Otuzlu yaşlarında başlayıp on yıl süren inzivanın ardından şehre inmeye karar veren Zerdüşt, pazar yerine ulaşır. Artık bilgi birikimini deneyimini paylaşmaya hazırdır. “Bana bak! Kovan kovan bal toplamış arı gibiyim. Bilgeliğimden bıktım; balımı almak için uzanacak ellere ihtiyaç duyuyorum. İnsanlar arasında alim olanlar deliliklerine, yoksul olanlar da zenginliklerine yeniden sevininceye kadar, dağıtmak, bölüştürmek istiyorum. Bu yüzden derinliklere dalmalıyım; akşamları denizin arkasına inip, dünyanın dibini aydınlattığın gibi, ey coşkun yıldız!” sözleriyle bu isteğini dile getirir. Nietzschze, kendi öğretilerini yaymak için aracı seçip yeryüzü peygamberi olarak Zerdüşt'ü nitelendirir. Zerdüşt sonunda insanların arasına karışmıştır. İnsan ve üstinsan arasındaki farkı gösterip insanlara üstinsan olma yolunda rehberlik etmeyi amaçlamaktadır. Nietzsche'ye göre üstinsan yaygın ahlak anlayışını yani köle ahlakını reddeden ve yaşamı kendi içerisinde anlamlandıran bir anlayışa sahiptir. Zerdüşt'e göre insanlar üstinsan olma yolundan giderek uzaklaşmıştır. Nietzsche bunun nedenini de geleneksel ahlak anlayışı, değerler ve din olarak işaret etmektedir. Zerdüşt'e göre tüm bu tabular yıkılıp yerine yenileri koyularak üstinsana ulaşmak mümkündür. Nietzsche'nin felsefe alanına kazandırdığı bir diğer kavram da "güç istenci" kavramıdır. Güç istenci her insanda vardır ve temel bir güdüdür. Yaşamın özünü oluşturur. Her insan daha güçlü olmak ister. Bu istenç ile kast edilen kötülük ya da başkalarına üstünlük kurmak değildir. Yaşamın daha aktif ve daha yaratıcı bir versiyonuna sahip olmak yani yaşama yönelik daha hakim daha yaratıcı olabilmektir. Yaratım gücüyle insanın gelişimini ketleyen tabu ve ilkeler yıkılarak kişi kendi değerlerini yaratmalıdır. Nietzsche, fikirlerini aktarırken pek çok metafor kullanır. Üst insanı anlatırken kullandığı metafor ise çocuktur. Nietzschze'nin üst insanı ve güç istenci pek çok insan tarafından yanlış yorumlanır. Sanki bu kavramlarla kast ettiği nasyonal sosyalist fikirlerdir. Bu yanlış algılamanın ana nedeni de Nietzschze'nin kız kardeşidir. Nietzschze'nin kız kardeşi sıkı bir Nazi hayranıdır. Nietzschze'nin ölümünden sonra onun eserlerini yayınlamış ve kendi fikirleri doğrultusunda bazı çarpıtmalar yapmıştır. Oysa Nietzschze tamamen insancıl ve barış içerisinde yaşamayı önerir. Üst insana yönelik çocuk metaforunu kullanması da bu duruma bir örnektir. Çocuklar oyun kurarken özgürdür, kurallara bağlı kalmaz ve yaratır. İşte bu oyun yaşamın kendisidir ve neşeyle oynanmalıdır.
"Tanrı öldü!" söylemi kulağa garip gelse de Nietzschze'nin öğretisini okuduğumuzda bu söylemi anlamlandırmak mümkündür. Tanrı'nın yeryüzüne yansıması dinsel ögeler, öğretiler ve dogmalardır. Oysa Nietzschze tüm bunları reddetmek gerektiğini söyler. İnsanın özgürleşmesini ve kendi değer yargılarını yaratmasını önerir. Böyle bir ortamda da tanrının varlığından bahsetmek mümkün olmayacaktır. Tanrının ölümü ile insanın yaşamı başlar. Bu da ancak yeryüzündeki yaşama sadık kalınarak mümkündür.
Nietzsche, insanlar üzerinde dini figür ve motiflerin önemini kavramıştır. İşte tam da bu yüzden fikirlerini doğrudan değil yarattığı bir dini figür yani Zerdüşt'ün dilinden iletmektedir. Nietzschze, sanıldığı gibi nihilist değildir. Hristiyan kültürünün etkisiyle nihilizme gelinmiştir. Yani nihilizmin sebebi Nietzschze değildir zaten toplum bu noktadadır. Nietzschze, karamsar değildir aksine tüm öğretilerinde yaşamı olumlamaktadır. Onun felsefesinde yıkım yaratımı gerektirir. "İyinin ve kötünün yaratıcısı olmak isteyen sahiden önce yok edici olmalı ve değerleri paramparça etmelidir", der. Yine de "Bırakın parçalanacak ne varsa parçalansın değerlerimize çarpıp. İnşa edilecek ne çok ev var!" diyerek yaratımın gerekliliğine de vurgu yapar. Nietzschze'nin Böyle Söyledi Zerdüşt adlı eseri fikirlerinin toplandığı bir eserdir. Bu eser Nietzschze'nin fikirlerini anlamak için oldukça önemli bir kaynaktır. Okuması kimi zaman zordur. Sindirmek ve anlamlandırmak gerekir. Kimi zaman çok hak vermekle birlikte kimi zaman katılmasam da Nietzschze'nin yeri bende çok ayrıdır. Herkese keyifli okuma ve aydınlanmalar !