Çok gezen mi daha iyi bilir, yoksa çok okuyan mı? Peki ya bir yandan okurken diğer yandan da gezme imkânı bulanlar? Küçük bir bavul ve rehber kitaplarıyla Orta Asyadan Avrupaya, Kafkaslardan Ortadoğuya 45 yıldır gezen "seyyah" İlber Ortaylıya eşlik etmek isterseniz İlber Ortaylı Seyahatnamesi tam size göre...
Türklerin özlemini çeken Hayfadan "Muhteşem Osmanlı İmparatorluğu" sergisinin yapıldığı Japonyaya; Karlofça Antlaşmasının imzalandığı ve bir daha Türklerin girmemesi için kapıların örüldüğü Sırbistandan Türkiye tarihinin önemli dönüm noktalarının yaşandığı Şama; 19. yüzyıl Kafkasyasından kovulan halkların Osmanlı tarafından yerleştirildiği Ürdünden dünyanın en orijinal müzelerine sahip İrana; her köşesi tarih olan St. Petersburgtan Orta Asya medeniyetini gözler önüne seren Buharaya; coğrafi konumu, mimari güzellikleriyle gezip görmeye değer ve her birinde Osmanlı Balkanlarının trajik bir sahifesi yatan Tuna kalelerinden etnik bakımdan renkli olması hasebiyle "karışık dondurma" denilen Makedonyaya; Balkanlarda Osmanlı dönemini en çok yaşatan Prizrenden en iyi muhafaza edilen Türk halılarına sahip Erdel kiliselerine; yıllarca savaş halinde olmamıza rağmen kültürümüzden etkilenen eski Avusturyadan tarihinde Mustafa Kemal gibi büyük komutanlar yetiştiren Selanike, bir ucu Türkiyeye bir ucu Britanya adalarına uzanan, medeniyetin merkezi Romadan arşivleri ve müzeleriyle meşhur Vatikana; Otrantodan Venedike; Estonyadan Ukraynaya; Japonyadan Singapura, Louvre Müzesinden British Museuma muhteşem bir yolculuk...
"Seyahat etmek benim gençliğimden, hatta ta çocukluğumdan beri heyecanlandığım bir uğraştır. Görmek, harita üzerinde tespit ettiğim yerlere gitmek, coğrafya öğrenimimde benim için vazgeçilmezdir. Türkiye gibi önemli bir coğrafyayı ve tarih alanını öğrenmek için onun kuzeyindeki Güney Rusya ve Kafkasya, doğusundaki İran ve Hindistan, güneyindeki Suriye, Filistin ve Mezopotamyanın yanı sıra Balkanları ve Akdeniz ülkelerini anlamak da kaçınılmazdır."
İlber Ortaylı