"‘Sanki,' diyorum. ‘İki cisimli bir tek kadın bu! İkizlerden daha ikiz. Zira yalnız vücutları değil, karakterleri de
aynı. Tek ruhlu, iki cisimli bir mahluk karşısındayım. O tabiat harikası cisminin birini kaybetti; öteki
duruyor, dünyanın başka bir köşesinde yaşamasına devam etmektedir.'"
Uzun yıllar Afrika'nın en uzak noktalarında yaşayıp yurduna dönmüş olan Reha, Abant'a seyahati
sırasında bir kadınla karşılaşır. Bu kadın, Reha'nın hayatında önceyi ve sonrayı birbirine bağlayan bir
köprü olacaktır. Refik Halid Karay, heyecanın eksilmediği İki Cisimli Kadın'da okuyucusunu adeta
olayların içine dahil ediyor ve kuvvetli betimlemeleriyle içinden çıkılması zor bir gerçekliğe götürüyor.