Ahmet Şerif İzgören İş Yaşamında 100 Kanguru Sistem Liderliği kitabında, sistem liderliğini dört bölüme ayırarak ele alıyor. Her bölümde, sistem liderinde bulunması gereken altı farklı özelliği detaylı bir şekilde açıklıyor. Her özellikten önce o özellikle ilgili bir anekdot anlatıyor. Bu sayede özelliklerin daha kolay anlaşılmasını ve akılda kalmasını sağlıyor. Her anekdottan sonra da söz konusu özellikle ilgili bir özlü söz vererek asıl konuya giriyor. Ayrıca yazar, bazı konularda resim ve karikatürlere de yer vererek hem konuların daha iyi anlaşılmasını sağlıyor hem de görsel açıdan bir zenginlik sunuyor. Tüm özellikler bittikten sonra bu özellikler arasındaki ilişkileri ele alıyor. Bu bölümde bolca görsele yer vererek anlatımı güçlendiriyor.
GÜÇLÜ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ
Açıklık
Karizma
Mücadele Ruhu
Yaratıcılık
Güven
Nitelik ve Bilgi
Kanuni Sultan Süleyman, Süleymaniye Camii’ni yaptırmak için bir yer beğeniyor. Bu yeri Mimar Sinan’ın da görmesini istiyor. Beraberce o yere gidiyorlar. Mimar Sinan uzun süre hiç konuşmuyor. Hatta Kanuni’nin sorularına bile cevap vermiyor. Kanuni ise sabırla Mimar Sinan’ın işini bitirmesini bekliyor. Sonunda Mimar Sinan, boş alanda başını eğerek ilerliyor. Böylece herkes Mimar Sinan’ın o sırada yapının planı üzerinde düşündüğünü bu yüzden de Kanuni’ye bile cevap vermediğini anlıyor.
ÜSTÜN YÖNETSEL BECERİLER
Yetki Devri
Bir gün çiftliğin birine bir at geliyor. Atın üzerinde kime ait olduğuna dair hiçbir iz bulunmuyor. Çiftliktekilerden biri atı sahibine ulaştırmak için ata biniyor. Böylece yola çıkıyorlar ve adam atı sadece otlanmak için yoldan çıktığında yola döndürmek için yönlendiriyor. Böylece at, sahibine ulaşıyor.
Ortaklık Yaratmak
Bir adam, yanından geçtiği inşaattaki bir işçiye kolaylık diliyor. İşçi ise halinden şikayet ederek cevap veriyor. Az sonra aynı adam başka bir işçiye daha kolaylık diliyor. Bu işçi ise böyle bir inşaatın yapımında çalıştığı, bir başarıya ortak olduğu için memnuniyetle cevap veriyor.
Hedef Oluşturma
Yaşlı bir adam, birkaç çocuğa gelecekle ilgili planlarını soruyor. İleride yapmak istediği şeyleri anlatan her bir çocuğa da güzel bir incir veriyor. Ama içlerinden biri hayallerini anlatmaktan çekiniyor. Sonunda hayallerini anlattığındaysa yaşlı adam bu hayallerin mümkün olamayacağını söylüyor. Yine de ertesi gün, gerçekleşebilecek şeyler anlatması koşuluyla çocuğa bir incir veriyor. Ertesi sabah çocuk inciri geri getiriyor ve hayallerinden vazgeçmeyeceğini söylüyor. Yaşlı adam da çocuğa artık bu hayallerini gerçekleştirebileceğini ve inciri hak ettiğini söylüyor.
İnsan ve Bilgi Odaklı Olma
Organizasyonu Bütünüyle Görebilme
Uzağı Görme
ETKİN İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ
Çatışma ve İletişim Yönetimi
Zamanın birinde bir yolcu atıyla bir köye varıyor. Bir tarladaki karpuzu canavar sanan köylüler, yolcudan yardım isteyerek tarladaki karpuzu gösteriyorlar. Yolcu, köylülere onun sadece bir karpuz olduğunu söylüyor. Köylülerse yolcuya inanmayarak yolcuyu pataklıyorlar. Ertesi gün aynı tepeden başka bir yolcu geliyor. Köylüler bu yolcudan da yardım istiyorlar. Yolcu, kılıcını çekip karpuzu parçalıyor. Köylülerin takdirini kazanarak bir süre köyde kalıyor. Bu sürede köylülerle güzel ilişkiler kurup, onlara karpuz ile canavar arasındaki farkları da öğretiyor.
Durumsal Liderlik Uygulaması
Motivasyon Yaratma
Karıncaların yaşadığı ormana bir fil dadanıyor. Zevk için karıncaları ezen bu fil sonunda karıncaların sabrını taşırıyor. Böylece tüm karıncalar bir olup file saldırıyorlar. Ama fil tek hareketiyle üstündeki tüm karıncalardan kurtuluyor. Birkaç kez bu durum tekrarlandıktan sonra tek bir karınca filin boğazına tutunup kalıyor. Diğer karıncalar ise filin boğazına tutunan karıncaya fili boğması için tezahürat yapıyorlar.
Yetenekleri Açığa Çıkarma
Takım Oluşurabilme
Adil Ödüllendirme
YÜKSEK KURUMSAL GÜÇ
Yatay Hiyerarşi ve Takım Çalışması
Kurum Vatandaşlığı
Kalite Bilinci
Müşteri Odaklı Düşünme
Rekabet Gücü ve Esneklik
II. Dünya Savaşı’ndan önce Almanya’nın küçük bir kasabasında iki kardeş ortak olup ayakkabıcılığa başlıyorlar. Savaştan sonra kardeşlerden biri artık beraber çalışmak istemediğini söylüyor. Küçük bir kasabada yaşadıkları için diğer kardeş bu fikre pek olumlu bakmıyor. Buna rağmen iki kardeş dükkanlarını ayırıyorlar ve aralarında bir rekabet başlıyor. Bu ayrılış, iki kardeşin yıllarca küs kalmalarına sebep olurken, iki büyük şirketin ortaya çıkmasını da sağlıyor.