbir sebep yoktur. Kadının süslenmeye muhtaç olması, saçlarını bir uzatıp bir kısaltması, hayvan kürklerine sarılması, yaradılıştan güzel olmadığının ve bunun kendisinin de bildiğinin kâfi bir delili değil midir? Erkek sun’î süs vasıtalarına tenezzül etmez, zira erkek güzelliği buna muhtaç değildir.”

1922’de Erzurum Milletvekili Yeşilzade Mehmed Salih Efendi’nin meclise sunduğu, 18-25 yaşlarında gönüllü döneminde evlenen erkeklere (kısa askerlik süresi, çiftçilere bedava toprak, zanaat ve ticaretle uğraşanlara faizsiz sermaye kredisi gibi) birçok ayrıcalık tanınmasını, 25-50 yaşları arasındaki zorunlu dönemde evlenmeyen erkeklere aylık gelirinin dörtte biri kadar özel bir vergi getirilmesini; kamu hizmetlerinde çalışmaları, milletvekili seçilmelerinin yasaklanmasını öneren yasa tasarısını “hara kanunu” olarak tanımlayan Haşim’in oldukça satirik savunması denemeleri arasında belki de en dikkat çekenidir.

Haşim’in yazılarında sadece yergi yoktur. 1922’de yayımladığı Nur Baba’yla büyük ses getiren, yakın arkadaşı Yakup Kadri Karaosmanoğlu’ndan, ölümünden bir yıl sonra bile henüz mezar taşı yapılmamış olan Süleyman Nazif’ten, Modern Türk karikatürünün öncülerinden olan Mehmet Cemil Cem’den, Tamburacı Osman Pehlivan’dan övgüyle bahseder.

Ahmet Haşim’in sanattan estetiğe, gelenekçilikten modernizme pek çok farklı temanın etrafında oluşan ve Yeni Mecmua, Akşam, Dergâh’daki yazılarından derlenen bu 29 denemesi, şairin şiirlerinde dile getirmediği görüşlerini öğrenmek için oldukça önemli bir çalışmadır. Ancak bu görüşleri Haşim’in hayatına ilişkin bütün ayrıntıları göz önüne alarak değerlendirmek daha yerinde olacaktır.

Editör: Pınar Tufanlı

Gurebahane-i Laklakan Gariban Leylekler Evi Soruları ve Cevapları

Gurebahane-i Laklakan Gariban Leylekler Evi kimin eseri?

Ahmet Haşim

Gurebahane-i Laklakan Gariban Leylekler Evi türü nedir?

Deneme

Gurebahane-i Laklakan Gariban Leylekler Evi kaç sayfa?

96

Gurebahane-i Laklakan Gariban Leylekler Evi Yorumları

roman sandım ama içinde güzel hikayeler var keyifli bir kitaptı

11-09-2023 10:57