Rasim Özdenören’in yazdığı Çözülme, 4 hikâyeden oluşur. 104 sayfalık kitaptaki hikâyelerin adları sırasıyla şöyle; Ölünün Odaları, Şimdi Çok Uzaklarda, Aile ve Çözülme. İlk üç hikâyenin her biri 10-20 sayfadan oluşurken kitaba adını veren son hikâye, kitabın yarısından fazlasını kaplar. Ancak bu nicelik farkının bir öneminin olmadığını söylemek mümkün. Uzun ya da kısa fark etmeksizin her bir hikâye birbirinden duygu yüklü ve okuru düşüncelere sevk eden nitelikte. İlk kez 1973 yılında Edebiyat Dergisi Yayınları tarafından yayımlanan kitap, 2008 yılında İz Yayıncılık tarafından basılmaya başlanır ve gözden geçirilmiş yeni baskısıyla okurlara sunulur.
Ölünün Odaları
Hikâyenin başkahramanı, babasını kaybeden genç adam İdris. Annesini zaten 5-6 yaşlarındayken kaybettiği için babası ölünce yapayalnız kalır. İdris’in babası mide rahatsızlığından ötürü uzun süre hasta yatar ve bu süreçte çok acı çeker. Hastalığı boyunca babasına İdris bakar. Hatta gün gelir eczane eczane dolaşıp babası için ilaç arar. Ama hiçbir ilaç fayda vermez ve İdris, hayatta kalan tek varlığını, babasını kaybeder. Babasının ölümünün ardından büyük bir boşluğa düşse de mecburen hayatına devam eder.
Şimdi Çok Uzaklarda
Yakup, ortak olduğu manavın kızıyla iç güveyisi olarak evlenen bir adam. Zamanla iç güveyi olmaktan bunalır ve karısıyla ayrı bir eve çıkar. Ancak bir süre sonra bu da yetmez, kente taşınıp karısının ailesinden bağımsız bir hayat kurmak ister. Her şeyi göze alarak bu isteğini gerçekleştirir. Hamile karısını henüz doğum bile yapmadan alır, başka bir kente götürür. Kimse ses çıkarmasa da ne karısı razıdır bu taşınmaya ne de karısının ailesi. Ama bebek doğduktan bir süre sonra kayınbabası, oğlunu yollayarak kızıyla damadını memlekete geri çağırır. Ailesinden ayrıldığı için yaşadığı üzüntüyü hep içine atan, kasabaya taşınmaktan duyduğu memnuniyetsizliği kocasına hiç yansıtmayan Yakup’un karısı ise kardeşinin gelişiyle kendini daha fazla tutamaz. Ailesinden ayrılıp da kasabaya gelmeyi hiç istemediğini hıçkıra hıçkıra ağlayarak kocasıyla paylaşır.
Aile
8 kişinin yaşadığı ahşap bir ev. Evin en büyüğü büyükana. Dul gelinleri Gelin Bacı ile Nur Gelin, büyükananın hayatta kalan tek oğlu Salih ve onun karısıyla iki kızı ve torunu. Salih’in bir kızı sağır ve dilsiz. Diğeri ise kocası şehre gittiği için yanlarında misafir. Gelin Bacının çocuğu yoktur, Nur Gelin’in ise evli iki kızı vardır. Evin geçimi ve yönetimi Salih’in üzerindedir, evi çekip çevirmek ise karısının sorumluluğunda. Salih de karısı da bir kızlarının sağır ve dilsiz olmasına üzülürler. Diğer aile üyelerinin de başka dertleri vardır. Büyükana hâlâ iki oğlunun acısıyla yanar. Dul gelinler de kocalarını kaybetmiş olmanın hüznünü yaşarlar.
Çözülme
Kerim, biri evli diğeri meczup iki kız kardeşi olan 24 yaşında bir delikanlı. Çocukluğunda babasından hep kötü muamele görür ve bu yüzden evden kaçmayı alışkanlık edinerek serseri bir yaşam sürer. Yine bir akşam arkadaşları Ragıp ve Şadi ile Seferin evinde takılırlar. Bir süre sonra Arabacı Cemal de onlara katılır. Ancak gecenin ilerleyen saatlerinde Şadi, Kerim’in bıçağıyla Cemal’i öldürünce işler karışır. Ragıp ile Kerim kaçmayı başarsalar da Şadi yakalanır ve arkadaşlarını da ele verir. Birkaç günün sonunda bir polis gelip Kerim’i evinden alır ve savcı ile görüştürür. Kerim cinayette kullanılan bıçağın kendisine ait olduğunu itiraf eder ve tutuklanır. Bu sırada Kerim’in hasta babası da ölür ve cenaze için komşular evde toplanır. Zaten bir süredir aklı pek de başında olmayan Kerim’in annesi ise kocasının ölümü ve oğlunun tutuklanmasıyla tamamen aklını kaybeder.