Fazla merak her zaman iyi değildir derler. Peki ya o merak sana hayatının en değerli günlerini veriyorsa yine aynısını düşünebilir misin?
Liv, kardeşi Mia, annesi ve bakıcıları sürekli şehir değiştirmek zorundalar. Liv’in annesinin mesleği yüzünden. Lakin bu sefer şehir değiştirmelerinin bir gerekçesi daha vardı. O da Liv’in annesinin hoşlandığı adamdı. Ve işte bu yüzden ailecek İngiltere’ye taşınmak zorunda kaldılar.
Liv ve Mia artık alışmışlardı. Hem Liv meraklı kişiliği ile bilinirdi. Ve her yeni yer bir gizem ve her yeni gizem de meraklanılması gereken ayrı bir konu oluyordu.
İngiltere’de ki evlerine yerleştikten kısa bir süre sonra Liv’in annesinin hoşlandığı adamın evlerine giderek aile tanıştırılması yapılacaktı. Ama her şeyden önce bir de okul vardı. Yeni üvey kardeşi okulun en popüler olan dört çocuğundan biri; Grayson’du. Okulda bu muhteşem dörtlüyü görmüştü. Çok yakışıklıydılar ama Liv’in dikkatini görünüşleri ile değil de yaydıkları o gizem ile çekmeyi başarmışlardı.
Yemek gerçekleşti ve bazı sebeplerden ötürü Grayson’un kazağı Liv’de kalmak zorunda kaldı. Yakında kardeş olacak bu ikili ise ileride çok iyi anlaşacaklardı.
Liv gece yatağına girip uykuya daldığında, her gece gördüğü rüyalardan biraz daha farklısını gördü. Muhteşem dörtlü ile bir mezarlıkta bulunuyordu. Hayır hayır ilginç olan bu değildi, ilginç olan her şeyin çok gerçeksi olmasıydı. Henry, Grayson, Arthur ve Jasper Liv’i görmüşlerdi ama onun bir hayalet olduğunu sanıp takılmadan geçmişlerdi. Oysa onlar rüyadaydı ve her şeyden önce hepsi aynı rüyadaydı.
Liv kendisini saklamıştı. Ve gizli törenlerini gerçekleştirmelerini bekliyordu. Her şey olup bitmişti. Ve yeni bir gün başlamıştı. Liv çoktan uyanmıştı. O muhteşem dörtlüden hissettiği gizemler akında yanılmadığı için kendi ile gurur duyuyordu. Ve o gizemleri çözmek için ise sabırsızlanıyordu.
İlk defa bir rüyayı en ince ayrıntısına kadar hatırlayan Liv, bunu okuldaki o muhteşem dörtlüye yansıtmamakta da iyi gidiyordu. Ta ki dayanamayıp hepsi ile yüzleşene kadar.
Artık bu dörtlü Liv’den kaçamayacaklarını biliyordu ve bu yüzden onu da aralarına almak zorundaydılar. Ama onu bu grupta ne Grayson ne de Henry istemiyordu. Grayson üvey abisi olacak olsa bile Liv’i kötülüklerden korumak istiyordu yeni tanışmalarına rağmen, ya da öyle bir şey. Ama Henry’inin neden istemediği ise… Eminim sizin okuyup da kendinizin bir sonuca varmanız daha zevkli olur.
Liv muhteşem dörtlüye katılabilmişti ama başka sorunlarda vardı. Mesela o gizemli bloggun sahibi kimdi. Elbette birilerinden şüpheleniyorlardı ama tam olarak emin değillerdi.
Grubun en yakışıklısı olan Arthur bir şeyler planlıyordu. Ama kimse bunu bilmiyordu. Liv bir kurban olarak seçilmişti ama kimse bunu anlamıyordu. Herkes birbirinden habersizken, kendilerini kaptırdıkları lanetin izinden sürüklüyorlardı.
Bu sırada yeni aşklarda doğuyordu elbette. Ayrıca koskoca bir lanetin içerisinde olsalar bile her zaman mutlu olabilmeyi başarabiliyorlardı. Jasper grubun neşe kaynağı idi. Birbirlerinin rüyalarında sinsice dolaşmaları bile öğrenen Liv, her gece rüyasında Henry ile buluşuyordu.
Her kişinin kendi bir rüya kapısı vardı. Ve her kişinin rüya kapısı o kişinin özelliğine göre dizayn edilmişti. Ve her insanın sırlarının yattığı bilinçaltları şifreler ile korunuyordu. Ve o şifreleri çözmek bazen çok badikten bazen çok zor olabiliyordu.
Liv’in aklına yatmayan bir takım sorular oluştukça bunları Henry’e açma cesareti gösterdi. Henry’de Arthur’da ki değişikliği görebiliyorlardı. Ve işler yavaş yavaş kızışmaya başlıyordu.
Kitapta fazla bir olay yoktu. Bir olayın peşi sıra gelen parçalar vardı diyebiliriz. Kerstin Gier’in ikinci serisinin ilk kitabı olan Silber kesinlikle rüyalar hakkında yazılmış olan kitaplar kategorisinde listenin başında durmayı hak ediyordu. İlk 60-70 sayfalarında genel bilgiler ve kahramanlar hakkında bilgiler ediniliyordu ama sanmayın ki sıkıcı, gayet de keyifli ve akıcıydı. Rüyalar üzerine yazılmış özgün bir kurgu diyebiliriz. Kalemi anlaşılır ve niteliği olan kelimler yazdırıyordu. Mizaha da oldukça yer verilmişti. Sonu eksik kalmış gibi hissettirse de kitabı bitirenlerin hemen ikinci kitap için sabırsızlanacağına eminim. Ama size iyi haberim var ki… Serinin üçüncü kitabı bile Pegasus Yayınları tarafından yayımlandı.
Yazan: Selin Gürcüoğlu
Silber Soruları ve Cevapları
Silber kimin eseri?
Kerstin Gier
Silber türü nedir?
Yabancı Romanlar
Silber kaç sayfa?
400
Silber Yorumları
elimden bir türlü bırakamadan okuduğum kitaplar çok güzel
14-01-2017 23:27
fena roman değil bazı yerleri sıkıcı pek akmıyor yine de hikayesi güzel
06-02-2017 18:05
tam adı silber rüyalar kitabı 1 serinin ilk kitabı oldukça güzel bir eser tavsiye ederim