Görünmez Kentler

Görünmez Kentler - Italo Calvino

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (5.6)	Editör (7)
Kitapevi (8)	Sosyal Medya

Görünmez Kentler Özet

Bazen görmek için gitmek gerekmez bir yerlere, çok seslidir topraklar esasında. Mesafe diye bir kavram da yoktur belki; bizim yarattıklarımız dışında, yeter ki tutunabileceğimiz hayal gücümüz olsun geriye kalan. Bu sayede gidemeyeceğimiz kent, duyamayacağımız müzik, göremeyeceğimiz tablo, tadamayacağımız yemek ve tecrübe edemeyeceğimiz bir hayat olamaz. Bir şehri, bir yeri veya herhangi bir şeyi tanımlamak için bakmak ve bilmek yetmez, onu bütün gerçekliği ile görmek ve görmeyi istemek gerekir. Bu görmek fiili ise kişiden kişiye değişen bir olgu halindedir. Tıpkı “Görünmez Kentler” kitabındaki Marco Polo ve Kubilay Han’ın gözlerindeki farklı kent ve ruh tanımlarında olduğu gibi.

Yazar Italo Calvino, söz konusu anı şeklinde yazdığı eserinde tamamen sui generis bir perspektifle hayal dünyasında temellerini attığı bu şehirlerin her birine bir kadın ismi vermiştir. Neden acaba kadın ismi vererek kentlerini tasvir ettiğini sorguladığımızda, belki de, kadın vücudunun tanrısal estetikliği, ruhunun daha değişken, renkli ve aynı zamanda da çok sesli olmasından kaynaklı olduğunu düşünebiliriz. Bir başka açıdan baktığımızda ise, kadın isimleri ile ütopik şehirler arasında bağ kurması, cinsiyetçi ve meta odaklı bir yaklaşım olarak kadını objeleştirmesi olarak da değerlendirilebilir.

Hegel’in dediği gibi “bir şeyi tanımlamak için başka bir şeye ihtiyaç vardır”. Calvino da bu betimlemeyi yaparken kafasındaki geri planda erkeklerin karşısında yarattığı bir “kadın” imajı vardı şüphesiz. Kadınlara atfettiği bütün nitelikler, onları erkeklerden farklılaştıranlardır. Bunun yanı sıra diyalektik tasvirler de dikkat çekmektedir. Örneğin; bazı şehirlerin cennet gibi tasviri kadını belki yüceltirken, bir başka şehirde ve bir başka kadın adında şehrin kötülüğü gözler önüne serilmektedir.

Şehirlerin bazıları şehvet ve cinsellik üzerine kurulu, bazıları ise doğa, fikir, renk ve koku üzerine inşa edilmiştir. Calvino, yüce Han’ın gözünden aslında iki ütopyadan söz eder, biri daha olumlu bir tablo çizerken bir diğeri ise görece daha olumsuz- distopik bir yaklaşımı sergilemesinin bir anlamı vardır. Bu anlam yorumlandığında ise, yüce Han’ın bir yerde hayal gücünü simgelediği yerde Marco Polo’nun da aklı simgelediği söylenebilir. Yazar, eser boyunca, yer yer bu iki ismi çarpıştırarak yer yer de uzlaştırırken ortak bir paydaya varmaya çalışır. Sonuç olarak ise söylenebilecek şey, bir yerlere gitmek için ayaklarımızı kullanmaya gerek yok sadece o yere gitme isteğinin olması yeterlidir.

Görünmez Kentler Soruları ve Cevapları

Görünmez Kentler Yorumları