Anadolu'nun mutasavvıf halk şairi olan Yunus Emre Türk Edebiyatının öncülerindendir. Hayatı hakkında kesin ve fazla bilgi bulundurmayan Yunus Emre, 13. Yüzyılın ikinci yarısı ile 14. Yüzyılın ilk çeyreğinde yaşandığı biliniyor. Sadece ülkemizde ününü koruyan biri değil, Tüm Dünya tarafından bilinen ve şiirleri severek okunan bir halk şairidir.
1991 yılında UNESCO tarafından Yunus Emre'nin 750. Yılı olarak anılmıştır ki bu da Yunus Emre'nin dünya genelinde ki önemi ve yerini vurgulayan niteliklerden.
Hakkında bilinen en önemli özelliklerden bir tanesi Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhında bulunup hizmet ettiğidir. Döneminde olduğu kargaşalar, dini farklılıklar, iç siyaset, kuraklık ve kıtlığın salgın olduğu bu dönemde hiçbir zaman boşluğa düşmeyip, Allah sevgisi, güzel davranışlar ve aşk ile ilgili düşüncelerini yazıya aktarmıştır. Tasavvufi alanında büyük eserler yayımlayan Yunus Emre, İslamiyet kültürünü doğru bir şekilde hiçbir batıl inanç ve benzeri türevlere yer vermeden eserlerinde bizlere sunmuştur.
Yunus Emre pek çok şiir yazmış olsa da aslında sadece iki eser ortaya koymuştur. Yazı ve eserlerinde her zaman sade ve anlaşılabilir bir dil kullanması, Yunus Emre'nin eserlerinin devamlılığını korumasında ki en büyük etkilerindendir.
Yayımladığı iki eserinden biri Divan diğeri ise Risalet-ün Nushiyye’dir. Divan adlı yayımladığı eserinde, tüm şiirlerini derleyip, bir çatı altında toplamıştır. Risalet-ün Nushiyye eserinde ise döneminde yaşanan sıkıntı ve olaylar yüzünden boşluğa düşen halka hitaben, güzel ahlak, Allah sevgisi, kötü duygulardan uzak durma ve bunları kapsayan tasavvufi yazılardan oluşmuştur.
Yunus Emre'nin yazılan belgelerden dolayı 82 yaşında öldüğü varsayılmaktadır. Yunus Emre, zamanın önemini yetiremediği ozanlarımızdan bir tanesi, asla yok olmayan her zaman önderlik ve liderlik edenlerden.