"Bir yakıt düşünün ki havayı kirletmiyor, çok ucuz, her yerde üretilebiliyor. Hiç bitmiyor... Dünya bu enerjiden Kıyamet'e kadar yararlanabilecek. Şu anda tün dünya bu enerjiye geçmek için çalışmalar yapıyor. Bizim tek hedefimiz Türkiye'yi hidrojen enerjisi konusunda öncü ülkelerden biri yapmaktır..."
"Hidrojen enerjisi fikri dünya literatürüne ilk kez bir Türk tarafından geçirilmiş biliyor muydun? Nejat Veziroğlu; Sedat Bey'i yetiştiren kişi."
Hacettepe Üniversitesi'nde Kimya profesörü Sedat Kıvılcım, Dünya'nın ihtiyaç duyduğu yeni temiz enerji kaynağı hidrojen üzerindeki çalışmalarını sonuçlandırmak üzeredir. Bu konuda önemli bir konferans vereceği sabah ortadan kaybolur. Asistanı Özgür, birçoğu şehir dışından gelen davetlilere konferansın iptal olduğunu açıkladıktan sonra hocayı bulmak üzere laboratuvara gider. Hocanın yerine kilidi kırılmış bir evrak dolabı, yerdeki gözlük ve kan izleri karşılar genç asistanı. Durumu polise anlattıktan sonra gönderilen ekiple laboratuvara tekrar girdiğinde ise ortada göze çarpan hiçbir şey yoktur.
Sedat Hoca fark etmeden kimin düşmanlığını kazanmıştı? Ya da çalışmalarını, onu kaçırmayı göze alacak kadar önem veren kişi kimdi? EGM bunu nasıl gözden kaçırmıştı? İzleri yok ederek Özgür'ü yalancı çıkaranlar kimlerdi? Gizli deponun sırrı neydi? Gece yarısı bir eve hırsızlardan başka kim, hangi amaçla girerdi?
Sedat Hoca'yı koruyan özel bir ekip, halinden memnun olmayan asistan, işe karışan polis memuru, meraklı bir yüksek lisans öğrencisi ve anıların içinde kaybolmuş bir genç...
Polisiye romanları en sevdiğim kategoriler listesinde yerini özenle korumaya devam ediyor. "Su" kitabı uzun zamandan sonra okuduğum ilk yerli polisiye kitabıydı. Yazarın tek polisiye romanı olarak oldukça başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Ayrıca yalın dili beni diğer romanlarını da (Aşk temalı) almaya teşvik etti.
Kitaplarda birden çok karakterin ön planda olması olayı beni her zaman cezbeder ve bunu başarabilen yazarların zekasına hayranım. Bu kitapta da bu kadar çok karakterin eşit şekilde yer almasını ve kısa bölümlerin, bize her birinin hayatından kesitler sunmasını okumak kesinlikle çok zevkliydi.
Kitapta bahsi geçen Nejat Veziroğlu'nun gerçekte yaşayan biri olması bence önemli ve ince bir ayrıntıydı. (Prof. Dr. Nejat Veziroğlu Uluslararası Hidrojen Enerjisi Birliği ve Uluslararası Hidrojen Enerjisi Dergisi'nin kurucu başkanıdır.)
Sebahattin Ceylaner’in Su kitabının sayfalarının arasında kelimenin tam anlamıyla kaybolduğumu söyleyebilirim. Bazen nefes almayı unuttum bazen Servet'le birlikte Ankara trafiğinden sıkıldım; Özgür'le Hacettepe kampüsünü arşınlayıp "h" heykeli üzerinde düşündüm; Beyza ile Yıldız Amfi'yi, laboratuvardaki depoyu inceledim. Sedat Hoca ile akan suyu izlerken susadım, Aslı'yla kimyasal denklemleri anlamaya çalıştım, Münir ile operasyonu yönetip Ahmet ile geçmişin gölgelerinden kaçtım, Kemal'le kötü adamlardan kurtuldum, Musa ile nanoteknolojik kameraların sistemini kırdım.
Su romanında her bir karakterin kendi hayatınızdaki yansımasını bulacak, Beytepe'deki kampüsü ziyaret etmek, Tandoğan kavşağında araba sürmek isteyeceksiniz. İki - üç sayfalık bölümler arasındaki bağlantıyı kurmak beyninizi yoracak; Bilim, polisiye ve teknoloji arasına özenle örülmüş ağ sizi kendini çekecek, bu kitabı elinizden bırakamayacaksınız.
Su Soruları ve Cevapları
Su kimin eseri?
Sebahattin Ceylaner
Su türü nedir?
Yerli Romanlar, Polisiye, Gizem
Su kaç sayfa?
198
Su Yorumları
önerildiği kadar güzel değildi
16-02-2018 23:38
güncel bir konuyu güzel ele almış oldukça başarılı emek harcanmış belli
27-01-2019 17:02
su kitabı özeti bu mu acaba yazar aynı ama kapak farklı görünüyor kafam karıştı farklı baskılar mı var
08-02-2020 21:10
çok güzel bir fikir yakalamış güzel de kurgulamış daha da iyi olabilirdi