Servet-i Fünun döneminde yer alan Ahmet Hikmet Müftüoğlu kalemiyle döneminin aksine milli ve tarihi değerlere önem vermiştir. Bu yöneliş Tanzimat’tan bugüne okurların beğenisini kazanarak küçük bir akıntının bir sele dönüşmesini sağlamıştır. Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun bu edebi geçişi Türk Zeybeklerin’den başlayarak Yakarış’la sonlanan bir öykü demetiyle okurlara sunulmuştur. Kitapta yer alan öyküler: Alparslan Masalı, Yarayı Kanatan, Padişahım Alınız Menekşelerimi Veriniz Güllerimi, Altın Ordu, Üzümcü, Sümbül Kokusu, Turhan Nasıl Çıldırdı, Ayşe Kız’la Vato, Yatağan, Rahat Döşeği, Maviş, Bahar, Bayram, Gözyaşı Çeşmesi, Matemin Kuvveti ve İnci’dir.
Öykülerin pek çok yerinde tasvirlerle Ahmet Hikmet Müftüoğlu vatan konusunda unutulmuş ve ihmal edilmiş olarak anlatır. Adeta Karagöz Hacivat tartışmasını andıracak şekilde batılılaşma ve yozlaşmayı yerden yere vurur.
Yarayı Kanatan adlı öyküsünün içerisinde bir Macar masalı anlatılır. Kimin öldürdüğü belli olmayan cesetleri kişilerin önlerinden geçirilir. Eğer katil o kişiyse yaralar açılır kanamaya başlar. Yine böyle bir gün bir ceset kalbine hançer saplanarak batırılmış olarak bulunur. Bütün düşmanlarına gezdirilir. Ama yara açılmaz. Hançeri saplayan çok sevdiği çok yakınından biridir.
Ahmet Hikmet Müftüoğlu mısralarında kadın ve anne sevgisinin yanında hatta üzerinde vatan sevgisini tutar. Bu hikâyesini şöyle sonlandırır:
‘’Evet, bu zavallı vatanın yarasını kanatan sizsiniz, sizin gibi beğenmeyenler, ona güvenmeyenler, daima onun kusurunu gören onun sevgilileridir.’’(Sy.42)
Milli bilinç ve tarih zenginliği içerisinde yönünü batıya çevirmiş karakterlerini fark etmedikleri, unuttukları kültürlerini hatırlatarak defalarca altını çizer. Şiir, dans, kılık kıyafet ve güzellik konusunda manevi ve kültürel değerlere saygı göstererek yazılmamış noktaları ölümsüzleştirdiğini söyleyebiliriz.
Türk İli Zeybeklerine adlı bölümde bu kitabı kaleme alışını anlatır. Maziden insanca ve destansı yaşayışımızdan bahseder. Unutmamız gerektiğini vurgular. Medeniyet dediğimiz şeyin makineleşmenin ve sanayi gücünün(Buhar gücü döneminde kastedilmiştir.) alınması gerektiğini söylemiştir. Emek ve daha fazlasının bizim insanımızın kendi özünde olduğunu Çağlayanlar adlı eserinde vurgular.
Bu destansı hikayelerin bizim kendi öz değerlerimiz olduğunu vurgular. Daha da fazlasının tarihimizde yaşanmış olduğunu anlatır. Memleketin üzerinde diğer dış güçlerin odun taşıdığını anlatır. Bilim ve kültürün ışığında mücadele etmeyi kendini bilmen için yazdığını anlatır. Bu memleketin sahipsiz bırakılmaması gerektiğini yangın yerine çevirmek isteyenlerle bilimi ve sanayiyi geliştirerek mücadele etmesini ister. Üslubu heyecanını buradan alarak daha da güçlenir. Vatan sevgisini bir satırında şöyle anlatır.
‘’Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmaya hak kazanmamıştır.’’(Sy.13)
İnci adlı öyküsünde bir Yıldız Hanım’ı anlatır. Gecenin içerisinde karanlığı aydınlatan bir güzelliği vardır. Endamı ve çehresi ile geceyi aydınlatmaktadır. Yanaklarından iki elmas dökülür. Bakmaya bile kıyılamayan Yıldız Hanım’ı kim neden üzmüş olabilir? Güzelliği karşısında insanların kendini küçük hissederken ağlamasına kimse dayanamaz. Yürekleri ve geceyi kalbinin tam orta yerinden hançeriyle bıçaklayan acaba kimdir? Mateme ve gözyaşına boğulmuş bir kadından daha da acınasız olan Ahmet Hikmet Müftüoğlu’na göre kimdir? İnci adlı öyküsünde adeta okuru nakavt eden bir sonla karşılaşıyoruz.
Öykülerin genelinde başarılı hayal gücü ve karanlık bir portre olsa da yazarın gerçeklikte hissettiği ve gördüğünün ne kadarıdır bilemiyoruz. Tanzimat yaklaşımını yansıtan yazarın yanı başında konuşuyormuş gibi hikayenin içinde okura karışmasını Çağlayanlar’da da görmekteyiz. Bazen Alpaslan ile birlikteyken bazen de Yıldız Hanım’ın yanı başındayken yazarın çıkıp gelişi önemsediği konuları okura işlemede başarılı kılıyor.
Çağlayanlar kitabı bir öykü kitabından çok geçmişinden ve değerlerinden beslenen bir eylem kitabıdır. Yazmak istediği gerçeklikse geleceğin kendisidir. Bunu yazacak olanların ise gerçek gücünün kendi değerlerinde olduğunu hiç durmadan vurgulamaktadır.
Yazan: Şeyhzade Bilgin
Çağlayanlar Soruları ve Cevapları
Çağlayanlar kimin eseri?
Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Çağlayanlar türü nedir?
Öykü/Hikaye
Çağlayanlar kaç sayfa?
144
Çağlayanlar Yorumları
beni çocukluğuma götüren kısımlar vardı türk kültürü pek değişmemiş onu gördüm
20-02-2016 00:50
kısa olması güzel çok sıradan bir hikaye
25-02-2016 22:31
çok güzel bir hikayeeee
03-12-2016 11:15
çağlayayanlar kitabındaki hikayeler, gönül ilşikisi ile memleket sevdasının birleşebileceğim, birinin diğerine engel teşkil etmediğini gösteriyor. ihsan yaşa
12-02-2017 11:34
normalde okumam türü bana göre değil ama öğretmen özet ödevi için zorla okuttu bizden çağlayanlar kitabı özeti istedi okudum ve beğenmedim o kadar net boşuna zaman harcamayın okumak için burada hazır özet var güzel de yazılmış onu okuyun yeter
26-11-2019 22:35
yazarın gönül hanım kitabının özeti sitenizde var mı bulamadım
06-04-2022 16:14
turhan nasıl çıldırdı hikayesinin özeti lazım
15-10-2022 23:12
üzümcü hikayesi yok onu ekleyin çok acil lazım
11-03-2023 20:18
kitabın içindeki öyküleri paylaşsanız daha iyi olurdu
11-08-2023 20:13
özet çok güzel ama biraz uzun teşekkür ederim faydasını gördüm
13-02-2024 23:44
milliyetçilik duygularını canlandıran bir kitap çok beyendim