Dorian Gray'in Portresi

Kitabın Yazarı:Oscar Wilde Kitap Türü:Yabancı Romanlar Yayınevi:Oda Yayınları Yayınlandığı Yıl:2016 (01-11-2009) Sayfa Sayısı:223 ISBN:9789753853002 Kitap Puanı:7.6 / 10 | Yorum: 14

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al e-kitap,pdf,epub: *

7.6
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Dorian Gray'in Portresi - Oscar Wilde

Kitap Türü:Yabancı Romanlar Orjinal Adı:The Picture of Dorian GrayÇeviren:Selin Ceyhanİngilizce:The Picture of Dorian Gray Short Summary

Puan Tablosu

Dorian Gray'in Portresi Özet

İngiliz Edebiyatı'nın önemli yazarlarından Oscar Wilde'nin roman niteliğindeki tek kitabı Dorian Gray'in Portresi’dir. Burada geçen üç karakter hakkında önsözünde bilgiler vermiştir. Kendisini Basil Hallward olarak gördüğünü; Lord Henry'nin ise çevresindeki insanların onu gördüğü şekli olduğunu belirtmiştir. Bir dönemin kült eseri haline gelmiş Dorian Gray'in Portresi romanın konusu ise şöyle;

Basil Hallward ve Lord Henry çok yakın iki dosttular. Basil ressamlık yapıyordu. Henry ise soylu bir aileden geliyordu. İkisi çok farklı karakterdelerdi ve dolayısıyla düşünceleri oldukça zıttı. Henry dış güzelliğe çok önem veren, kişinin içinden geleni yapması gerektiğini savunan bir karakterdi. Basil ise içe dönük, dış değil iç güzelliği ön plana alan bir karakterdi. Bir gün Basil Dorian Gray adında genç bir çocukla tanıştı. Bu genç adam oldukça yakışıklıydı. İnsanların arasından kolayca ayrılan ve tanıştığı herkesi etkisi altında bırakan bir kişiliğe sahipti. Basil de onu gördüğü gibi ondan etkilenmişti. Hatta ona taparcasına bakıyordu. Bu nedenle onun resmini yapmaya karar verdi. Böylece her gün Dorian, Basil'in evine gelerek resminin yapılmasını bekliyordu. Bu buluşmaların birinde Lord Henry de vardı. Tanıştıkları andan itibaren Dorian'ın etkisinde kalmıştı ve onunla sohbet etmekten çok keyif alıyordu. İşte böylece Henry ve Dorian arasındaki büyük dostluk başlamış oldu.

Lord Henry, Dorian'a öğütler veriyordu. Onun çok güzel bir yüzü olduğunu söylüyor fakat ileride yaşlanınca bu güzelliğinden geriye bir şey kalmayacağını ve silik biri olacağını dile getiriyordu. Bu konuşmalar Dorian'ı uzun düşüncelere sevk ediyordu. Basil Hallward portreyi bitirdiğinde hepsi oldukça şaşırmışlardı. Dorian'ın çok başka bir büyüsü vardı. Yüzü çok gençti, çok güzeldi. Portreyi alan Dorian onu evinin en güzel yerine yerleştirdi. Ayrıca Henry'nin verdiği bir kitabı da okumaya başladı. Bu kitapta insanın işleyeceği günahların onu özgür yapacağını,içimizden geldiği gibi davranmazsak hayatın bir anlamı olmayacağını yazıyordu. Dorian tüm bu düşünceler sonucunda bambaşka bir insan oldu. Kendi güzelliğinin farkında ve oldukça bencil biri haline geldi. Fakat dostu Henry'nin onun için söyledikleri aklından çıkmıyordu. Henry şöyle demişti." Bu tablodaki Dorian hep böyle kalacak. Senin yüzün buruş buruş olsa bile o hep genç kalacak." O gün orada Dorian dua etmeye başladı. Tek istediği ruhunun bütün yaşlanmalarının bu portrede gerçekleşmesi fakat kendisine hiçbir şey olmaması. Duası ne yazık ki kabul olmuştu.

Dorian Sibly Vane adında bir kızla tanıştı. Aşık oldular ve hatta evlenmeye karar verdiler. Nişanlanacakları akşam Dorian kızın oyununa gitti. Fakat kız sahnede oldukça yeteneksiz bir oyuncu gibi davrandı. Bunu gören Dorian kızdan soğumaya başladı. Bu konuyu tiyatro çıkışında konuştular ve Dorian kızı terk etti. Fakat kız bu acıya dayanamayarak intihar etti. Arkasında ise Dorian'dan intikam almayı bekleyen bir James Vane bıraktı. Kızın ölümünün ardında Dorian kendisini çok başka işlere verdi. Bazen eski antikaları toplayan, bazen modaya önem veren, kitapların ilk baskılarını toplayan, koku mesleğine merak salan biri oldu. İnsanları öyle etkiliyordu ki bir gün giydiği bir kılık yarın moda oluyordu. Fakat Dorian bunların hepsinden sıkıldı. Zaman geçtikçe portredeki adam yaşlanıyor fakat Dorian aynı kalıyordu. Tüm İngiltere onu sevmez olmuştu.

Aradan birkaç yıl geçtikten sonra bir akşam Dorian'ın evine Basil geldi. Ona şehirde onun hakkında konuşulan tüm kötü dedikoduları ve diğer her şeyi anlattı. Bunun üstüne Dorian portreyi ressama göstermek istedi. Basil gördüklerine inanamadı ama Dorian daha önce davranarak ressamı öldürdü. Ayrıca kanıtları yok etmek için Alan adlı arkadaşına cesedi ortadan kaldırttı. Olaylardan uzaklaşmak için küçük bir köye geldi. Burada hiç karşılaşmaması gereken biriyle karşılaştı: Onu her yerde arayan James Vane. İntihar eden Sibly Vane'in abisi James kardeşinin ölmesindeki tüm sorumluyu Dorian olarak görüyordu.Onu gördüğü anda kovalayış başladı fakat adam talihsizce bir av tüfeğinden çıkan kurşun sonucu öldü. İşte bu durum Dorian'ın değişmesi için bir işaret oldu.

Yaşamının sonlarına doğru ise Dorian kendini iyiliğe verdi. Tüm yaptığı kötülüklerden kaçmak ve ölüm korkusundan uzaklaşmak için portrenin olduğu odaya geldi. Elindeki bıçağı önce portreye sonra kendi kalbine sapladı. Uşaklar içeri girdiğinde önce duvardaki portrede çok genç, güzel yüzlü Dorian'ı yerde ise çirkin yüzlü, buruşuk ve kırışıklıklarla dolu yaşlı Dorian'ı gördüler.

Dorian Gray'in Portresi Kitap Özeti

Dorian Gray, yüksek sınıftan ve oldukça yakışıklı bir gençtir. Kusursuz ve büyüleyici görünümü herkesi etkisi altına almaktadır. Dorian Gray’in güzelliğinden etkilenen kişilerden birisi de Basil Hallward adında bir ressamdır. Ressam, Dorian’ın görünüşünden o kadar çok etkilenir ki Dorian’ı hep yakınında tutmak ister. Dorian’dan “ilham kaynağım” olarak bahseder. Hatta Dorian’ın gerçeğe oldukça yakın bir portresini yapmıştır. Basil’in Dorian’ı yanından ayırmadığı günlerden birinde Dorian, Basil’in yakın arkadaşı olan Lord Henry ile tanışır. Lord Henry, hedonizmi belirlemiş ve yaşamını yalnızca güzelliğin, gençliğin, zevkin ve sefanın üzerine kurmuştur. Geri kalan tüm şeylerin aldatmaca olduğuna inanır. Lord Henry, Dorian’a; gençliğin sahip olunan en kıymetli şey olduğunu, bir gün buruş buruş olduğunda gülemeyeceğini, güzelliğin mucizelerin en büyüğü olduğunu fakat zamanın Dorian’ın güzelliğiyle savaştığını, bir gün güzelliğini kaybedeceğini ve çok acı çekeceğini söylemiştir. Dorian, Lord Henry’nin sözlerinden o kadar etkilenmiştir ki eve gittiğinde kusursuz güzellikteki portresinin karşısına geçip dua etmiştir. Kendisi gençliğinden hiç ödün vermeden zamana meydan okumayı yıllar geçse de aynı güzellikte kalmayı zamanın tüm etkilerinin kendisini bekleyen tüm çirkinliklerin yalnızca portreye musallat olmasını dilemiştir.

Dorian’ın dileği kabul olur. Artık zamanın ve insanın içindeki çirkin, kötü duyguların etki edebileceği tek şey Dorian Gray’in portresidir. Dorian başına geleceklerden habersiz gençliğin ateşinde Sibly Vane adında bir genç kıza aşık olur. Genç kız da Dorian’a tarifsiz bir aşkla bağlıdır. Sibly, kariyerinin başında olan bir tiyatro oyuncusudur. Genç yaşına rağmen de sahnede kendisini izleyenleri etkisi altına alabilmektedir. Dorian, dostları Basil ve Lord Henry’i genç kızı izlemeleri için tiyatroya götürür. Genç kız içindeki aşkın etkisiyle oynadığı rolün hakkını veremez ve hatta rezalet bir oyun sergiler. Dostlarına rezil olan Dorian genç kıza çok öfkelenir ve onu kuliste terk edip tiyatro binasından ayrılır.

Lord Henry’nin de etkisiyle genç kızı terk eden Dorian uyandığında yine Lord Henry’i görür. Lord Henry’nin kötü bir haberi vardır: Sibly Vane kendini öldürmüştür. Dorian üzülmek bir yana genç kıza öfkelenmiştir. Kendisini zan altında bıraktığı ve zayıflığı yüzünden zavallı kızı hatırlamak bile istememiştir. Dorian tüm bunlar olup biterken tabloda bir değişiklik ezmiştir. Tablo çirkinleşmiş ve portrenin bakışında adeta bir şeytanlık mevcuttur. Dorian ilk başta aklını kaçırdığını düşünse de dileği kabul olduğu için kendini şanslı saymıştır. Tabloyu saklaması gerektiğini düşünüp dedesinin onu adeta hapsettiği o kasvetli odaya üzerine bir örtü ile tabloyu taşıtmıştır. Basil, üzgün olmasını beklediği Dorian’ı ziyaret ettiğinde ilk tanıdığında masun ve iyi yürekli olan bu çocuğun dönüştüğü kişiye çok şaşırmıştır. Dorian, Sibly’den en ufak bir üzüntü bile duymadan sanki tüm bunlar iki gün öncesinde olmuş gibi değil de yıllar öncesinde gerçekleşmiş gibi bahsetmektedir. Karşısındaki kişiyi tanımakta zorlanan Basil dostunun geldiği hale çok üzülmüştür.

O günden sonra Dorian zevk ve sefanın peşinde kötülük dolu bir yaşam sürmüştür. 40’lı yaşlara gelmesine rağmen yüzünde hiçbir yaşlılık belirtisi yoktur ama portre öyle korkunç bir hal almıştır ki tıpkı Dorian’ın kalbinin vicdanının çirkinliği gibi bakılamaz bir hale gelmiştir.

Basil, Dorian’ı ziyaret ettiği bir gece Dorian daha fazla dayanamamıştır. Hem bu sırrın yükü hem de her şeyin başlamasının nedeni olarak gördüğü portrenin ressamı olan Basil’a duyduğu öfke portreyi Basil’a göstermesine neden olmuştur. Basil, gördüğü karşısında dehşete düşmüş ve Dorian’a tanrının kendisini affetmesi için beraber yakarıp dua etmeyi teklif etmiştir. Dorian, içinde öyle bir öfke duymuştur ki Basil’ın boynuna bıçağı saplamıştır. Basil orada can vermiştir. Dorian arkasında hiç iz bırakmadan her şeyi ayarlamıştır. Tehditleri yoluyla da kimyager bir arkadaşına cesedi ortadan kaldırtmıştır. Daha sonra zavallı adam canına kıymıştır. Tüm bunlar olurken portre daha da çirkinleşmekte ve cinayetten sonra portrede kırmızı bir leke belirmektedir.

Dorian yaşamına devam ederken peşinde Sibly’nin erkek kardeşi vardır. Kardeşinin intikamını almaya yemin etmiş bu adamın elinden genç yüzü sayesinde kurtulur fakat adama Dorian’ın “şeytana ruhunu satarak genç kaldığı” söylenir. Dorian, her an çok tedirgindir. Av merasimine katıldığı bir gün tavşana ateş edildiği sırada bir adam vurulur; adam, Dorian’ın peşindeki Siybl’nin kardeşidir. Dorian hayatın ona özgürlüğünü yeniden bağışladığını düşünür ve iyi bir insan olmaya karar verir. Kaçmaya karar verdikleri henüz çocuk yaştaki kızın peşini bırakır. Lord Henry ise bunun iyilikle alakalı olmadığını yalnızca Dorian’ın kibriyle alakalı olduğunu söyler. Dorian ise iyilik yaptığını düşünür ve eve gittiğinde portrenin karşısına geçer fakat portrede düzelmek şöyle dursun kırmızı lekenin daha da büyüdüğünü görür. Bıçağı alır ve kalbine saplar. Hizmetçiler odaya girdiğinde Dorian’ın kusursuz portresiyle karşılaşır. Yerde ise yaşlı korkunç görünümlü bir adam yatmaktadır.

Kitap, üzerimde oldukça etki bırakan hem psikolojik öğeleriyle hem de edebi değeriyle büyüleyici ir özelliğe sahiptir. Oscar Wilde ile kitap üzerine sohbet etme şansına sahip olmayı çok isterdim çünkü dünyevi zevk ve durumlar karşısında insan olma halini bu kadar keskin kavramış birisiyle sohbet etme fikri beni müthiş heyecanlandırıyor. Kitabın üç ana karakteri olan Basil, Lord Henry ve Dorian Gray bana Freud’un id, ego ve süperego üçlemesini hatırlatıyor. Basil, etik ve ahlaki davranışlarıyla süperegoyu; Lord Henry, haz odaklı olması ve insanın ilkel yanını temsil etmesi ile idi, Dorian Gray ise ikisi arasında denge kurmaya çalışması ile egoyu anımsatmaktadır. Dorian bazen bizlerin de içine düştüğü durumlar gibi haz odaklı davranmayı seçmiştir. Bizlerden farklı olarak; Dorian, tüm çirkinlikleri ve kötülükleri içinde ve bedeninde değil bir portresinin üzerinde taşımaktadır. Yaptığı kötülüklerin vicdani yükü Dorian’ı yıpratmak yerine duvarda asılı duran bir portreyi yıpratmaktadır. Vicdan ve bedendeki bozulmalar olmadan insanın sonsuz yaşam ve gençlik isteğinin gerçekleştiği durumlarda dünyanın nasıl bir yer olacağı Dorian Gray’in mikrocosmosunda bizlere gösterilmiştir.

Her açıdan başarılı, akıcı ve etkileyici bir eser olduğunu söylemek mümkündür.

Editör: Ceren Kozalıoğlu

Dorian Gray'in Portresi Konusu

Oscar Wilde, 1854 yılında İrlanda’da doğmuştur. Sanatçı; tiyatro, şiir, hikâye gibi çok çeşitli türlerde eser vermiştir. Eserlerinden bazıları ise şunlardır: “Dorian Gray’in Portresi”, “Mutlu Prens”, “Dünyanın Tek Gerçek Hayaleti”, “Hayat Ciddiye Alınamayacak Kadar Önemlidir”. Bu paylaşımda da, yazarın en ünlü eserlerinden biri olan “Dorian Gray’in Portresini” özetleyeceğiz.

Dorian Gray, saf bir güzelliğe sahip olan ve herkes tarafından çok yakışıklı biri olarak görülen genç bir delikanlıdır. Basil Hallward ise, Dorian Gray’i gördüğünde onun güzelliğine hayran kalan ve bu gence yürekten bağlanan bir ressamdır. İlk zamanlar Dorian Gray’in resmini gizli gizli çizse de ilerleyen zamanlarda onunla tanışıp resmini çizmesi için onunla anlaşmıştır. Bu yüzden Dorian Gray, resmini çizmesi için sık sık Basil Hallward’ın evine gidip gelmeye başlamıştır ve Basil, bu genci gerçekten çok sevmektedir. Yine bir gün Basil Hallward, Dorian Gray’in resmini çizerken arkadaşı Lord Henry Wotton evine gelmiştir. Lord Henry, Basil Hallward’a kıyasla daha içten pazarlıklı ve daha fazla kötü huylara sahip olan bir adamdır. Basil’i ziyarete geldiğinde Dorian Gray ile de tanışma fırsatı bulmuş ve bundan çok mutlu olmuştur. Günler geçtikçe Dorian Gray ile Lord Henry sık sık buluşmaya başlamış, çeşitli yemeklere gidip birçok partiye katılmışlardır ve Dorian Gray artık Basil’den daha çok Lord Henry ile vakit geçirmeye başlamıştır. Basil bu çok sevdiği delikanlıyı her zamankinden daha kısıtlı görebildiği için kendi içinde üzülmektedir ama ara sıra Dorian’a sitem etmekten başka elinden bir şey gelmemektedir. Dorian Gray’in Lord Henry ile sıkı fıkı olduğu dönemde, basil zor da olsa delikanlının portresini bitirmiştir. Ortaya muhteşem bir çalışma çıkmış ve Basil bu eserini en değerli tablosu olarak ilan etmiştir. Sırf bu yüzden, Lord Henry’nin bu tabloyu Dorian’a hediye etmesi gerektiği ikazlarına rağmen tabloyu vermek istememektedir. Basil, yoğun ısrarlar karşısında tabloyu Dorian’a vermeyi kabul etmiştir. Tabloyu Dorian da çok beğenmiştir. Hatta “Keşke ben hiç yaşlanmasam da, yıllar sadece bu tablomda değişikliğe neden olsa” diye iç geçirmiştir. Ve gariptir ki Dorian Gray’in bu dileği gerçekleşmiş, her üzüldüğünde ve yıprandığında kendi yüzünde değil de tabloda değişiklikler olmuştur. Bunu anlaması ise zaman almıştır ve ancak şöyle anlayabilmiştir:

Dorian sık sık tiyatroya gitmektedir ve bir gün genç bir oyuncuya gönlünü kaptırmıştır. Uzun bir süre varlığını ve sevgisini belli etmeden tiyatroya gidip kızı izlemeye devam etmiştir. Bir gece ise kızın kulisine gidip ona olan aşkını ilan etmiş ve kızın da ona karşı boş olmadığını öğrenince nişanlanmışlardır. Bu süreç içerisinde ne Basil’e ne de Lord Henry’e zaman ayıran Dorian, nişanlandığını büyük bir heyecanla bu ikisine açmıştır. Kızı izlemek için ise bir gece hep birlikte tiyatroya gitmişlerdir. Fakat o gece kız çok kötü bir performans ortaya koymuştur. Lord Henry de Dorian’ın üzerine gelerek kızı hiç beğenmediğini söylemiştir. Lord Henry’nin düşüncelerine büyük saygı ve önem gösteren Dorian, kızın kulisine gidip ondan nefret ettiğini ve ayrıldığını söylemiştir. Ertesi gün ise Lord Henry’den kızın intihar haberini almıştır. Bir müddet kendini suçlu hissetmiş ve katil sanılmaktan korkmuştur. İşte tam da bugün Basil’in çizdiği kendi portresine baktığında dileğinin kabul olduğunu ve tüm sıkıntılı zamanlarının tabloya etki ettiğini fark etmiştir. Yine o gün, kızın ölüm haberini alan Basil taziyelerini bildirmek için Dorian’ın evine gelir ve gelmişken de kendine ait bir resim sergisi olacağını, eserlerinin en kıymetlisi olan Dorian Gray’in portresinin de bu sergide yer almasını istediğini söylemiştir. Fakat Dorian, portredeki sırrın diğer insanlar tarafından öğrenileceğinden korkarak şiddetle teklifi reddetmiş ve Basil’in portreyi görme isteklerine de karşı çıkmıştır. Basil gittiğinde ise resmi, evin hiç kullanılmayan en üst kattaki bir odasına taşıtmıştır.

Sevdiği kızın ölümü ve yılların ona veremediği zararlara da güvenerek Lord Henry’e uymuş ve akla gelebilecek her kötülüğü yapıp her günahı işlemiştir. Aynadaki yaşlanmayan yüzüne baktıkça büyük keyif duymuş ve istediği her günahı işlemeye devam etmiştir. Aradan 18 yıl geçmiş ve Dorian, güzelliğinden bir parça olsun kaybetmemiştir. Fenalıklarına devam eden Dorian’ı bir gün Basil ziyarete gelmiş ve yaptığı tüm kötü şeyleri ona güzel bir dille anlatarak bu yollardan dönmesini istemiştir. Çevrede dolaşan Dorian hakkındaki tüm söylentilerden kendi de rahatsız olduğundan, bu çok sevdiği insanı kötülükten uzaklaştırmak istemiştir. Basil’in bu davranışına sinirlenen Dorian, kendini tutamamaksızın bıçağı kaptığı gibi Basil’i öldürmüştür. İlk başta pişman olsa da yapacak bir şeyi olmadığı için bir arkadaşına, Basil’in bedenini yok ettirmiştir. Aradan biraz zaman geçince Dorian yaptığı tüm bu kötü şeylerden bıkar ve bu kötülüklerin sebebi olarak gördüğü portreyi yok etmek ister. Portreyi taşıttığı odaya çıkarak Basil’i öldürdüğü bıçağı hınçla portreye saplar. Eş zamanlı olarak kendisi de yere yığılır. Portredeki yaşlanmış yüzü artık kendine geçmiştir. Ama Dorian Gray de acı içerisinde can vermiştir.

Dorian Gray'in Portresi Soruları ve Cevapları

Dorian Gray'in Portresi kimin eseri?

Oscar Wilde

Dorian Gray'in Portresi türü nedir?

Yabancı Romanlar

Dorian Gray'in Portresi kaç sayfa?

223

Dorian Gray'in Portresi Yorumları

oscar wildein mükemmel romanı mutlaka okuyun

12-04-2016 00:08

beklediğimden çok daha iyi bir kitap çıktı okumadan önce tereddütüm vardı sıkıcı olacağını düşündüm ama insanı sarıyor

22-04-2016 12:32

men bu kitabin ingilisce oxudum ve cok beyendim.. okumayanlar mutlaka okumali

25-04-2016 00:37

hiç beğenmedim kitabı çok kötüydü

24-11-2016 22:41

mükemmel bir roman

04-12-2016 10:23

akıcı bir roman olmuş fakat abartıldığı kadar değil daha iyilerini okudugumdan olsa gerek fazla etkilenmedim ama yine de tavsiye ederim vakti olan arkadaşlar okuyabilirler.

27-03-2018 15:04

konusu beni çok etkiledi daha sıkıcı bir kitap bekliyordum ama oldukça etkileyici çıktı klask sayılabilecek güzel bir eser editör 7 vermiş ama bence en bir 8.5 eder baya iyiydi

07-06-2019 23:04

bana ingilizce the pıcture of dorıan gray özet gerekiyordu burada bulunca şaşırdım normal özetleri buradan bulup yazardım ama ingilizce özetlere de buradan link vermeye başlamışsınız süper olmuş kim yapıyorsa hakkını helal etsin hakkınızı ödeyemem

14-12-2019 11:13

uzun uzun özet yazmışsınız ama karakterler de gerekiyor karakter analizi de ekleseniz daha işe yarar olur sınavda karakterler de çıkıyor

18-02-2022 15:36

dorian gray'in portresi ne anlatıyor

06-06-2022 22:41

üç farklı özet eklemişsiniz güzel olmuş ortak bir özet çıkarttım hoca farketmez

22-11-2022 21:02

konusu hiç ilgimi çekmedi okurken yarım bıraktım buradan özet yazacağım sıkıcı bir kitap

21-05-2023 20:19

kitabın ana fikri nedir

26-11-2023 21:13

ya biri tek paragrafta ana fikri yazsın çok acil lazım

26-05-2024 19:23

Lady Windermere'in Yelpazesi Ciddi Olmanın Önemi Dorian Gray'in Portresi Mutlu Prens en iyi kitaplar yeni çıkan kitaplar en çok satan kitaplar okunması gereken kitaplar en çok okunan kitaplar 100 temel eser bedava kitap editör ol kitap bağışı Gün Olur Asra Bedel Tutunamayanlar Acımak Camdaki Kız 1984 Hayvan Çiftliği Sokrates'in Savunması Uzun Hikaye Alice Harikalar Diyarında Haritada Kaybolmak Kraliçeyi Kurtarmak İçimdeki Müzik Çalıkuşu Çocuk Kalbi Küçük Kara Balık İntibah Bülbülü Öldürmek Beyaz Zambaklar Ülkesinde Don Kişot Sineklerin Tanrısı Toprak Ana İnce Memed Satranç İki Şehrin Hikayesi Vadideki Zambak İçimizdeki Şeytan Sergüzeşt Beyaz Gemi Araba Sevdası Yaban İnsan Ne İle Yaşar Küçük Prens Dönüşüm Beyaz Diş Saatleri Ayarlama Enstitüsü Fareler ve İnsanlar Sol Ayağım Suç ve Ceza Sefiller Simyacı Şeker Portakalı Kürk Mantolu Madonna Pembe İncili Kaftan Esir Şehrin İnsanları Üç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik Martin Eden Yeraltından Notlar Sait Faik Seçme Hikayeler Rüzgarı Dizginleyen Çocuk Sabahattin Ali Bütün Öyküleri Ahmet Ümit Ahmet Batman Ayşe Kulin İskender Pala Canan Tan Dostoyevski Elif Şafak Jojo Moyes Kahraman Tazeoğlu Memduh Şevket Esendal Orhan Kemal Peyami Safa Sabahattin Ali Sarah Jio Tarık Buğra Victor Hugo Zülfü Livaneli Erotik Kitaplar Çocuk Kitapları Romantik Aşk Kitapları Tarihi Kitaplar Yabancı Romanlar Öykü Hikaye Kitapları Yerli Romanlar Komik Kitaplar Felsefe Kitapları Macera Kitapları Polisiye Kitaplar Korku Kitapları Fantastik Kitaplar Kadın Erkek İlişkisi Din / Tasavvuf Kitapları Tiyatro & Oyun Kitapları Biyografi Kitapları Kişisel Gelişim Kitapları Psikoloji Kitapları Gizem Kitapları Şiir Kitapları Gerilim Kitapları Günlük Anı Kitapları Beslenme Diyet Kitapları Politik Kitaplar Bilim Kurgu Kitapları Deneme Kitapları