İstanbul şairi, büyük üstat Yahya Kemal… Divan şiirleri ile modern şiirler arasında bir köprü oluşturan şiirlerine rağmen, sağlığında hiç kitap yayınlamamış bir isim. 2 Aralık 1884 Üsküp doğumlu olan Yahya Kemal Beyatlı, aynı zamanda Cumhuriyet döneminde siyaset ile ilgilenmiştir. Dergâh dergisinin kurucusudur. Ayrıca bir dönem Pakistan büyükelçiliğinde görev yapmıştır.
Yahya Kemal Beyatlı bulunduğu dönemin çalkantılı ve değişim aşamasında olan edebi dünyası itibari ile iki şekilde eserler vermiştir. “Kendi Gök Kubbemiz” başlığı altında toplanan şiirleri yenilikçi, sade bir dille yazdığı şiirleridir. Daha eski ve ağır bir dille yazdığı şiirleri ise “Eski Şiirin Rüzgârıyla” başlığı altında toplanmıştır.
Bu karmaşa içerisinde Yahya Kemal Beyatlı’nın dilini bulmasını sağlayan cümle “En iyi Fransızcayı Louvre Saray’ının kapıcısı konuşur (Mallarme)” cümlesidir. Şair bu cümle hakkında düşündükten sonra daha çok halk diline yönelmiş ancak eskiyi de tam olarak terk etmemiştir.
İstanbul aşığı olan Yahya Kemal Beyatlı, hastalığı nedeniyle Paris’e gittiğinde yine sevdiği o şehirden uzakta olmak durumunda kalmış, ölümüne dek (1 Kadım 1958) şiirlerini mükemmel hale getirebilmek adına kitaplaştırmak istememiştir.
Ölümünün ardından “Kendi Gök Kubbemiz” başlığı altında şiirlerinin toplanması 1961 yılında gerçekleşmiştir.
Milli eğitim bakanlığının tavsiyeleri içerisinde yer alan bu kitap, ilk bakışta bir şiir kitabından farklı değil. Ancak içerik bakımından bambaşka bir dünya! Mis gibi kitap kokusu eşliğinde sayfayı çevirdiğinizde karşınıza çıkan ilk şiir; Süleymaniye’de Bayram Sabahı… Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede,/Bir mehâbetli sabah oldu Süleymaniye’de/Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati/Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi. İşte bu şiirdeki, bu dizeler kitaba ismini veriyor. Ve şiirin genelinde dinin bütünleştiriciliğinden bahsediyor. Yine de bu anlam kişiden kişiye göre değişebilir.
Yahya Kemal Beyatlı’nın şiirleri genelde tarih, musiki, değerler ve kültür gibi konuları işlemiştir. Ancak bir şiiri en güzel anlatabilecek şey şiirin kendisidir.
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
Haykırdı, ak tolgalı beylerbeyi "İlerle!"
Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle
Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan
(Akıncı/Yahya Kemal Beyatlı)
Yaşamak zevki nedir bilmez ölümden korkan!
Gür bir imanla damarlarda ateşten bir kan
Birleşip böyle diyorlardı, derin bir sesle,
Yeri fethetmek için gelmiş o fatih nesle.
(O Rüzgâr/Yahya Kemal Beyatlı)
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
(Sessiz Gemi/Yahya Kemal Beyatlı)
Bizdik o hücûmun bütün aşkıyla kanatlı;
Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı.
Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle,
Canlandı o meşhûr ova at kişnemesiyle!
Fethin daha bir ülkeyi parlattığı gündü;
Biz uğruna can verdiğimiz yerde göründü.
(Mohaç Türküsü/Yahya Kemal Beyatlı)
Bu birkaç örnekte de açıkça görüldüğü gibi; bir kalemden dökülen kelimeler, bilek gücüyle dövülen bir kılıçtan daha etkilidir. Yahya Kemal de bu gücün farkında olduğunu, kelimelerini ustaca kullanarak gösteriyor. Ki zaten Yahya Kemal sadece ismi referans olarak yeten nadir kişilerden…
Şiirleri okurken, bir kere okumak yetmiyor. Ayrıca sadece okumakta yetmiyor. Sessiz bir ortamda, gerçekten hissederek okursanız Yahya Kemal’in ruhunu yakalayabilirsiniz. Aslına bakıldığında şiirler gerçekten kişiye özeldir. Herkes yazamaz, anlayamaz. O yüzden şiir kitapları da kişiye özeldir. Ancak ne derseniz deyin, Yahya Kemal’in kendi gök kubbemizde ki dili, işlediği temaları sıkıcılıktan ve bohemlikten çok uzakta.
Yazan: Senagül YILDIZ
Kendi Gök Kubbemiz Konusu
Geçmiş gelecek, Doğu Batı arasında bir köprü kuran milli şairimizin üç bölümden oluşan Kendi Gök Kubbemiz eseri, MEB tarafından tavsiye edilip, İstanbul Fetih Cemiyeti tarafından oluşturulmuştur. Birçoğuna aşina olduğumuz şiirlerinin dışında, toplamda 81 adet eseri kitaplaştırılmıştır. Millet ve memleket sevgisini şiirlerinde bütünleştirip, ‘’Cihan vatandan ibarettir, itikadımca… Ölüm yabancı bir âlemde bir geceyse bile, Tahayyülümde vatan kalsın eski haliyle…’’ sözleri ile de milli kültür ve şuurumuzun güçlenmesine eserleri ile katkıda bulunmuştur.
Bir rivayete göre Yahya Kemal, ‘’kendi gök kubbemiz,’’ lafını duymuş, çok beğenmiş ve şiirlerinin bir yerinde kullanmayı istemiş.
Kitabına aynı adı verdiği birinci bölümünde; Türk’ün tarih içindeki yerini, Türk tarih ve kültürünü yansıttığı şiirlerini toplamıştır.
Süleymaniye’ de Bayram Sabahı adlı şiiriyle başlar kitap:
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede,
Bir mehâbetli sabah oldu Süleymaniye’de.
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi,
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan…
Makedonya sınırları içinde Üsküp’te doğan ve Rumeli fatihlerinden köklü bir aileden gelen şair, döneminde yaşadığı duygularını Açık Deniz adlı şiirinde dile getirir:
Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum / Her lahza bir alev gibi hasretti duyduğum…
Mağlupken ordu, yaslı dururken bütün vatan / Rü’yâma girdi her gece bir fatihâne zan…
Yine Kaybolan Şehir adlı şiiri ile de Üsküp’e olan derin acısını, özlemini anlatmıştır.
Şairin şiirlerinde en çok dikkati çeken nokta onun bir İstanbul sevdalısı oluşudur. Bir Başka Tepeden adlı şiiri:
Sana dün bir tepeden baktım İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer… şeklinde ifade etmiştir.
İstanbul Fethini Gören Üsküdar, Üsküdar’ın Dost Işıkları, Koca Mustâpaşa, Kandilli’ye değindiği Akşam Musikisi, İstinye, Eylül Sonu ile Kanlıca, Fenerbahçe, Maltepe, İstanbul’un O Yerleri, İstanbul Ufuktaydı gibi birçok eseri ile bu sevdasını dile getirmiştir.
Kitabın ikinci bölümünde; ölüm, ihtiyarlık, sonsuzluk, rintlik duygularını barındıran birçok esere yer verilmiştir. Yol Düşüncesi adında olan ikinci bölüm, aynı isimdeki şiir ile başlar:
Bu defa farkına vardım ki ihtiyarlamışım.
Hayatı bir camın ardında gösteren tılsım
Bozulmuş anlıyorum çıktığım seyâhatte.
Cihan ve ben değiliz artık eski hâlette…
Bu bölümde bizlerin en iyi bildiği eserlerinden Rindlerin Akşamı ve Sessiz Gemi’ ye yer verilirken, ömrün fani olduğunu, kendini bir yolcu olarak hazırladığını, teslimiyete doğru yol aldığını birçok eserinde yansıtmıştır.
…Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! …
Düşünce adlı şiirinde ise; ‘’Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi, Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi, ‘’cümleleri ile duygularını en güzel ifade edişidir.
Rintleri üç eser şeklinde ele almıştır şair. Ve ilkini Rindlerin Hayatı adlı eseri ile sanatta ve fikirde ulvi varlığına derin hürmet duyduğu Halide Edib’ e atıf etmiştir.
Öğrenimini tamamlamak için Paris’ e giden ve orada dokuz-on yıl kalan şair Gurbet ile Hüzün ve Hatıra şiirlerinde yaşadığı yalnızlığı, memleket özlemini, bir azab gibi gelen günlerini en güzel cümleleri ile anlatmıştır.
Gurbet nedir bilir mi o menfâya gitmiyen?
Ey gurbet, ey gurûbu ufuklarda bitmiyen
Ömrün derinliğinde süren kaygı günleri! …
Hüzün ve Hatıra
Gurbette duyduğum sonu gelmez hüzünleri,
Yaprakların döküldüğü hicranlı günleri,
Andım birer birer acıdım kendi halime…
Kitabın üçüncü ve son bölümü Vuslat adını alan, aşk ve sevda ile ilgili eserleri bulundurmaktadır. Yine bölümle aynı adı taşıyan Vuslat adlı şiirle başlar:
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
Görmezler ufuklarda şafak söktüğü anı…
Ses, Deniz, Geçmiş Yaz, Hatırlatan, Eski Mektup, Aşk Hikayesi, Özleyen gibi daha bir çok sevda yüklü şiirleri de bulunmaktadır.
Ve der ki Yahya Kemal; ‘’İnsan âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar!’’
Pınar Çağlayan
Kendi Gök Kubbemiz Soruları ve Cevapları
kendi gök kubbemiz kimin eseri?
Kendi Gök Kubbemiz Yahya Kemal Beyatlı'nın bir eseridir.
kendi gök kubbemiz türü nedir?
Kendi Gök Kubbemiz türü şiirdir.
Kendi Gök Kubbemiz Yorumları
yahya kemalin şiirleri çok güzel favori şairlerimden
01-04-2016 11:41
bazı şiirlerimi arkadaşlarım ile paylaştım onlar da beğendi paylaşım için güzel bir kitap
14-04-2016 09:59
yahya kemal'in usta eserlerinden sadece bir tanesi....
kendi gök kubbemiz şiiri kitabın en güzel şiiri zaten sanırım adını oradan alıyor çok güzel bir eser şiir seviyorsanız zaten okumanız gerekiyor sosyal medya dünyasında da çok faydası olur bol bol paylaşırsınız ben çok sevdim ve paylaşıyorum
22-10-2019 13:16
kitabın yazarı kendi gök kubbemiz şiirini kime hitaben yazmıştır?
23-01-2020 22:50
belki arkadaşlara yardımcı olur bizim sınavda çıkan sorular kendi gök kubbemiz eserinin türü nedir kimin eseridir yazarın vermek istediği mesaj nedir hangi döneme aittir
21-03-2022 16:35
kimin eseri türü ve hangi dönem eseri soruları çıktı bilginiz olsun
23-09-2022 20:18
tür olarak şiir yazmamız yeterli değil hoca şiirin türünü istiyor o lazım
24-02-2023 21:43
kitabın hece ölçüsü nedir? dahası hece ölçüsü ne demek yardımcı olun ödev yapmam lazım
17-08-2023 21:02
bu eser kime aittir diye soru var
12-02-2024 21:01
bu tür sorularda cevap yazarı oluyor umarım gerçekten "yazarı" şeklinde yazmazsın