Bizim Köy

Bizim Köy - Mahmut Makal

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (5.2)	Editör (8)
Kitapevi (10)	Sosyal Medya

Bizim Köy Özet

Edebiyatımızın önde gelen isimlerinin Mahmut Makal’ın Bizim Köy kitabı hakkındaki ortak görüşü şudur: Bugüne kadar köy hayatının tüm yönlerini çarpıcı bir biçimde sunan tek romandır. Gözlemci ve gerçekçi bir şekilde yazılan bu roman bir köy öğretmeninin yaşadığı köyün şartlarını kaleme almasıyla yazılmıştır. Yazar aynı zamanda kitapta yaşadıklarını not alan Mamıdefendi'dir. Bizim Köy kitabı kısa kısa bölümler şeklinde ilerliyor. Konusu ise şöyle;

Mamıdefendi Anadolu'da öğretmenlik yapmaktadır. Okuduğu yazılardan ve hikayelerden köylerin çiçek ve böcekten ibaret bir yer olmadığını; insanların günlük yaşamlarında çektiği onlarca sıkıntıyı kanıtlamak için gördüğü, yaşadığı olayları kaleme almaya karar verir. Bunu yaparken de zorlanır. Çünkü masası yoktur. İki taş bir odundan masa yaptığında ise ailesi buna karşı çıkarak hep bozarlar. Çünkü evde bir oda vardır. Herkes bu odada yemek yer, uyur, oturur. Bu nedenle Mamıdefendi hep herkes uyuduktan sonra iki dizinin üstüne koyduğu defterle yazmaya çalışır. Kış ayları köyde en zor geçen mevsimdir. Çünkü yaşadıkları köydeki toprak çok verimli olmadığından insanlar ekinlerini kışa yetecek kadar alamamışlardır. Genellikle hep bulgur yerler veya o da yoksa kuru ekmek. Ekmek ise haftalık olarak yapılır. Kurudukça üstü ıslatılarak yenir.

Yeterli besinin olmamasından dolayı burada doğan çocuklar genellikle birkaç ay içinde ölür. Çünkü ne anne emzirmek için yeterli gıdayı alır ne de yenidoğan. Yaşayanlar ise bir şekilde hayata tutunur. Kişilerin bir tane kıyafeti vardır, sürekli yamalayarak giyilmeye devam eder. Kadınların ayakkabıları yoktur sürekli çıplak ayakla gezerler. Bu nedenle ayaklarının altı hep çatlaktır. Köyde evlerde su ve elektrik yoktur. Suları karşı köyde taşırlar. Bu da kış için çok zahmetli bir iştir.

Köyde genellikle tarımla uğraşırlar. Tabii önce karınlarını doyurmak ve olurda kalırsa (bu imkansız gibidir) satabilmek için ürün yetiştirirler. Tarlalarını öküzlerle sürmeleri gerekir ama çoğunun öküzü yoktur. Bu nedenle eşeklere başvururlar. Eğer hiçbir hayvanı yoksa kendileri... Hal böyle olunca köyde fakirlik daha da artar.

Köyde bilime, okumaya hatta okula hiç önem vermezler. Çocuklarını okula sadece zorunlu olduğu için gönderir aileler. Mamıdefendi ise okul haricinde köylünün tüm işlerine yardıma koşar. Tarla sürer, hayvan bakar, su taşır bazen doktorluk bile yapar. Ona hep dışarıdan biri gibi davranırlar. Hiçbir iş yaptırmak istemezler. Bu durum hep ağrına gider öğretmenin. Bir de köylerde şeyhlere, hafızlara çok önem gösterilir. Tarikatlara üye olmayan yok gibidir. Bu yerlerin başındakiler müritlerini soyup soğana çevirse de kimse farkına varmaz. Bir gün köye yirmi yaşlarında bir hafız gelir. Hafız öğretmenleri hiç sevmediğini dinden başka doğru olmadığını söyleyince Mamıdefendi bulunduğu yerden kovulur. Onun için en zor an bu olmuştur. Sabah okul vakti geldiğinde ona saygı duyarak selam veren öğrencileri yerine yanından koşarak hafızın yanına camiye gidişlerini gördükleri andan sonra artık kendini tutamayan Mamıdefendi hıçkırıklarla ağlamaya başlar...

Bizim Köy romanından sonra o dönemin iktidarı Demokrat Parti üyeleri oldukça tepki göstermiştir. Çünkü bu roman sayesinde ilk defa Anadolu insanının çektiği yoksulluk tüm çıplaklığıyla ortaya serilmiştir. Yaşadığımız coğrafyayı tanımak ve insanlarımızın nasıl şartlarda hayatlarını devam ettirdiğini öğrenmek adına herkesin okuması gereken bir roman olduğunu düşünüyorum.

Yazan: Ilgın Kocaman

Bizim Köy Soruları ve Cevapları

Bizim Köy Yorumları