Kitap Türü:Yabancı RomanlarOrjinal Adı:Samoa aus der Sicht des PapalagiÇeviren:Levent Tayla
Puan Tablosu
Göğü Delen Adam Özet
Erich Scheurmann ve eşi, çocuklarından üçünün de doğar doğmaz ölmesi nedeniyle geçmişin üzerine bir çizgi çizip, yeni hayata başlayabilecekleri bir yere taşınmak ister. Bu kararlarından kısa bir süre sonra, uzun yıllar Pasifik Okyanusundaki Polinezya Adalarından biri olan Samoa’da yaşamış biriyle tanışırlar. Adamın anlattıklarından çok etkilenen çift Samoa’ya yerleşmeye karar verir ancak Bayan Scheurmann doktorundan, Samoa’nın tropikal ikliminin sağlığını olumsuz yönde etkileyeceğini öğrenince bu plana katılamaz. Erich Scheurmann, tek başına gittiği bu “düşler adasında” kabile reislerinden biri olan Tiavealı Tuiavii ile tanışır. Daha önce Avrupa’da bulunmuş bu kabile reisinden Avrupa hakkındaki kişisel gözlemlerinin yer aldığı notları alan Scheurmann, bu notları Samoa’dan dönüşünden 5 yıl sonra, 1920 yılında Almancaya çevirerek Papalagi adıyla yayımlar.
“Papalagi denince beyazlar ya da yabancılar anlaşılır. Ama sözcüğü sözcüğüne çevrilirse göğü delen anlamına gelir. Samoa’ya ilk misyoner bir yelkenliyle gelmişti. Yerliler bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak gördüler, beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği bir delik. O, göğü delip gelmişti.”
Tuiavii notlarında giyinme/örtünme, barınma/kentleşme, para, üretim ve tüketim, zaman, mülkiyet, makineleşme, meslek edinme, sinema-gazete, düşünme gibi on konuyu Avrupalı-Adalı karşılaştırması yaparak eleştirel bir yaklaşımla ele almıştır. “İlkellikle” mücadele edilirken insanlık için kıymetli olan değerlerin kaybedilmesi, yabancılaşma ve kimliksizleşme üzerinden insana kendi varlığını sorgulama imkânı veren kitap, sade ve akıcı anlatımıyla da bunu mümkün kılmaktadır.
Tuiavii’ye göre beyaz adamın en önemli derdi vücudunu sıkıca örtmeye çalışmaktır. Başından ayak parmaklarına dek çeşitli örtü, hasır ve derilerle kaplanır. Her biri bir yük olan bu kılıf ve örtülerden yatarken bile vazgeçmez. Bu nedenle rengi hep beyaz ve soluktur. Bu sıkıca örtünme kuralı doğal olarak kadın ve erkeklerde birbirlerinin etlerini görme arzusu uyandırır. Bu gerçekleştiğinde ise arzuları çabuk söner. “Beyaz adam budala ve kördür. Gerçek mutluluğa karşı sağırdır ve bu utancını gizlemek için kat kat örtünmesi gerekir.”
Ağaçtan, gökyüzünün mavisinden, temiz havadan bulutlardan yoksun kapkara kum ve dumanla kaplı yerlerde yaşayan kent insanlar; toprağı ekip biçen, hayvanları otlatan güzel ve sağlıklı insanları elleri kaba, örtüleri kirli olduğu için hor görür. Toprak insanları da kente gittiğinde tüm ihtişamdan gözleri kamaşmış bir şekilde, yaptıkları işin meyve toplamaktan daha değerli olduğunu hissettiren kent insanlarının yerinde olmak için can atar.
Beyaz adamın gerçek Tanrısı paradır. Para uğruna mutluluğunu, vicdanını, onurunu, gülüşünü, sevincini, sağlığını, eşini, çocuklarını bile feda etmeye hazırdır. Onun için her türlü acımasızlığı yapar. Yalan söyler, dolandırır, soyar, insanların aklını çeler, hatta öldürür. Paraları üst üste yığıldıkça gözlerinde hırs ve zevk parıltıları oluşur. “Bu kadar çok parayı ne yapacaksın?” diye sorduğunuzda verdiği cevap sadece “Daha çok istiyorum.” olur. Paranın onu nasıl hasta ettiğini, bütün duygularını ele geçirdiğini göremez.
Papalagi, Büyük Ruh’un yaptıklarını paramparça edip ardından kendi eliyle yeniden yaratmaya çalışır. Böylece kendini Büyük Ruh’un yerine koymuş olur.
Zaman Papalagi’ye hiç yetmez. Hep fazlası için yakınır ama içinde olduğu zamanı da yüreğinden gelen şeyi yapmak için kullanmaz.
Hilekâr Papalagi her şeye “benim” der. Bitmeyen bir benim-senin kavgası içindedir. Herkesi “benim”i olan ve olmayan olarak ayırır. Her şeyin Büyük Ruh’a ait olduğunu unutur.
Yaptığı makinelerle bir büyücü gibi mucizeler yaratan beyaz adam yere ve göğe dilediğince hâkim olur. Ancak bu soğuk, duygusuz makineler onu daha mutlu, huzurlu kılmaya yetmez.
Papalagi, sürekli aynı işi yapmaya meslek sahibi olmak der. Daha çocuk denecek yaşta yapacağı mesleği seçer ve sadece onu yapar. Diğer işlerini yapmaktan acizdir. Oysa “herkes günün birinde kanosunu lagünde yüzdürmek zorunda kalabilir”.
Beyazların sinema dedikleri yalancı yaşamlar mekânında seyirci, duvardaki sahte suret ve yaşamın içine taşınmaktan zevk alır. Sonunda kafası öyle bir bulanır ki kendini yoksulsa zengin, çirkinse güzel hissetmeye başlar. Hatta kendi yaşamında yapmayı düşünmediği şeyleri yapmaya yönelir.
Meydana gelen her şeyden, insanların yaptıklarından, yapmadıklarından haberler veren gazeteler de Papalagi’ye nasıl düşünmesi gerektiğini söyler. Farklı düşüncelere karşı savaşarak bütün insanları tek bir düşünce altında toplar.
Papalagi günün doğuşundan batışına kadar bilmek için düşünür. Düşünceleri yaptıklarından uzaktadır hep. Sürekli düşünce hali duyularının mutluluğunu engelleyerek bedenini yorgun düşürür. Bu yük onu zamanla güçten kuvvetten keser.
Tuiavii notlarını halkını uyararak şöyle bitirir: Papalagi’nin kurnaz diline, göz boyamalarına yenik düşmeyelim. Kendi içimizde güçlü kalalım. Bize Tanrı’nın ışığı yeter.
Erich Scheurmann’ın gerçek bir hikayeden esinlenerek kitaplaştırdığı Göğü Delen Adam Samoa yerlilerinin Avrupalı beyazları nasıl gördüklerini mükemmel bir şekilde anlatır.
Scheurmann ailesi üç çocuğunu da kaybedince yeni bir hayata başlamak isterler ve Samoa’ya gitmeye karar verirler. Erich Scheurmann bu gezide daha önce Avrupa’da bulunmuş bir kabile reisi ile tanışır ve onun Avrupalı insanlar hakkındaki düşüncelerini yazdığı notları ödünç alır. İşte Göğü Delen Adam konusu bu notlardan oluşur.
Aslında Göğü Delen Adam adaya yelkenlisi ile gelen bir Avrupalı takılmış bir isimdir. Deniz ve Gök’ün birleştiği yerden göğü deler gibi çıkıp gelmesi nedeni ile bu adı almıştır.
Kabile reisinin notlarında insanların giyinme alışkanlıklarından, zamanlarını nasıl harcadıklarına, para tutkusundan günlük hayatta yaptıklarına her şeye dair düşüncesi yer alır ve okurların bunlara çok farklı bir şekilde bakmalarına neden olur.
Göğü Delen Adam Soruları ve Cevapları
göğü delen adam konusu nedir?
Göğü Delen Adam konusu daha önce Avrupa'da bulunmuş Samoa'lı bir kabile reisinin Beyaz İnsanlar hakkındaki düşünceleridir.
Göğü Delen Adam Yorumları
ne güzel şeyler söylemiş. kitabı merak ettim.
12-01-2018 02:06
bu kitabın eski basimlari lacivert yazılıydı çok güzeldi
15-01-2018 00:04
teşekkürler özet çok işime yaradı
21-01-2018 23:56
çok güzel bir kitap açıkçası okuduktan sonra yerlilerin geri kalmış insanlar gibi görmek yerine acaba biz mi çok geri kaldık diye düşünmeye başladım öyle güzel noktalara değinmişki kendi hayatınızı sorgular hale geliyorsunuz
20-12-2019 20:56
göğü delen adam alıntıları paylaşabilir misiniz kitaptan alıntılar yazmam gerek
12-01-2020 20:09
çok okumak istiyorum ama bizde kitapçı yok elinde pdf olan var mı bana gönderebilir mi
05-02-2020 23:29
buradaki yorum güzel olmuş okuyup yazanın eline sağlık kitaptan alıntı da yaplaşmış daha ne olsun
19-03-2022 15:38
kitap analizi için teşekkür ederim harikasınız
05-09-2022 20:29
özet işimi gördü teşekkür etmek istedim
20-01-2023 18:34
tek paragraftan oluşacak şekilde kitabın konusu nedir?
08-07-2023 20:41
benlık kitap değilmiş özeti buradan yazdım
04-01-2024 21:37
konusu benim ilgimi çekmedi devam edip etmeme konusunda kararsızım sonu nasıl