Aytül Akal’ın yazdığı Süper Gazeteciler, ilk kez 2000 yılında Uçanbalık Yayınları tarafından yayımlanmış. Ekim 2011’den itibaren ise Tudem Yayınları tarafından basılmış. Kitabın ilk çizeri Erinç Kaan, güncel baskısındaki resimleri çizen ise Zeynep Özatalay. İlk baskısı 208 sayfa olan kitabın güncel sayfa sayısı 192. Kitapta 30 bölüm bulunuyor. 7. sınıfa giden 4 arkadaşın yaşadığı maceraları konu alan Süper Gazeteciler-1; merak, cesaret, dostluk ve kararlılık gibi konularda güzel mesajlar veriyor.
Kitabın başkahramanları Evren ve Yener adlı iki arkadaş. Elif, Selin, Şoför Sedat Amca, Tarih Öğretmeni Osman Bey, Yener’in annesi Bankacı Seher Hanım, Oğuzcan Selimoğlu, Altay Şen, Fatoş Hanım, Gökhan, yeşil bereli adam ve cırtlak sesli kadın da kitaptaki önemli karakterlerden bazıları. 10 yaş ve üzeri okurlar için uygun olan eser, beş kitaplık bir serinin ilk kitabı. Serideki diğer kitaplar:
● 2. Kitap: Parktaki Esrar
● 3. Kitap: Likörlü Çikolata
● 4. Kitap: Belalı Davetiye
● 5. Kitap: Son Baskı
Süper Gazeteciler-1 Özeti
Kitap, Evren ile Yener’in Süper Gazete’nin yeni baskısını hazırlarken aralarında geçen konuşmalarla başlıyor. Bu konuşmalar sırasında Yener geçmişe gidip Evren’le nasıl tanıştıklarını hatırlıyor. Karşılıklı evlerde oturan ve aynı okula giden iki arkadaş, Yener ile annesinin Evrenlerin karşısındaki evi tuttukları gün tanışıyorlar ve o günden beri birbirlerinden hiç ayrılmıyorlar. Birbirlerini çok seven iki arkadaş çok iyi anlaşıyorlar ve birlikte Süper Gazete adında bir gazete çıkarıyorlar. Gazetelerinin son baskısını hazırladıkları gün Evren, gazetelerini daha ilgi çekici kılmak için ünlü kişilerle röportaj yapmayı arkadaşına teklif ediyor. İki arkadaş bu fikir üzerine düşünmeye ve ertesi gün kiminle röportaj yapabileceklerini konuşmaya karar veriyorlar.
O akşam iki arkadaş da haberlere göz atıp röportaj yapabilecekleri bir ünlü bulmaya çalışıyorlar. Gece olunca Evren rüyasında Altay Şen adlı ünlüyü görüyor. Sabah olunca bu konu hakkında konuşuyorlar ve Yener, dün akşam haberlere çıkan Altay Şen’in benzeriyle röportaj yapmayı öneriyor. Okula vardıklarında Altay Şen’in okullarına geldiğini görüyorlar ve az sonra bu kişinin tarih öğretmenleri Osman Bey’in yeğeni olduğunu öğrenip çok şaşırıyorlar. Bir bahaneyle ilk dersten çıkıp Altay Şen olduğunu sandıkları adama röportaj yapma teklifinde bulunuyorlar. Bu sırada adamın bir kadın ve bir adamla gizlice konuştuğuna şahit oluyor ve kendilerini onların elinden zor kurtarıyorlar. Tarih dersinde öğretmenleri Osman Bey, yeğeninin Altay Şen değil de onun benzeri olan Oğuzcan Selimoğlu olduğunu açıklayınca şaşkınlıkları bir kat daha artıyor. Yine de röportaj yapma tekliflerinde ısrarcı oluyorlar ve ertesi gün için randevu alıyorlar. Bu sırada sınıf arkadaşları Selin de kendisini işin içine katmayı başarıyor.
Ertesi gün Selin’in babasının şoförü Sedat Amca, çocukları Oğuzcan Selimoğlu’nun evine götürüyor ve onları kapıda bekliyor. Çocuklar eve girip röportaja başlıyorlar. Yener fotoğraf çekiyor, Evren ses kaydı alıyor, Selin ise evin ve Oğuzcan Selimoğlu’nun resimlerini çiziyor. Bu sırada kapı çalıyor, kapıyı Selin açıyor. İçeri kar maskeli 4 kişi giriyor ve Oğuzcan Selimoğlu’nu bayıltıp götürüyorlar. Bu olay karşısında ne yapacağını şaşıran çocuklar bir süre düşünüp polise haber verip vermeme konusunda tartışıyorlar. Daha sonra polise haber vermenin kendileri için pek de iyi olmayacağını düşündüklerinden olayı kendi başlarına çözmeye karar veriyorlar.
Bir süre olayı çözmek için bilgi toplamaya çalışıyorlar. Bu sırada Osman Bey’in isteği üzerine onunla görüşüyorlar ve onun verdiği bilgiler sayesinde yeğeninin Altay Şen tarafından kaçırılmış olduğunu düşünüyorlar. Böylece daha fazla bilgi toplayabilmek için Altay Şen’le röportaj yapmaya karar veriyorlar. Bunun için arkadaşları Elif’ten Altay Şen’in telefon numarasını ve adresini alıyorlar, bu bilgiler karşılığında onu da ekibe dâhil etmek zorunda kalıyorlar. Ancak Elif’i atlatmak için Altay Şen’in evine ondan daha erken gidiyorlar. Bu ziyaret sırasında yine kar maskeli dört kişi geliyor ve bu kez de Altay Şen’i kaçırıyorlar. Az sonra Elif de geliyor ve dört çocuk ne yapacaklarını şaşırmış bir hâlde evden çıkıyorlar.
Neler olup bittiğini anlamak isteyen dört arkadaş, bir kafede oturup konu hakkında neler bildikleri üzerine konuşup fikir yürütüyorlar. Daha sonra içinde Altay Şen ya da Oğuzcan Selimoğlu’nun bulunduğu bir arabayı görüp onu takip ediyorlar. Ancak onları Oğuzcan Selimoğlu’nun adresine ulaştıran bu takipten işe yarar bir şey elde edemiyorlar. Başka bir gün Evren, Sedat Amcayla yeniden aynı adrese gidiyor ve adamlar tarafından kaçırılıyor. Evren’in uzun süre geri dönmemesinden şüphelenen çocuklar olay yerine gidip araştırma yapıyorlar ve Evren’in kaçırıldığını anlıyorlar. Evren’i bulmak için önce Altay Şen’in evine gidiyorlar ama oradan bir şey çıkmayınca dönüp tarih öğretmenlerinden ve markette karşılaştıkları Gökhan’dan yeni bilgiler alıyorlar. Böylece Evren’i bulma umuduyla Oğuzcan Selimoğlu’nun çiftlik evine doğru yola çıkıyorlar.
Çiftlik evinin bulunduğu Sazlıköy’e gidip biraz zor da olsa doğru evi buluyorlar. Burada da çeşitli tehlikeler atlatarak Sedat Amca’nın ve kızların cesareti sayesinde hem Evren’i hem Altay Şen’i buluyorlar. Böylece her şey ortaya çıkıyor ve Oğuzcan Selimoğlu’nun tüm bu kaçırılma olaylarını Altay Şen’i ortadan kaldırıp onun yerine geçmek için planladığını öğreniyorlar. Bir süre sonra polisler geliyor ve suçluları tutukluyor. Altay Şen ise çocukları ve ailelerini evine davet ediyor. Bu davete Sedat Amca ile her şeyden habersiz olan Osman Bey de katılıyor. Altay Şen, çocukların ailelerine her şeyi açıklıyor ve hem çocuklara hem Sedat Amca’ya onları mutlu edecek hediyeler veriyor. Böylece kitap sona eriyor.