Telepati, fantastik ve okuyucuyu kendine bağlayan bir kitap. Telepatik yolla birbiri ile iletişim kuran iki gencin fantastik dünyasını anlatıyor ve en az Açlık Oyunları kadar sürükleyici.
Alex ve Jenny on altı yaşında iki gençtir. Alex Milano’da, Jenny ise Melbourne’da yaşamaktadırlar. Birbirleri ile bilinçlerini kaybettikleri zamanlarda hiçbir uyarı vermeden gerçekleşen telepatik nöbetlerde görmüşlerdir. Her üç dört günde bir en az otuz saniye kadar süren buluşmalar gerçekleşmektedir. Görüşmenin sonu yoğun baş ağrısı ile son bulmaktadır.
Telepatik nöbetlerden bir tanesinde buluşmak üzere sözleşirler. Alex varlığından emin olduğu Jenny’nin yanına Avustralya’ya gider ve telepatik nöbet sırasında Jenny’nin söylediği iskeleye doğru buluşmak üzere yola çıkar. İki genç aynı zaman aynı yerde orda olmalarına rağmen birbirlerini göremezler. Alex bu durumu araştıramaya koyulur, Jenny ise Alex’i orada göremeyince bu olanların sadece halüsinasyon olduğunu düşünür. Alex’in araştırmaları ve arkadaşı Marco’nun yardımıyla Jenny ile farklı boyutlarda yaşadıkları ortaya çıkar. Alex’in evreninde Jenny altı yaşında ölmüştür. Jenny internette yaptığı bir araştırma ile Alex’in Milano’da yaşadığını bir okulda kaptan olduğunu öğrenir ve Alex’i görmek için keşfe çıkar. Telepatik yolla iletişim kurarak istasyonda tekrar buluşmaya karar verirler. Alex ve Jenny zaman mekan sınırını aşarlar ve buluşurlar. Birbirlerine sarılırlar ve aynı dünyada yürümeye başlarlar.
Alex, Profesör Bocker ve arkadaşı Marco sayesinde öğrendiği çoklu evren teorisini Jenny’e anlatır. Profesör Bocker Marco’ya Alex ve Jenny’nin Memoria’yı bulmalarını aksi halde büyük bir tehlikenin yaklaştığını söyler. Fakat Memoria hakkında hiçbir bilgileri yoktur.
Alex ve Jenny Çoklu Evren’in sonsuz seçeneğinde istedikleri yere gidebilmektedirler. Bu yolculuklar sırasında ufak bir hafıza kaybı yaşar ve Jenny ile buluştukları yerde onu tanımadığını söyleyerek yanından ayrılır. Bu sırada Dünyada yolunda gitmeyen bir şeyler başlar elektrik kesintileri, sokağa çıkma yasakları ve isyanlar... Alex kendisini, kontrolünü kaybetmiş bir şehirde bulur ve isyancılar tarafından vurulur. Hafızası yerine geldiğinde ise Melbourn’e gider. Eve döndüğünde kendi evinde ailesi değil başkaları yaşamaktadır. Bu olayı çözmek için arkadaşı Marco’nun yanına gider fakat burada da yolunda gitmeyen bir şeyler olmaktadır. Bir kaza sonucu tekerlekli sandalyeye bağlı olan Marco Alex’i ayakta karşılar. Karşısında gördüğü gence, Marco’ya tanınmayan hayatı yaşama şansı verildiğini düşünür. Bu evrende ki Marco, Alex’i anlamaz ve iyi olmadığını düşünür. Oradan ayrılan Alex çoklu evrende tekrar yolculuk yapar ve ailesinin yanına gider. Alex evde Jenny ismini mırıldanırken annesi ve babası bu ismi duyarlar ve şaşırırlar. Bu isim Alex’in ilkokuldayken geçirdiği halüsinasyonlarda söylediği isimdir. Annesinin aklına o zamanlar Alex’in durmadan tekrarladığı cümle gelir:" Jenny var, Jenny var, Jenny var..." Ailesi Alex’in küçükken hayali arkadaşı olduğunu düşünerek doktora götürmüş ve uygulanan tedavi sonuç vermişti fakat seneler sonra bu ismi tekrar duyduklarında telaşlanırlar. Babası Alex’e küçükken yaptığı çizimleri gösterir. Çizdiği resimleri aslında şu anda yaşamakta ve gittiği paralel dünyalardır. Alex Dünyaya çarpan bir göktaşı da çizmesi onları telaşlandırır. Şehir kaos içindedir, internet, elektrik kesintileri yaşanmakta ve sokağa çıkma yasağı gelmiştir fakat kimse ne olduğunu bilmemektedir. Alex ve Jenny telepati yoluyla iletişim kurar ve tekrar buluşurlar. Sokağa çıkma yasağı olduğu için askerler peşlerine düşer, askerlerin saldırıya geçtiği anda birbirlerine sarılırlar ve ikisinden çıkan ışık bulundukları yerin etrafına dağılır. Bir dizi ışık huzmesi farklı yönlere doğru yayılır. Bu sayede vurulmaktan kurtularak o bölgeden kaçarlar. Alex artık memorianın ne olduğunu çözer ve Jenny’e "memoria ikimiziz, memoria bizim birlikteliğimiz" der.
Alex Jenny’e onun aslında kendi evreninde öldüğünü açıklar ve öldüğü güne giderler. Jenny aslında dadısı tarafından öldürülmüştür. Yeteneğini fark eden insanlar tarafından zehirlenmiştir.
Gökyüzünden asit gibi ve kötü kokan bir yağmur yağmaya başlar. Göktaşı yaklaşmakta ve Dünyaya çarpmayı bekleyen kocaman bir kütle idi. Göktaşı atmosfere girdiği anda Alex ve Jenny el ele tutuşarak sarılırlar ve dudakları son bir öpücük ile birleşir. Önlerinde duran çukura kendilerini bırakırlar. Hayatları fil şeridi gibi gözlerinin önünden geçer.
Alex uyandığı zaman kendini hikâyenin en başında bulur. Yaklaşık otuz saniyelik bir rüya olduğunu düşünür.
Alex ve Jenny çıktıkları okul gezisinde aslında yaşadıklarının bir rüya olmadığını anlarlar. Roman Marco’nun ışıltılı gözleriyle “Haydi çocuklar çıkalım bu kafesten” cümlesi ile son bulur.
Telepati Soruları ve Cevapları
Telepati kimin eseri?
Leonardo Patrignani
Telepati türü nedir?
Yabancı Romanlar, Fantastik
Telepati kaç sayfa?
352
Telepati Yorumları
10 numara bir romandı devamı var mı acaba
14-05-2017 22:32
tam bir gençlik romanı oldukça akıcı ve güzel
26-05-2017 20:20
telepati kitabı çok güzeldi elimden bırakmadan okudum devamı çıksın lütfen yada filmini yapsınlar
27-05-2019 16:55
harika bir romandı serisi varmış sanırım serinin diğer kitaplarını da alıp okuyacağım
29-03-2022 15:35
mükemmel bir seri verdiğiniz paraya değiyor umarım devam eder