Tuğba Sarıünal oyunculuk kariyerinden sonra başka alanlara yönelmiştir. Sanrı da Sarıünal’ın kaleminden çıkan ve söylenenlere göre başta bir senaryo olarak tasarladığı sonradan kitaba çevirdiği bir çalışması olmuş. Yazar olarak çok bilinirliği olmasa da okuyucu kitlesi tarafından tanınan kitapları var. İlk kitabı 2013’te çıkan ‘Nakil’ kitabıdır. Daha sonra Sanrı, Paranoya ve Arkadaşlar Ev Halim kitapları bunu takip etti.
Sanrı kitabı oldukça hareketli ve sürükleyici bir hikâyeye sahip. Aslında başlarda rutin ve durağan bir giriş yapsa da kısa zamanda okur kendini çok hızlı akan bir olay örgüsünün içinde buluyor. Kitabı olabildiğince ipucu vermeden anlatmaya çalışacağım ki okuyacak olanların hevesini kaçırmayalım. Çünkü kitap her sayfasında gerçekten böyle mi, acaba doğru mu, doğru değilse nasıl diye büyük sorular bırakarak insanı okumaya teşvik ediyor.
Sonunun tahmin edilmesi güç ve şaşırtıcı olduğu bir kitabı okumak her zaman zevk vermiştir. Bu da öyle kitaplara iyi bir örnek desem yerinde olur. Kitabın bir kısmına geldiğinizde kendinizi olayları çözmüş sanıyorsunuz ama biraz daha ilerlediğiniz de aslında olanların ne kadar değiştiğini fark ediyorsunuz ve bir okur için gerçekten büyük bir haz yaratıyor.
Yazar olarak çok iyi bilmediğim ve çok da kitabı bulunmayan bir kişi olması nedeniyle kitaba önyargılı yaklaşmıştım. Çok bir beklentim olmadan ve kitap hakkında da hiçbir yorumu okumadan kitabı okumaya başladım. Okudukça şaşkınlık ve beğeni duymaya başladım. Çünkü olay örgüsü ve tarzı beklediğimden oldukça farklıydı. Tuğba Sarıünal Türk popüler kültür yazarlarının biraz dışına çıkmış, olay örgüsü, tema ve tarz olarak farklı bir seçenek sunmuş. O nedenle kitaba bir önyargı beslemeden başlamanızı tavsiye ederim. Karşılaşacağınız iyi bir kurgu, analiz ve duygusal yoğunluk olduğunu söylemeden edemeyeceğim.
Dil olarak bakıldığında son derece basit ve okuru yormayan bir tarzı var. Böyle kitaplarda dilin bu tarz olmasından yanayım. Çünkü zaten karışık olay örgüsünü çözmeye çalışırken bir de dil karmaşasıyla uğraşmak insanı kitaptan soğutabiliyor. Ama Sanrı kitabında bunu yaşamadığımı belirtmek isterim. Okurken bir akıcılık ve bütünlüğün söz konusu olduğu bir kitap olmuş. Gereksiz betimlemeler ve uzatmalar da olmadığı için kitabın ve konunun içindeki heyecanı kaybetmiyorsunuz. Diğer türlü olduğunda konunun heyecanını kaybetmemek için betimlemeleri geçmek bir an önce olay akışına girmek istediğimiz için okumak zevksiz bir hal alabiliyor.
Kitabın verdiği birkaç mesaj olduğunu da düşünüyorum. Okumak isteyenlerin hevesini kaçırmamak adına bahsetmeyeceğim fakat kitap bittikten sonra olayın ve kişilerin üzerine biraz düşününce çıkarılabilecek mesajlar olduğu fark ediliyor. Bir okur olarak benim bir kitapta en sevdiğim yanlardan birisi de budur. Kitabı bitirdikten sonra bıraktığı his ve haz son derece önemlidir. Bu algı hem kişinin o yazarın diğer kitaplarına olan ilgisini belirler hem de kendi okuma rutinine balta indirmemiş olur.
Polisiye tarzına yakın bir havası olan kitabın aksiyon severler tarafından da beğenileceğini düşünüyorum. Daha öncede belirttiğim gibi bu kitap beklentimin üzerinde bir tatmin sağladı, o nedenle rahatlıkla okunmasını tavsiye edebilirim.
Yazan: Pınar Şimşek
Sanrı Soruları ve Cevapları
Sanrı kimin eseri?
Tuğba Sarıünal
Sanrı türü nedir?
Yerli Romanlar, Polisiye
Sanrı kaç sayfa?
240
Sanrı Yorumları
hep adını duymadığım kitaplar var bu sitede bu kadında kim
12-01-2018 02:42
güzel bir romandı
28-01-2019 17:18
sanrı yerine tuğba sarıünalın çarpışma kitabını ekleseydiniz keşke