Kitap Türü:Yabancı RomanlarOrjinal Adı:CirceÇeviren:Seda Çıngay Mellor
Puan Tablosu
Ben, Kirke Özet
Kitap kahramanımız Kirke’nin karakterleri tanıtması ile başlar. Özeti daha iyi anlamak için bu karakterler hakkında bilgiler ile başlıyorum.
Perseis: Kirke’nin annesi
Helios: Kirke’nin babası
Aietes: Kirke’nin erkek kardeşi
Pasiphae: Kirke’nin kız kardeşi
Perses: Kirke’nin erkek kardeşi
Prometheus: Kirke’nin amcası
Selene: Kirke’nin halası
Athena: Zeus'un oğlu
Hermes: Ölülerin ruhunu yeraltı dünyasına gönderen tanrı.
Zeus: Bütün dünyaya hükmeden tanrı.
Kirke’nin kendi hayat hikâyesi anlatma serüveni ailesini tanıtıp, tanrılar dünyasında yaşamın nasıl olduğunu anlatması ile başlar. Amcası Prometheus, ölümlülere yardım ettiği için Zeus tarafından cezalandırılmaya karar verilir. Cezası Kafkas Dağları’nda bir kayaya zincirlenerek, her gün bir kartal tarafından karaciğerinin yenilmesidir. Kirke amcasının bu cezayı almasına üzülür, onun yanına gider. Ona destek olmaya çalışır. Bunu yaparken de babasından da korkuyordur. Çünkü cezalandırılan kişiye yaklaşmak doğru değildir onların dünyasında. Kirke bu durumlar yaşanırken hayat hikâyesine ailesinde kim varsa onu sevmediğine, beceriksiz, çirkin olduğunu söylediklerini anlatır. Babasının sarayında yaşananları anlatır. Annesinin her çocuk doğurduğunda babasından değerli bir taş aldığını söyler. Kirke ailesi tarafından dışlanan, ezik bir çocuk olarak görüldüğü için yalnız dünyasında takılır. Sahilde gezerken Glaukos isimli bir ölümlü balıkçı ile tanışır. Onunla zaman geçirmek, zamanla keyifli bir hale gelir. Her gün onunla sahilde buluşur, vakit geçirir. Glaukos anne babasına bakmakla sorumludur. Bu yüzden balık tutup para kazanmaya çalışmak zorundadır. Kirke onun bu haline üzülüp anneannesinden yardım isteyip Glaukos ’un oltasına yüzlerce balık tutmasını sağlamasını ister. Anneannesi de onun bu üzgün halini görüp dileğini yerine getirir. Glaukos, balık tutarken oltasının balıkla dolup taştığını görünce çok mutlu olur. Kirke bu duruma çok sevinir. Glaukos’a karşı bir ilgi duyduğunu Kirke kendine itiraf eder. Onun ölümlü olması bir gün öleceği manasına geliyordu. Kendisi ise ölümsüzdü. Onun ölmesine katlanamayacağını düşünerek bir şeyler düşünür. Bir gün gezmeye çıktığında birçok bitki, çiçek ilgisini çeker. Onları toplayıp büyü yapmaya karar verir. Glaukos’a tanrı yapıp ölümsüz kılmak içindir bu büyü. Ölümsüzlerin dünyasında bu büyük bir suçtu ve cezası ağırdı. Bunlara rağmen büyüyü yaptı ve Glaukos tanrı oldu. Bu durumu kimse çakmadı, Glaukos’u tanrılar aralarına aldılar. Zamanla Glaukos, kadın nymphalar tarafından ilgi odağı haline geldi. Onun ilgisini çekip evlenmek için yarıştılar. Bu yarışmada Skylla adlı nympha galip çıktı. Bunu öğrenen Kirke kıskançlığından bitkilerden büyü yaparak onu canavara dönüştürdü. Bu durum zamanla kötü bir hal alınca Kirke ailesine yaptığı tüm yanlışları açıkladı. Glaukos’u tanrıya, Skyla’yı canavara dönüştürdüğünü söyler. Bunu duyan Zeus onu ömrünün sonuna kadar Aiaie adlı adaya sürgün edilir. Kirke bu duruma çok üzülür. Ama bu adaya gitmek zorundadır. Bu adaya gittiğinde bitkiler ile büyüler denemeye başlar. Hayvanları besleyip kendine onları koruma yapar. Gel zaman git zaman günler geçer. Bir gün adasına Odysseus adlı bir denizci mürettebatı ile Kirke’nin adasına sığınır. Kirke onların zor durumda olduklarını görüp yardım eder. Bu mürettebat Troya savaşından geldiklerini, uzun zamandır ülkelerine dönemediklerini anlatılar. Bir süre adalarında toparlanmaya çalışıp en kısa zamanda döneceklerine dair söz verip Kirke’yi adada kalmalarına ikna ederler. Kirke onların bu haline üzülüp kabul eder. Odysseus ile güzel vakitler geçirip onun kahramanlık hikâyelerini dinler. Hatta onunla birlikte olur. Onu adadan göndermemek için birçok bahane bulur. Bir sene kadar orada kalırlar. Daha sonra bahar mevsiminde artık ülkelerine dönme vaktinin geldiğini söyleyip dönerler. Onlar gittikten sonra Kirke’ye bir haller olur. Hamile olduğunu anlar. Aniden doğum yapar. Çocuk Odysseus’tandır. Çocuk ölümlü olduğu için zorluklarla büyütür. Hatta Athena adlı tanrı tarafından çocuğun uğursuzluk getireceğinden dolayı onun canını alması gerektiğini söyler. Kirke buna izin vermez. Çocuğunu ona karşı korur. Bu zorluklarla çocuğu Telegonos büyür. Babasının kim olduğunu annesine sorar, Kirke de ona her şeyi olduğu gibi anlatır. Telegonos, annesinden izin isteyip babasının kral olduğu İthaka’ya gitmek istediğini söyler. Annesi önce karşı çıkar ama daha sonra onun ısrarcı tavrına dayanamayıp izin verir. Telegonos babası tarafından hoş karşılanmaz çünkü onu kendini öldürmek isteyen düşmanlarından sanıp öldürmek ister. Telegonos’u korumak için Kirke’nin tanrının birinden istediği zehirli kuyruğu bu durumdan oğlunu korur. Odysseus Telegonos’un mızrağına dokunduğu için ölür. Bu durum üzerine Telegonos babasının ilk karısı olan Penelope ve oğlu Telemakhos’la annesinin bulunduğu adaya gelirler. Kirke bu duruma çok şaşırır ama zamanla oğlunun anlattıklarıyla onları kabullenir. Bir gün Athena, Kirke’nin adasına gelip Telemakhos’u babasının mirasçısı olarak savaşıp bir ülkeye kral yapmak istediğini söyler. Telemakhos bunu kabul etmez. Onun yerine Telegonos Athena ile gitmek ister. Kirke karşı çıksa da oğlu onu dinlemez ve Athena ile gider. Kirke de babasını yanına çağırıp kendisi için Zeus’la görüşüp cezasının bitmesini istediğini söyler. Babası önce kabul etmez ama Kirke bir şekilde kabul ettirmenin yolunu bulur. Cezası kaldırılınca Telemakhos’la ailesinin yaşadığı adaya giderler. Orada bitki toplayıp tekrar Aiaie adasına dönerler.
DEĞERLENDİRME
Kitap mitolojik dünya üzerine kurulmuş. Yüzyıllardır anlatılagelen mitolojik hikâyeleri eşsiz anlatımı ile bizlere sunmuş. İlk başlarda anlatılanları anlamakta zorluk çeksem de sonralarda kitap kendi içine beni çekti. Mitoloji severler tavsiye ediyorum.
Ben, Kirke 2018 yılında yayınlanan mitolojik bir romandır. Yunan mitolojisinde Odysseia isimli destanda geçen büyücü tanrıça Kirke’nin hikayesi bu eserde yeniden ele alınmıştır. Kirke’nin anlatıcı olduğu romanda yalnız daha doğrusu yalnızlaştırılan Kirke’nin iç dünyasına ve başından geçenlere şahit olmaktayız. Kirke, güneş tanrısı Helios’un kızıdır. Annesi bir deniz perisidir. Kirke daha çocukluğundan itibaren bulunduğu çevreden farklı hisseder, herkes de bunun farkındadır. Annesi kadar güzel değil, babası kadar da güçlü değildir; üstelik sesi de insan sesine benzemektedir. Kardeşleri tarafından dışlanıp annesi tarafından da ilgi görmez. Babasının yanından hiç ayrılmayan Kirke, beklediği sevgiyi babasından da bulamaz. Annesi son olarak Aietes adında bir erkek tanrı doğurur. Kirke, Aietes’e bakma işini üstlenir ve yalnızlığı bir nebze olsun son bulur. Erkek kardeşi ona yeni bir arkadaşlık sunar. Kirke, sahilde dolaştığı sırada ölümlü bir denizci olan Glaukos’a aşık olur. Aralarındaki şeyin aşk olduğunu düşünür ve birlikteliklerini mümkün kılmak için Glaukos’u tanrıya çevirir. İşte bu onun büyücülüğünü keşfetmesine neden olan olaydır. Glaukos’u gücü eline geçirdiğinde ve bunu Kirke’ye borçlu olduğunu bilmediğinden adeta bir güç zehirlenmesi yaşar. Kirke’nin umut ettiği gibi kendisine değil içi kötülükle kaplı olmasına rağmen eşsiz bir güzelliğe sahip deniz perisi Skylla ile evlenmek istediğini söyler. Kirke ikinci kez büyü gücünü kullanacak ve kıskançlıktan doğan bir güdü ile Skylla’yı korkunç bir deniz canavarına çevirecektir. Glaukos’un vefasızlığına bir de kardeşi Aietes’in kendisini bırakıp gitmesi eklenir.
Tanrı Zeus, Helios ve karısının birlikteliğinden doğan çocukların büyücü olduğunu öğrenir. Tanrılar için tehlike arz ettikleri gerekçesiyle Helios’tan çocuklarını kontrol altında tutması başka çocuk yapmaması ve iki kere büyü yapmış olan Kirke’nin de Aiaia isimli adaya sürgün edilmesine karar verilir. Sürgün Kirke’nin yalnızlığını iyice perçinlemekle birlikte büyü gücünü iyice geliştirmesine neden olur. Kirke bu adada kendini bulur ve benliğini yeniden inşa eder. Adaya yıllarca kimse uğramaz. Kirke’yi, tanrı Hermes haber getirme bahanesiyle ziyaret eder. Kirke bu ziyaretlerden hoşnuttur ve Hermes ile birliktelikleri olur. Araları açıldıktan sonra Hermes ziyaretlerini sonlandırır. Adaya kimi zaman gemiler yaklaşır. Kirke ilk deneyiminde yardım etme isteğinin karşılığını umduğu gbi alamaz ve denizcilerin saldırısına uğrar. Kirke büyüleri aracılığıyla gelenlere tuzak kurar ve hepsinin domuza çevirir üstelik bu durumdan da keyif almaya başlamıştır. Yine gelen denizcileri domuza çevirmesinin ardından bir adam çıkıp gelir. Bu adam geminin kaptanı Odysseus’tur. Odysseus’u da domuza çevirmeye hazır olan Kirke, bu adamın zekası ve saygısından etkilenir. Adamlarını da tekrar insana çevirir ve uzun bir süre birlikte yaşarlar. Odysseus’un ülkesine dönme zamanı yaklaşmaktadır. Ülkesinde kendisini bekleyen bir karısı ve oğlu vardır. Ayrılık zamanı gelip çatar. Kirke tekrar yalnızlaştığını düşünürken hamile olduğunu öğrenir. Tanrıça Athena bu gebeliği sonlandırmasını bu çocuğun tehlikeli olduğunu söyler. Kirke büyüleri aracılığıyla Athena’yı Aiaia’dan uzak tutar. Oğlu Telegonos tüm çocukluğunu bu adada annesinin koruması altında geçirse de aklı hep başka yerlerdedir. Bir gün annesinden gizli bir tekne yapar ve babasının ülkesine Ithaka’ya gitmek istediğini söyler. Kirke başta karşı çıksa da oğluna engel olamayacağını anlar. Oğluna büyülü bir mızrak vererek koruma büyüleri ile onun güvenliğini sağlamaya çalışır. Telegonos adadan ayrıldıktan kısa bir süre sonra geri döner. Babası Odysseus, Telegonos’a saldırmış ve yanlışlıkla büyülü mızrak Odysseus’u öldürmüştür. Telegonos yanında Odysseus’un karısı Penelope’yi ve oğlu Telemakhos’u da getirmiştir. Kirke, başta bu durumdan hiç memnun olmamış ve her an Telegonos’tan intikam almaya kalkışacaklarını düşünüp tetikte kalmıştır. Durum beklediği gibi olmamış ve hepsi dost olmuştur. Bir gün Athena, Telemakhos’a haber salar ve babasının mirasçısı olarak bir ülkenin başına geçmesini ister. Telemakhos bu teklifi geri çevirir ve basit bir hayat sürmek istediğini söyler. Telegonos’a yönelen Athena’nın karşısına çıkan Kirke, oğlunun teklifi kabul etmesi üzerine çok şaşırır fakat ona engel olmaz. Telegonos’un adadan ayrılması ile Kirke ve Telemakhos bir yolculuğu çıkar. Denizcilerin korkulu rüyası ve sayısız can almış olan Skylla’yı büyüler aracılığıyla etkisiz hale getirip birlikte dünyayı dolaşırlar. Kirke ve Telemakhos’un arasında doğan aşk ikisinin hayatında yeni bir sayfa açar.
Ben, Kirke isimli eser mitolojik anlatıları feminist bir bakış açısı ile yeniden yorumlamıştır. Klasik anlatılara sadık kalınırken Kirke karakterinin iç dünyasına derinlik katılmıştır. Kirke’nin yalnızlık, güç ve kimlik arayışı yerini zamanla sevmenin acı çekmenin doğasına kendini bırakır. Okurken keyif almakla birlikte kimi zaman fazla detaya girildiği bazı şeylere değinilmek için değinildiği metne derinlik katmadığı görüşüne kapıldım. Yine de Kirke’nin dönüşümüne şahit olmak keyifliydi. Farklı bir okuma deneyimi sunduğu yadsınamaz olan bu esere bir şans verebilirsiniz.