Aradan yüz yıllar geçse de, toplumların hafızasında yaşaması gereken olaylar vardır. Toplumlar bu olayların ışığında geçmişi değerlendirir. Geleceğe doğru daha sağlıklı adımlar atmanın yolu da geçmişi iyi değerlendirmekten geçer. Edebiyat, geçmişle gelecek arasında köprü kurma misyonunu üstlenen önemli bir araçtır. Tarih gerçeği edebi bir güzelleme içinde kuşaktan kuşağa kendini aktarır. Kalıcı, hatta belirleyici olmayan başlar. Ancak "Buhara Yanıyor" sadece bir roman değil, aynı zamanda iç çekişmeler yüzünden tükenen bir milletin acısı, bir şehrin, bir kültürün, bir medeniyetin hikayesidir. Olgunlaşmak için pişmek, çelikleşmek için yanmak gerekir