Mısır’ın küçük bir numunesi olan Minye’ de doğan Abdullah küçük yaşta babasını kaybetmiştir. Annesi ile birlikte yoksulluk içinde yaşamaktadır. Yaşlı annesinin tek istediği oğlunun okuyup memur olmasıdır. Derslerinde gayet başarılı olan Abdullah bir gün tarih dersinde konuyu çok iyi bilmesine rağmen bayan öğretmeninin sessiz tacizine uğrar ve o küçük dünyasında bunu hazmedemez. Ertesi günden itibaren okula gitmez ta ki bir yıl sonra öğretmenin tayini çıkana kadar.
Abdullah bu bir yıllık süre içinde çok sevdiği kitaplarına gönül bağlar. Sabahları okula gider gibi evden çıkıp çeşitli işlerde çalışarak hayat tecrübesi edinmeye başlar. Bir yıl sonra okulunu bitirip Minye’ den ayrılarak Kahire’ ye gider. On yıl kaldığı bu şehirde hayatının çoğunu askerlik yaparak geçirir.
Onun gönlünde yatan tek şey İslam’dır. İslam’ın kurallarını, güzelliğini bütün müminlere yaymak ister. Hayatını çok az eşya ve çok az yemek ile idame ettirir. Çevresindeki herkese yıllarca okuduğu kitaplarda geçen Müslümanlığı anlatır. Ticaret hayatının da içinde olmasına rağmen harama asla karışmaz. Başkalarında İslami yönde yanlış gördüklerini en naif dille anlatır.
Bir gün annesi artık evlenmesi gerektiğini söyler ve Abdullah’ a uygun gördüğü bir kızdan bahseder. Abdullah münasip olduğunu söyler yalnız düğünün içkisiz yapılması şartını koyduğunu belirtir. Haremlik selamlık şeklinde düğün yapılır ve karısı Sevde ile evlenir. Bir kız bir erkek çocukları olur.
Abdullah iyi bir eş olmuş, güzel ahlaklı bir aile kurmuştur kendisine. Çok az eşya ile yaşayıp, arttırdıkları paraları ile İslam’ın gereği olan yerlere bağışlarda bulunmuştur. Çok şeye sahip olmadıkları halde her gece arkadaşları evlerine gelmektedir. Konuşulan İslam ve Müslümanlıktır.
O dönem Mısır kendi benliğini unutmuştur. Yabancı ülkelere hayranlıkları artmış, gelen turistlerinde etkisi ile medenileşmek yepyeni bir boyut kazanmıştır. Genç kızlar kapanmayı bırakıp yabancı kadınlar gibi giyinmeye başlamış, alenen flörtleşme artmış, randevu evleri ve buraya gidenler çoğalmış, hırsızlık, cinayet işlemek alıp başını gitmiştir. İçki içip, kumar oynamak medeniyet simgesi haline gelmiştir.
Abdullah’ın yapısına tamamen ters olan bu durum ve davranışları başkalarının işine gelmez. “ tek Müslüman sen misin? “ soruları sorulmaya başlanır. Misafirlerinin de evinde olduğu bir gece polisler tarafından ev baskına uğrar. Arkadaşları ile birlikte içeriye alınırlar. Kral Faruk’ un başında olduğu o dönem, Abdullah vatan hainliği ve darbe ile suçlanır. Arkadaşları gönül verdiği İslam’ın esaslarını unutarak, bir daha bu konulardan bahsetmemek üzere serbest bırakılır. Abdullah ise günlerce aç susuz, hakim karşısına çıkmadan, işkencenin her türlüsünü yaşamaya mecbur edilir. Sonunda hapishaneye gönderilir. Abdullah yapılan yanlışların farkında olmasına rağmen kendisini asla savunmaz. Her şeyin Allahtan geldiğine inanıp susar. Sadece ailesine bir mektup yazarak onların Minye’ye geri dönmesini ister. Yol paralarını ise Abdullah’ a it bir ceketi satarak elde ederler.
İdam cezasının gününü bekleyen Abdullah bu süre içinde hapishanedeki mahkumlara dinin esaslarını öğretmeye başlar. Kafasında dinle ilgili soruları olan herkesle konuşur, onları aydınlatır. Bir gün General Necip, Kral Faruk’ u tahttan indirir ve onun aleyhine davranışlarda bulunup hapis olan herkese af çıkarır. Abdullah’ da böylelikle hapis hayatını geride bırakıp dışarıya kavuşur. Minye’ye döndüğünde hemen evine gider. Yaşlı annesi onu görür görmez kalp krizi geçirip vefat eder. Hapishanedeyken ailesinin zoruyla kendisinden boşanan karısını görmeden oradan ayrılır. İskenderiye’ ye gidip orada rıhtım hamalı olur, kazancı ile fakir çocukları okutmaya başlar.
Çilesini çekmediğin dert senin değildir düşüncesi ile yola çıkan Abdullah o günden sonra pek çok felaket ve güzellik yaşar…
Minyeli Abdullah, zamanının yasaklanmalarına maruz kalmış bir kitap ve yazar. Olay Mısır’da geçse de Türkiye’de olduğu iddia edilip yazarı hapishaneye girmiştir. Abdullah zor bir hayat geçirmiş. Bu açıdan yazar ve Abdullah birbirlerine benziyor. Bazı konular çok güzel anlatılırken, günümüzde uygulanmasının kolaylık aşamasını düşünmek lazım.
Minyeli Abdullah kitabının konusu akıcı fakat kullandığı bazı kelimeler bizim dilimize ait olmadığı için araştırılması gerekiyor. İslam’ı konu alan bir kitap olduğu için beklenti bu yönde olmalıdır. Bazı sayfalarda” bu gerçekten olabilir mi?” sorularını sordum. Belki zamanlamamdan kaynaklı ama çok hayranlıkla bitirmedim kitabı. Her şeye rağmen ortada bir emek var. O nedenle yazarın emeğine sağlık. Neden yasaklanıp 50 yıl sonra tekrar yayınlandı? Bunun cevabını ve Abdullah’ın hayatına ait yazmadığım pek çok detayı kitapta bulabilirsiniz.
Yazan: Betül PALACI
Minyeli Abdullah Soruları ve Cevapları
Minyeli Abdullah kimin eseri?
Hekimoğlu İsmail
Minyeli Abdullah türü nedir?
Yerli Romanlar
Minyeli Abdullah kaç sayfa?
272
Minyeli Abdullah Yorumları
çok sıkıcıydı
25-03-2018 22:48
şu ana kadar okuduğum en kötü kitap
29-03-2018 01:32
bence güzel bir hikaye. aslında hikayeleri o durumun içindeymiş gibi okumak, kitaba kendini vererek okuyunca insan daha iyi anlıyor ve beğeniyor
08-09-2018 15:15
kitap güzel ben internette pdf olarak bulup okudum hoşuma gitti keşke satın alsaymışım değermiş
14-01-2020 22:40
şu ana kadar okuduğum en müq kitap (keşke tüm müslümanlar abdullah gibi olsa)
01-01-2021 15:27
minyeli abdullah neden yasaklandı
03-07-2022 21:09
kitaptaki hikaye gerçek mi bir ara yasaklanmış falan
11-04-2023 11:03
hikaye sözde mısırda geçiyor ama o dönümin türkiyesi ile bire bir aynı bir de tek taraflı anlatım olunca birilerini kızdırmış ve yasaklanmış insanlar o zaman yasaklamak için bahane arıyorlar bu kitap içinde bahane bulmuşlar yasaklamışlar