Cemile adındaki genç kızın Almanya'da yaşarken babasının liseye İstanbul'da okuması için göndermesiyle başlar her şey. İstanbul'da köyden gelen dedesi ve ninesiyle bir villada yaşarlar. Anne-babasını özler fakat en çok kardeşi Uğur'u özler.
Okula başlar, mahallede yeni arkadaşlar edinir derken Yehova şahitleriyle tanışır ve onların anlatımlarına, hoşgörülerine, yardımseverliklerine, nezaketlerine hayran kalır. Bir süre sonra onların bilgileri Cemile'yi hayran bırakır, hiçbir şeyi zorlamamaları ve tamamen gönüllüğü esas almalarından etkilenir ve tabi ki Hz. İsa'nın yaşantısından çektiği acılardan ve bu acılara, zorluklara karşı verdiği mücadeleden, Yehova Şahitlerinin acı çektikçe kendilerini Hz. İsa'ya ve Tanrı'ya yaklaştıklarını düşünmelerinden büyük bir zevk alır. Cemile de Yehova Şahidi olur ve bunu önceleri gizli tutarken özellikle ninesine duyurmaz ama diğer insanlar öğrenir.
Yehova'yı anlatmak için toplantılara gider, onlarla her yerde birlikte olur. Lise bitince Almanya'ya gider ve ilk karşılaşma anında ailesine 'Sizi bana kavuşturan Yehova'ya teşekkür ederim' diyerek ağzından kaçırır. Anne ve babası kahrolur. Babasının ona yapmadığı eziyet kalmaz fakat Cemile eziyet gördükçe Hz. İsa'ya yaklaştığını ve onun acılarını azalttığını düşünerek daha da mutlu olur. Anne ve babasını sorgular, Müslüman olduklarını söylediklerini ama Müslüman gibi yaşamadıklarından dem vurur sürekli. Kardeşi Uğur'ada her şeyi öğretir ve aşılar. Bir süre sonra annesi tesettüre girer, Cemile bundan rahatsız olur ve evden ayrılır. Arada kardeşini görmeye gider fakat babası göstermez.
Bir gün kapının önünde Uğur'a sarılır ve babasından kaçarak uzaklaşır, annesi de peşinden koşar ve annesi kızının peşinden İslamiyet’e dönmesi için yalvararak koşarken bir arabanın altında kalarak oracıkta can verir. Cemile bunun üstüne kahrolur, acısını tarif bile edemez fakat o anda bile annesine keşke doğru yola dönmüş olsaydın diye ağlar. Cenazeyi alıp İstanbul'a getirirler. Ve babası kızına güvenerek kardeşi Uğur'u ona teslim edip Almanya'ya döner. Cemile, kardeşine Hz. İsa ile ilgili hikayeler anlatarak onun beynini yıkar. Komşuları olan Tarkan ve ablası Leyla'da Yehova Şahitlerindendir, onların anneleri Vera Hristiyan’dır ve asla ne çocuklarının ne bir başkasının dinine karışmaz ve sorgulamaz.
Onlarla çok iyi anlaşırdı Cemile. Torununun Vera'yla bahçede konuştuğunu gören dedesi sürekli Hristiyanlar hakkında yobazca fikirler yağdırdıkça Cemile, Vera'nın ne kadar nazik bir kadın olduğunu düşünerek aldırmıyordu bile dedesine. Karşı komşularının kızı Gülderen ise tam bir Müslüman hayatı yaşamaya çalışan bir genç kızdı, onunda annesi rahat bırakmıyordu. Gülderen, Cemile'ye çok üzülüyordu onun İslamiyet’e dönmesi için uğraşıyordu. Gülderen, Filiz hocayı getirdi Yehova Şahitlerinin toplantısına.
Filiz hoca o kadar mantıklı şeyler söylüyor ve ayetlerle örneklendiriyordu ki Tarkan'ın da Cemile'nin de akılları karışmıştı. İslamiyet'i aslında gerçek Müslümanlardan ve Kur'an'dan öğrenmeye çalışmadıklarını etrafta Müslüman geçinen ama Müslümanlık adına hiçbir şey yapmayan insanlardan görüp kötü şekilde etkilendiklerini fark ettiler. Kafaları karıştıkça huzursuz oldular fakat Filiz hocanın her toplantısında bulundular, onu zor durumda bırakmak için her hafta çalışıp geldiler ancak Filiz Hocanın hiçbir şekilde caymadığını tüm mütevaziliği ve hoşgörüsüyle anlatmaya devam ettiğini gördükçe Cemile iyice beyninde bazı şeyleri oturtmaya başladı. Ve Kur'an'ı okuyup, yorumlarıyla ilgilendikçe gerçekleri gördü ve Müslüman oldu. Sonra kardeşinin beynini yıkadığını fark edip çok üzüldü ve onun vebaline girmemek için onun bilgilerini değiştirmesi zor olsa da Hz. İsa'yı kötülemeden Hz. Muhammed'i(s.a.v.) anlatmaya başladı.
Toplantılarda Yehova Şahitlerinin açıklarını, yanlışlarını bularak onları kötüleyerek İslamiyet'i yüceltmeye çalıştı ama Filiz Hoca böyle olmayacağını kimseyi kötülemeden sadece kendi dininin güzelliklerini hoşgörüyle anlatmasının gerekli olduğunu söyleyince, Cemile'de aslında bu yaptığının Yehova şahitlerininki ile aynı olduğunu, onlar nasıl İslamiyet'i kötüleyerek kendi dinlerini anlatmaya çalışıyorlarsa kendisinin de aynı yanlışa düştüğünü fark etti ve bunu tamamen değiştirdi. Cemile'nin Müslüman olmasına en çokta dostu Gülderen sevinmişti bir de mahalledeki Deli İsmet.
Deli İsmet, Cemileye sürekli karışır ve hep peşindeydi, değişik hikayeler anlatır bazen fazlasıyla rahatsız ederdi. Cemile onun ilgisinde bir tuhaflık olduğunu anlamıştı. Cemile'ye 'Hristiyan Gülü' lakabını İsmet vermişti. Cemile, Deli İsmet'in amcası olduğunu çok sonradan öğrendi, meğer bu yüzden onunla uğraşır, bu yüzden İslamiyet’e dönsün diye dil dökermiş. Deli İsmet'i çocukken babası, yoksul oldukları için zengin bir aileye para karşılığı vermiş. Deli İsmet de annesini bulmak için gelmiş, ama kendini belli edememiş annesi üzülmesin diye. Cemileyi de korumaya çalışmış bu sırada. Cemile Müslüman olunca çok sevinir ve 3 yıl sonra da vefat eder. Vera'nın oğlu Tarkan da İslamiyet’e geçer. Ve bir gün Cemile'ye mektup yollar, mektupta Cemile'ye evlenme teklif eder. Cemile'de bu duruma çok sevinir. Ve evlenirler. Şu an evliler ve iki çocukları var. Çok mutlu ve ilim dolu bir hayatları var.
Hristiyan Gülü kitabı gerçekten etkileyici ve sizi de içine çeken bir kitap. Konusu itibariyle hayatın ve insanların gerçeklerini anlatmakta. İnsanların dinlere, inançlara ve aslında her şeye olan önyargılarını anlatmakta. Kendinden olmayanın yanlış olduğunu düşünmenin aslında ne kadarda hatalı bir tutum olduğunu göstermekte bizlere. Eleştiri yapılabileceğini fakat hakaretlerin ne kadar yersiz, gereksiz ve çekmek istediğimiz yoldan, daha da çok o yola ittiğini öğretiyor bu kitap. Bu yüzden herkesin kendinden, hayatından bir parça bulabileceği bir kitap bence ki sadece dini konuda değil, her konuya uyarlanabilir kesinlikle. Karşı durduğumuz fikirlerin aslında her zaman yanlış olmayacağını ve bizim fikirlerimizin de hep doğruluklarla dolu olmayacağını fark etmeliyiz. Ancak bunları fark ettiğimiz zaman bize verilen bu aklın hakkını vermiş olacağız. Doğru ve gerçek bilgi düşmanımızda dahi olsa onu kabul edip alıp kullanmalıyız bence hem kendimizi geliştirmek için hem de dünyamız için.
Yazan: Ezgi Sürmeli
Hristiyan Gülü Soruları ve Cevapları
Hristiyan Gülü kimin eseri?
Emine Şenlikoğlu
Hristiyan Gülü türü nedir?
Yerli Romanlar
Hristiyan Gülü kaç sayfa?
280
Hristiyan Gülü Yorumları
kitap roman sıfatını kesinlikle hak etmiyor. neden böyle yazı denemelerine bu sayfada yer veriliyor bilmiyorum. öncelikle bir misyonerlik kitabı olduğunu belirtelim. ama kötü bir misyonerlik kitabı. flash tv dizileri gibi bir kurgusu var kitabın. ama en kötüsü ise ülkemizde islam dini dışında her dinin devlet tarafından korunduğu ama islam dinini anlatmak isteyenlerin büyük bir baskıyla karşılaştığı gibi bir iddaya yer vermesiydi. gözlerime inanamadım. islam adına kendisine dini bütün müslüman görünümü veren biri açıkça yalan söylemekteydi. yazım ve imla hatalarını, kurgudaki çelişkileri saymıyorum bile. bu yazar 94 kitap yazmış. inanılır gibi değil. bu kitap olsa olsa 3. sınıf bir misyonerlik kitabından öteye geçemez. dini bakış açısından da oldukça sakat yanları var. sözün özü sınıflayacak olursak bu kitabı ben pornografi gibi "zararlı yayınlar" kategorisine sokarım.
01-01-2019 23:42
yorumu yapan arkadaşı kutluyorum çok iyi bir eleştiri olmuş
05-01-2019 21:13
kitabın konusu hoşuma gitti kendini okutuyor ama müslüman bir ülkede yayınlanması ilginç bize ters gelen yanları var yine de o açıdan bakmazsanız hikaye güzel
07-08-2019 13:48
yehova şahitlerinin özellikleri ile ilgili kitap arıyorum googleda bu da çıktı işime yarar mı