Manhattanda tıpkı kaybettiği babası gibi başarılı bir avukat olan Julia on yıl sonra kardeşi U Badan bir mektup alır. Dünyanın öteki ucunda onu babasının gizemli geçmişi ile tanıştıran U Ba mektubunda garip bir karşılaşmadan söz eder. Julianın asla hayal etmediği ve kendi kaderini de etkileyecek bir hikaye kelimelere dökülmeyi beklemektedir. Zihninin içinde onu rahat bırakmayan bir ses ve bu mektup, doktorun şizofreni teşhisi koyduğu Juliayı, bir kez daha ama bu sefer geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkarır. Kafasındaki sesi susturabilmenin tek yolu belki de bu hikayenin dile gelmesiydi.

Hikayenin dile geldiği yer… Yüreklerin taşlaştığı bir köy. Çatısında kocaman oyuk olan bir kulübe. Parlak, siyah deri çizmeler. Ölümle yaşam arasında gidip gelinen saniyeler.

Sen birini seç. Biz diğerini alalım diyordu teğmen, Nu Nuya. İki oğlundan birini savaşa göndermek zorunda kalan bir anne tek bir seçim yapacak ve Julianın yazgısını belirleyecekti.

Bazen yalnızca birkaç saniye bir ömrü değiştirebilir. Bazen de bir kalpten içeri girebilmek için ömür boyu beklemek gerekir.

"Unutulmaz bir hikaye."
-Library Journal-

"Ne kadar denesem de bu kitabın nasıl bir sihre sahip olduğunu anlatırken hakkını veremeyebilirim."
-Caroline Leavitt-

"Öyle akıcı ve duygusal ki… büyük bir kutu mendili yanınızda bulundurmanızı öneririz."
-Publishers Weekly-

"Avrupada kısa sürede bir hit olan bu kitap, okuyucuyu adeta mest ediyor."
-Booklist-

"Kalbinizin derinliklerine kadar işleyecek bir hikaye. Doğunun spiritüelliği ve masal tadında bir romantizm… Nicholas Sparks ve Elizabeth Gilbert hayranları bu kitaba doyamayacak."
-Kirkus Reviews-

"Tek kelimeyle bayıldım. Okuyucuyu çok uzaklara götürerek, esrarengiz insanların ruhlarındaki gizleri çözmeye davet ediyor. Daha güzeli, kendimiz hakkında hiç düşünmediğimiz şekilde düşünmemizi sağlıyor. Aşka ne anlamlar yüklüyoruz, neye inanıyoruz ve bu, hayatımıza nasıl bir yön veriyor…"
-Angelika Schwabach, Buchhandlung Ida von Behr adlı kitapçı, Volksdorf, Almanya-

"Bu kitap, çeyrek yüzyıldır çok satan bütün kitapları tahtından etmeyi başardı. O kadar dokunaklı ki hayata farklı bir pencere açıyor ve orada kendimizi sorgulamaya sevk ediyor. Sendkerin dili beni büyüledi, kendine has bir ritmi ve tarzı var. Sayfaları nasıl çevirdiğinizi anlamayacaksınız bile. Eşine az rastlanır türden."
-Marianne Nagel, Buchhandlung Nagel adlı kitapçı, Amriswil, İsviçre-

"Böyle bir kitap milyonda bir çıkar. Dünyayı gözleriyle değil kalp sesleriyle işiten bir adamın sıra dışı hikayesi. Jan-Philipp Sendker gerçek aşkın varlığına olan inancınızı pekiştirecek. Gözyaşları içinde bitirdim."
-Shawna Yang Ryan, Water Ghosts kitabının yazarı-