Sinan Yaşar'ın yazdığı Çetin Ceviz ve Çetonya, şimdilik dört kitaptan oluşan Çetin Ceviz serisinin son kitabı. İlk kez 2022 yılında Fom Kitap tarafından basılan kitap, "Sıra Dışı Bir Uzay Hikâyesi" alt başlığına sahip. 8 yaş ve üzeri okurlara hitap eden çocuk kitabı, Büşra Çakmak'ın çizdiği rengârenk resimlerle süslü. Uzay temasıyla çocukların ilgisini çekmeyi başaran kitap, 9 bölüme ayrılan 63 sayfadan oluşuyor. Kitabın pek çok sayfasını süsleyen birbirinden sevimli çizimler ve her bir bölümün başında yer alan ilginç bilgiler, okuma deneyimini çok daha keyifli hâle getiriyor. Göz yormayan yazı tipi ve ideal yazı boyutu sayesinde çocukların kolaylıkla okuyabileceği kitap, yetişkinlerin de sıkılmadan okuyabileceği merak uyandıran bir kurguya sahip. Okurlara kitap hakkında ipuçları veren bölüm başlıkları ise sırasıyla şu şekilde:
● Derin Karanlık
● Karanlıktan Aydınlığa
● Yıldızların Uzaklığı
● İlk Durak Dumon
● Bazen Uçar, Bazen Sürünürsün
● Burada Her Şey Mümkün
● Son Durakta Küçük Ama Büyük Kaza
● Sana Şöyle Bir Yukarıdan Baktım Aziz Dünya
● Yaşamadan Yaşlanmak
Çetin Ceviz ve Çetonya Özeti
Hikâye, Çetin Ceviz'in kardeşi hasta olduğu için tek başına bisikletle dolaşmaya çıktığı bir gün yaşadıklarını anlatmasıyla başlıyor. Her zaman kullandığı yolu değil de başka bir yolu tercih eden Çetin, önüne çıkan kaplumbağaya çarpmamak için aniden frene basınca ıslak toprak yüzünden kayıp bisikletten düşüyor. Daha sonra kaplumbağayı korunaklı bir yere kaldırıyor ve tam bu sırada bastıran yağmurdan korunmak için yakınlardaki mağaraya giriyor. Mağaraya girmesiyle de kendisini tehlikeli bir maceranın ortasında buluyor. Neyse ki azmi ve cesareti sayesinde içi hızla su dolan mağaradan çıkmayı başarıyor ve Geyikli kasabası sakinlerinin de yardımıyla güvenle evine varıyor.
Bu ilginç ve bir o kadar da tehlikeli maceradan bir süre sonra Çetin, dedesiyle uzayda yolculuğa çıkma fırsatı yakalıyor. Dedesinin Dünya'ya benzediğini düşündüğü için araştırmak istediği dört gezegene birlikte gidiyorlar. İlk gittikleri gezegen Dumon oluyor. Dumon'dan su, toprak ve bitki örnekleri alıp dönüş yoluna geçmek üzerelerken bir anda hava değişiyor ve dede-torun karlar altında kalıyor. Neyse ki kısa süre sonra karlar eriyor ve kurtuluyorlar. Böylece Dumon'da mevsimlerin çok hızlı bir şekilde değiştiğini anlıyor ve Dumon'un insanların yaşaması için pek de uygun bir yer olmadığına karar veriyorlar.
Dumon'dan sonra çok sıcak olan ve tamamen kayalıklardan oluşan Simurg gezegenine varıyorlar. Bu gezegende de yer çekimiyle ilgili sorunlar olduğunu fark ediyor ve yer çekimine bağlı bazı tehlikeler atlattıktan sonra kayaç örnekleri alıp diğer gezegene doğru yola koyuluyorlar. Gittikleri üçüncü gezegen ise Dünya'ya en çok benzeyen gezegen oluyor ve Çetin bu gezegene Çetonya adını verip bir fidan dikiyor. Hatta Çetonya'dan ayrılırken bir de geyik görmüş gibi hissediyor. Çetonya'dan sonra ise sularla kaplı bir gezegene gidiyorlar. Çetin bu gezegene ise "sutopu"nun tersten okunuşu olan Upotus adını veriyor.
Çetin ile dedesi, Upotus'ta bir kara delik tarafından yutulma tehlikesi atlatıyor. Bu tehlikenin ardından bu gezegende daha fazla oyalanmamaları gerektiğini anlayıp Dünya'ya dönmek için yola çıkıyorlar. Dönüş yolunda dedesi Çetin'e bir sürpriz yapmak istiyor ve böylece Dünya'ya inişlerini paraşütle gerçekleştiriyorlar. Dünya'da kendilerini bekleyen asıl sürprizi görünce ise ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Çünkü Dünya'nın bıraktıkları gibi kalmadığını görüyorlar. Kısa süre sonra etraflarındaki her şey birer birer silikleşmeye başlıyor ve dede-torun hızlıca zamanda yolculuk yapmalarını sağlayan çınar ağacının içine giriyorlar. Gözlerini açtıklarında ise yeniden Upotus'ta olduklarını görüyorlar ve biraz önce kara delik tarafından çekilmelerine bağlı bir boyut değişimi yaşadıklarını anlıyorlar. Upotus'ta daha fazla vakit kaybetmeden Dünya'ya dönüyorlar ve eski hayatlarına devam ediyorlar.