Çocuk kitabı olarak geçse de her yaştan okuyucuya seslenen bu kitap, Türkiye'nin tüm bölgelerinden efsanelerle dolu. Hepsine bu yazımda yer vermek istesem de çok uzun olacağı ve sizin kitabı alıp tadına vararak okumanıza engel olacağı için yedi efsaneye yer verdim. Size bolca şey öğreteceğini düşündüğüm bu eseri kesinlikle okuma listenize ekleyiniz.
Medusa Efsanesi:
Medusa, sapsarı saçlı güzel bir kızdı. Athena'nın tapınağında yaşıyordu. Tanrılar bile ona aşıktı. Bu tanrıların içine Athena'nın eşi Poseidon da dahildi. Athena, onu kıskandı ve Medusa'yı lanetlemek istedi ve bunu başardı. Bu yaptıklarının az olduğunu düşündü ve onu en kuzeye gönderdi. Perseus'dan da Medusa'yı öldürmesini istedi. Medusa'nın iki damla kanı denize düştü. Kanın ve suyun birleşiminden de Pegasus ve Chrsyar doğdu.
Örümcek Kız Arakhne:
İzmir'in güneyinde bulunan Kolophon antik kentinde Arakhne adında bir kız yaşarmış. Bu kız çok güzel dokuma yaparmış. Onu görmek için uzak diyarlardan gelenler olurmuş. Arakhne de kendi yeteneğinin farkındaymış ve dokuma konusunda kendisini Athena'dan daha üst seviyede görürmüş. Bir gün Arakhne'nin söyledikleri Athena'nın kulağına ulaşmış. Athena, ona bir yarışma teklif etmiş. En güzel gergefi işeleyen kazanacakmış. Uzun süre uğraşarak dokumuşlar gergeflerini. Yarışmayı kazanan Arakhne olmuş. Athena buna çok sinirlenmiş ve kızı örümceğe çevirmiş. Arakhne artık tozlu köşelerle ağ örmeye mahkummuş.
Kızkalesi Efsanesi:
Erdemli civarında kurulan Korykos'un kralının hiç çocuğu olmamıştır. Bunun için çok dua eder ve sonunda bir kızı olur. Kızına gözü gibi bakar. Bir gün saraya gelen bir kahin kızın falına bakar ve yılan sokması sonucunda öleceğini söyler. Baba, buna inanmak istemez, başka kahinler de çağırır ama duydukları değişmez. Kızını korumak için denizin ortasına bir kale yaptırır ve kızı orada yaşamaya başlar. On sekizinci yaş günü için kalede yapılan kutlamaya bir misafir üzüm getirir ama üzüm dolu sepetin içinde zehirli bir yılan vardır. Babası aldığı tüm önlemlere rağmen kızının ölmesine engel olamaz.
Amazonlar Efsanesi:
Amazon kadınları, kendilerine yurt olarak Karadeniz'in Terme Çayı kenarındaki bir yeri seçmişlerdir. Truva Savaşı'na katılırlar ve Yunanlıların karşısında yer alırlar. Daha sonra Yunanlılar Amazonlara saldırır. Savaşı Yunanlılar kazanır ve aldıkları esirlerle denize açılırlar. Amazonlar, bir yolunu bulup gemiyi ele geçirirler. Sonra İskitlere saldırırlar. İskitler, onlardan çok etkilenir ve evlenmek isterler. Bundan kısa bir süre sonra çiftlerin arasında kavgalar çıkar. Çünkü İskitler, eşlerinin evde kalıp çocuk bakmasını isterler. Amazonlar da buna karşı çıkarlar. Bu hayat tarzından hoşlanmayan kadınlar da yurtlarına geri döner.
Çayda Çıra Efsanesi:
Harıngit köyünün ağasının oğlu evleniyordu. İlerleyen dakikalarda Ay Tutulması oldu. Misafirler bunun iyiye işaret olmadığını düşündü. Hatta evlerine gidinler bile oldu. Damadın annesi köydeki tüm mumları toplattı. Hepsini birer tabağa koydu ve insanların eline verdi. İlk kez oynanacak bir oyun hazırlamıştı. Mumlar kasvetli havayı dağıtırken söylenen sözler de insanların yüreğini ısıtmıştı.
Nemrut Efsanesi:
Urfa'da Nemrut adında bir hükümdar yaşamaktadır. Bu hükümdar kendini Tanrı'dan bile büyük görmektedir. Tanrı, Nemrut'un bu sözlerine çok öfkelenir. Onun üstüne sivrisineklerden oluşan bir ordu gönderir. Nemrut kendini bir odaya kilitler, bu şekilde korunacağını düşünür. Topal bir sivrisinek savaşa yetişememiştir. Tanrı'dan kendisine bir görev vermesini ister. Tanrı, ona Nemrut'u öldürme görevini verir. Sivrisinek, bir anahtar deliğinden geçerek Nemrut'a ulaşır. Kulağından içeri girer ve beynine ulaşır. Nemrut, başı her ağrıdığında askerine, başına vurmasını söylemektedir. Bu da onun sonunu getirir.
Kara Koyun Efsanesi:
Bir yörük beyi kızıyla birlikte yaşamaktadır. Bir köye gelirler hayvanlarını otlatmak için. Kız, orada kaval çalan bir çobanı görür ve aşık olur. Çoban da kıza aşık olmuştur. Bunu kızın babası öğrenir. Çobanı yanına çağırır ve kızıyla evlenebilmesi için bir şartı olduğunu söyler. Şartı şudur: Çobanın koyunları bir yere kapatılacak ve bir hafta boyunca tuz yalatılacaktır. Bir haftanın sonunda hepsi serbest bırakılacaktır. Çoban kavalını kullanarak koyunlarını dereden su içmelerine izin vermeden geçirebilirse evlenebileceklerdir. Çoban şartın zor olduğunu bilir ama yine de kabul eder. Bir hafta geçer ve koyunlar serbest bırakılır. Tam dereye ulaştıkları sırada çoban kavalını çalmaya başlar. Tüm koyunlar onu, hayran hayran dinleyerek bir damla su içmeden karşıya geçer. Sadece kara koyun bekler. Çoban onun da geçmesi için kavalına daha sıkı sarılır ve sonunda kara koyun da hiç su içmeden karşıya geçer. İki aşık da mutlulukla evlenir.