16 Mayıs 1915 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Son Osmanlı meclisinde İstanbul milletvekili ve aynı zamanda İstanbul Darülfünun’u Hukuk Fakültesi profesörü Ahmed Selahatin’in oğlu olan Haldun Taner eğitim hayatını edebiyat ve sanat yolundan takip etmiştir.
Beş yaşında babasını kaybetmiştir ve babasının vefatından sonra da annesi ile birlikte büyükbabasının konağında yaşamaya başlamıştır. Ortaöğretimini başarıyla Galatasaray Lisesi’nde tamamlayan Taner, 1935 yılında devlet bursu ile Almanya’ya Heidelberg Üniversitesi’ne gönderildikten sonra Sosyal Bilimler Fakültesinde eğitimine devam etmiştir.
Hastalığı nedeniyle eğitimine arar vererek İstanbul’a dönen Haldun Taner, dört yıl kadar bir süre Erenköy Sanatoryumunda tedavi görmüştür. Eğitimini devam ettirmek adına İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisi Bölümünden mezun olmuştur. Tiyatro için de kendisine eğitim almayı uygun gören Haldun Taner, Viyana’daki Max Reinhardt Tiyatro Akademisi’nde iki yıl kadar bir süre eğitim görmüştür.
1957 yılında memleketine geri dönen Taner, Gazetecilik Enstitüsü’nde dersler vermiştir. Edebiyat alanında ki şanı gençlik dönemlerinde yazdığı skeçlerin yayımlanması ile başladı. Daha sonra 1946 yılında “Töhmet” adlı öyküsü bir dergide yayımlandı. 1953’de düzenlenen bir öykü yarışmasında birinci olmuştur. 1956 yılında ise Varlık dergisinin seçimine göre yılın en iyi öykücüsü olarak seçilmiştir.
Öykülerinde genellikle ele aldığı konular; toplumun karakteriydi. Toplumu oluşturan insanların özellikleri mizah ile harmanlanmış bir şekilde öykülerini yazmayı sürdürmüştür.
Türkiye’de epik tiyatro türü ve kabare tiyatrosunun öncüsü olarak kabul edilen Haldun Taner, “Keşanlı Ali” adlı oyunu Türk Tiyatrosu’ndaki ilk epik tiyatro örneğidir. Sadece Türkiye’de yayımlamakla kalmayıp tüm dünyaya açılan bu oyun sayesinde adını tüm milletlere duyurmuştur.
7 Mayıs 1986 yılında İstanbul’da hayatını kaybeden Haldun Taner’in hatıralarının her yerde görmekteyiz. 1988 yılında Kadıköy Şehir Tiyatrosu’na “Haldun Taner Sahnesi” adı verilmesi en güzel örneklerindendir.
Haldun Taner Kitapları: Günün Adamı (1957), Dışardakiler (1957), Ve Değirmen Dönerdi (1958), Fazilet Eczanesi (1960), Timsah (1960), Lütfen Dokunmayın (1961), Huzur Çıkmazı (1962), Keşanlı Ali Destanı (1964), Gözlerimi Kaparım, Vazifemi Yaparım (1964), Eşeğin Gölgesi (1965), Zilli Zarife (1966), Vatan Kurtaran Şaban (1967), Bu Şehr-i İstanbul Ki (1968), Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1969), Astronot Niyazi (1970), Ha Bu Diyar (1971), Dün Bugün (1971), Aşk-u Sevda (1973), Dev Aynası (1973), Yâr Bana Bir Eğlence (1974), Ayışığında Şamata (1977), Hayırdır İnşallah (1980), Marko Paşa (1985), Aleyna'nın kızı (1985), Sırıtık Bir Küskün, Devekuşuna Mektuplar (1960), Hak dostum Diye başlayalım Söze (1978), Düşsem Yollara Yollara (1979), Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil (1979), Yaz Boz Tahtası (1982), Çok Güzelsin Gitme Dur (1983), Berlin Mektupları (1984), Koyma Akıl Oyma Akıl (1985), Önce İnsan Olmak (1986)
Haldun Taner Öyküleri: Geçmiş Zaman Olur Ki (1946), Yaşasın Demokrasi (1948), Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu (1950), Tuş (1951), Onikiye Bir Var (1953), Ayışığında Çalışkur (1954), Sancho’nun Sabah Yürüyüşü (1964), Konçinalar (1967), Kızıl Saçlı Amazon (1970), Yalıda Sabah (1979), Şeytan Tüyü (1980), Bir Kavak Ve İnsanlar, Ayak
Haldun Taner’in siyasi ve kültürel eleştirileri, Türkiye Cumhuriyetinin çok partili rejime geçişinin ilk zamanlarını yani 1958 ve 1959 yıllarını anlatmakta, o dönemin demokrasisine, siyasi anlayışına ve halkın demokratik tutumuna ışık tutmaktadır.
Puan: 8.4 | Yorum: 1
Taner, üç farklı kuşağın bakış açısıyla üç farklı kaynak göstererek anlattığı iki perdeden oluşan Lütfen Dokunmayın’da oyun içinde oyun tekniğini ve tarihselleştirmeyi oldukça başarılı bir şekilde uygulanmıştır.
Puan: 7.9 | Yorum: 2
Aynı adlı öyküsüyle 1969’da Uluslararası Bordighera Mizah Hikayeleri Ödülü’nü alan Taner, yedi hikâyenin yer aldığı bu derlemede de tıpkı diğer öykülerinde yaptığı gibi mizahi ton ve ironik üslubuyla toplumsal ve bireysel aksaklıkları okura sunmuştur.
Puan: 6.8 | Yorum: 4
Çok Güzelsin Gitme Dur, Haldun Taner’in Milliyet Gazetesinde Mart 1974’ten ölümüne kadar Pazar Sohbetleri başlıklı köşesinde yazdığı 53 fıkradan oluşan bir derleme.
Puan: 8.3 | Yorum: 2
Haldun Taner, bu öykülerde naif bir dil kullanması, hicvettiği olayları günlük yaşamdan alması okuyucuyu öykünün içine çekiyor.
Puan: 9.4 | Yorum: 4
Haldun Taner iki perdelik bu oyunuyla Türkiye’nin yaklaşık 70 yıllık siyasi, ekonomik, toplumsal durumunu birbirine zıt iki kimlik nezdinde sunarak Türk toplumuna ayna tutmuştur.
Puan: 7.9 | Yorum: 6
Taner, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı’nda Molière'in George Dandin oyununu Ahmet Vefik Paşayı, tiyatro yaptığı hizmetleri, dönemin sosyal ve siyasal hayatını merkeze alarak üç farklı üslupla üç perdede kaleme alır.
Puan: 7.9 | Yorum: 6
İlk kez 1979’da Tekin Yayınevi tarafından basılan bu yazıların Yapı Kredi Yayınları ve Tuncay Birkan’ın desteğiyle genişletilmesi ve düzenlenmesi biz okurlar için büyük bir şans.
Puan: 7.4 | Yorum: 3
İlk perde de vatan ve milletini düşünmeden sadece kendi çıkarları için çabalayan birkaç kişinin birleştiği toplum anlatılırken, Ara oyun da aslında milletin görmek istediği toplum üzerine eleştiriler alınır.
Puan: 8.1 | Yorum: 5
İki perde, on beş tablo, kırk karakterden oluşan Keşanlı Ali Destanı ilk Türk epik tiyatro örneğidir.
Puan: 9 | Yorum: 13
Eserimizin türü tiyatrodur. Öncelikle kişilere dair kısa bilgiler vererek başlamak istiyorum.
Puan: 8.5 | Yorum: 2
Haldun Taner’in Erenköy’deki Afiyet Eczanesinden esinlenerek yazdığı Eczanenin Akşam Müşterileri adlı hikayesinin oyunlaştırılmış hali olan Fazilet Eczanesi, ilk kez 1960’ta İstanbul Şehir Tiyatrolarında sergilenmiştir.
Puan: 8.6 | Yorum: 5
Günün Adamı adlı eser, siyasetin içerisinde dönen oyunlara ayna tutmaya yönelik bir metindir. Siyasetin kötülüğü, ilmin saflığı karşısına konmuş ve böylece ikisi arasında bir mukayese yapılmıştır.
Puan: 8.9 | Yorum: 3
Haldun Taner, kitaba ismini verdiği ilk hikâyesi Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu ile başlar.
Puan: 8.3 | Yorum: 10
İlk baskısı 1949 yılında yapılan Yaşasın Demokrasi, içerisinde on kısa öykü barındıran bir eserdir. Eserin ilk öyküsü Yağlı Kapı’da Rıza’nın hikâyesi anlatılır.
Puan: 7.6 | Yorum: 3