"Sıra Dışı Bir Ödev Hikâyesi" alt başlığıyla ilk kez 2018 yılında Fom Kitap tarafından yayımlanan Çetin Ceviz, Sinan Yaşar'ın yazdığı ilk kitap. Aynı adlı serinin birinci kitabı olan eser, Çetin Ceviz adındaki bilime meraklı bir çocuğun bir bilim adamı olan dedesiyle yaşadığı çeşitli olayları konu alıyor. Yazarın sade dili ve akıcı anlatımı sayesinde bir çırpıda okunan kitap, merak uyandıran kurgusuyla okurlara sürükleyici bir okuma deneyimi yaşatıyor. Kitaptaki her bir bölümün başında Demet Özge Aykan Aybakır'ın kaleminden çıkan sevimli bir hayvan figürü ve ilgili hayvan türü hakkında ilginç bir bilgi yer alıyor. Bu bilgilerle bağlantılı olan ve çeşitli hayvanların birbirinden farklı özelliklerini öne çıkaran başlıklar, başkahramanın ilgili bölümde yaşadığı en yoğun duyguyu simgeliyor. Büşra Çakmak'ın çizdiği birbirinden güzel resimlerle renklenen 64 sayfalık çocuk kitabı, kısa kısa 10 bölüme ayrılıyor. Kitaptaki bölümlerin adları sırasıyla şöyle:
● Uçmayı Öğrenen Deve Kuşu
● Yaşamak İçin Uçurumdan Atlayan Kaz
● Karada Nefes Alan Balık
● Bardağın İçinde Hapsolmuş Sinek
● Su Yüzüne Çıkmış Caretta Caretta
● Uzaya Gönderilen Layka
● Haşlanmanın Tadını Çıkartan Kurbağa
● Bataklığa Düşen Zürafa
● Kulaklarından Asılmış Yarasa
● Kırk Derecede Güneşlenen Penguen
Çetin Ceviz Özeti
Hikâye, aynı şehirde yaşamalarına rağmen daha önce dedesiyle hiç görüşmeyen Çetin’in dedesini ilk kez görmesiyle başlıyor. Tesadüfen yaşanan bu karşılaşma, Çetin’in babasıyla küs olduğu için yıllardır görüşemediği dedesinin nasıl biri olduğunu ve evinin nerede olduğunu öğrenmesini sağlıyor. Tıpkı kendisi gibi bilime meraklı olan dedesinin evini öğrenen Çetin, fen ve teknoloji dersi için yeni bir icat yapmak amacıyla dedesinden yardım almaya karar veriyor. Böylece anne ve babasından gizli bir şekilde bisikletine atlayıp dedesinin evine gidiyor.
Dedesinin evine gider gitmez sürprizlerle karşılaşan Çetin, dedesiyle ilk buluşması sırasında kendisini hiç beklemediği bir maceranın içinde buluyor. Çünkü dedesinin köpeği Hergünaç’ın zehirli bir bakteri yüzünden ölümcül derecede hastalandığını ve zavallı köpeği kurtarmak için dedesinin icat ettiği bir cihazla köpeğin beynine girip hastalığa sebep olan bakterileri yok etmesi gerektiğini öğreniyor. Hayvanları çok sevdiği ve düşünecek fazla zamanı olmadığı için dedesine de güvenerek hızlıca Hergünaç’ın beynine yolculuk yapıyor. Heyecan dolu bir macera yaşayarak Hergünaç’ı hastalıktan kurtarıyor ve böylece onun yeni sahibi oluyor.
Hergünaç’ı kurtarma operasyonu yüzünden eve epey geç kalan Çetin, dedesinin yardımıyla içine düştüğü sıkıntılı durumdan kurtuluyor. Böylece ertesi gün yeniden dedesinin evine gitmek üzere evden çıkmak için izin almayı başarıyor. Önceki gün Hergünaç’ı kurtarmaları gerektiği için Çetin’in ödevi hakkında hiç konuşamayan dede-torun o günü ödev için ayırıyorlar. Dedesinin yönlendirmesi sayesinde Çetin, herkesin uyumaya ihtiyaç duyduğunu ama çoğu kişinin kolayca uyuyamadığını bu yüzden de uyumayı kolaylaştıracak bir icat yapmayı öneriyor. Dedesi de uyku getiren özel bir malzemeyle uyku gözlüğü yapabileceklerini söylüyor.
Dede-torun, uyku gözlüğü yaparken kullanacakları uyku tozunu elde etmek için Horultoryum Dağı’na yolculuk yapıyorlar. Çetin’in dedesinin isimlendirdiği bu dağın içerisindeki çukurdan Dünya’nın merkezine doğru iniyorlar. Bazı tehlikeler atlatsalar da rengarenk uyku kayaçlarından ihtiyaç duydukları kadar uyku tozu almayı başarıyorlar. Ayrıca Çetin’in dedesi yıllar önce Dünya’ya çarpıp fosilleşmiş bir uzay canlısının yumurtasını da yanlarına alıyor. Uyku tozları ve yumurta fosiliyle eve dönen dede-torun, hızlıca uyku gözlüğünü hazırlıyorlar. Gözlüğü ilk olarak Çetin’in dedesi deniyor.
Pazartesi günü Çetin, uyku gözlüğünü okula götürüp öğretmenine ve sınıf arkadaşlarına tanıtıyor. Bu ilginç icadın işe yarayıp yaramadığını merak eden Çetin’in öğretmeni, uyku gözlüğünü deneyip uyuyakalıyor. Çetin’in öğretmeninden sonra okuldaki diğer öğretmenler de uyku gözlüğünü deniyor ve uyku gözlüğünün ünü tüm kasabaya yayılıyor. Çetin’in başarısıyla gurur duyan anne ve babası onun bu icadı nasıl yaptığını öğrenmeye çalışıyor. Bu sayede dedesinden yardım aldığını öğreniyorlar ve bu durum Çetin’in babasıyla dedesinin barışmasına vesile oluyor. Böylece dedesinin Horultoryum’da bulduğu fosilin içindeki canlının çıkması için evinin ısısını -100 dereceye ayarlayıp dışarıya çadır kurmaya çalışmasını da fırsat bilerek onu evlerine çağırıyorlar.
Hep birlikte Çetinler’in evinde otururken Çetin’in dedesinin evinin bulunduğu taraftan bir patlama sesi geliyor. Bunun üzerine herkes patlamanın olduğu yere gidiyor. Çetin’in itfaiye eri olan babası ve arkadaşları patlama sonucunda çıkan yangını söndürüyorlar. Bütün aile büyük bir üzüntü yaşıyor ancak yapacak bir şeyleri olmadığı için hep birlikte Çetinler’in evine dönüyorlar. Eve dönerken bu patlamaya sebep olan yangından geriye kalan yavru uzay canlısı Ateş’i de yanlarına alıyorlar.