Deli Kadın Hikayeleri

Deli Kadın Hikayeleri
Kitabın Yazarı:Mine Söğüt Kitap Türü:Öykü/Hikaye Yayınevi:Yapı Kredi Yayınları Yayınlandığı Yıl:2011 Sayfa Sayısı:172 ISBN:9789750821073 Kitap Puanı:8.1 / 10 | Yorum: 5

Fiyat Listesi / Satın Al

YazarOkur:bedava al e-kitap,pdf,epub: *

8.1
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Güzel
Giriş Yap Üye Ol

Deli Kadın Hikayeleri - Mine Söğüt

Kitap Türü:Öykü/Hikaye

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Deli Kadın Hikayeleri Özet

“Omzumda hiç kapanmayan bir yara
Topuğumda hiç kanamayan bir kırık
Saçlarımın ucu yanık yanık.
Binlerce yıldır kandırıldık.
Ben artık doğurmayacağım.”


İnsanlar kendi kendilerini delirtmezler. Ya yaşadıkları ya da yaşayamadıkları insanları yoksunlaştırır ve delirtir.

İşte Mine Söğüt’ün 21 tane deli kadınların hikâyelerini topladığı Deli Kadın Hikayeleri kitabı muazzam. Neden kadın olunur? Neden her şeyi kadın yapar? Sorularının değil de Niçin sorularına cevap arayanların kitabı.

Mesela ilk Annemin O Harikulade Saçları hikâyesinde; bir çocuk saçlarından tavana bağlı ölü bir kadın görmüş, ölü kadın çocuğunun önünde intihar etmiş ama Niçin?

Diğer Beni Öldürmek İsteyen Muhteşem Bir Hayat hikâyesinde ise; rahminde çocuklarını değil de ezberlediği şarkıları taşıyan bir kadın söz konusu. Çocukları nerede peki? Hepsini parçalamışlar. Kadında şarkılara sığınmış, onlar benim çocuklarım olsun, onları belki yakalayamazlar diye. Kadın acısını doktora anlatmış ama bir yanda da ‘Çocuğum hayat gerçekten de muhteşemdir’ demiş. Peki, sen niçin yılmadın Kadın?

İlerleyen sayfalarda ki Naz Neden Derine Gömmemiş Kediyi hikâyesinde; 7 yaşında ki küçük kızın mutluluğu her bir ölü kediye bedel olurmuş. Kız mutlu olmaktan vazgeçmiş. Ama mutlu olan insanları da istememiş. Bu yüzden onların en değerlilerini, bebeklerini çalmış ve onları toprağa gömmüş. Çok derine değil ama. Peki, bu kadını delirten kimlerdi?

Mesela Vakvak Ağacı hikâyesi de çok garipti. Küçük kız babasının asla neden öldüğünü bilmiyor. Sonra ona diyorlar babanın soyu vakvak ağacını kanıyla doyururken öldü diye. Sonra kız Vakvak ağacının süslerini annesine aldırdı. Ona süsletti. Ve Vakvak ağacını da kendi kanıyla ödüllendirdi. Peki deli küçük kız mıydı? Yoksa damarlarında akan kan mı?

En çok hoşuma giden hikâyelerden birisi ise Vicdansız Bir Memlekette Öldüm Ben’di. Kadın öldü ama memleketinde değil. Çünkü memleketi ona sırtını dönmüş. Sorarım size memleket hiç sırtını döner mi, yurttaşına? Dönermiş meğerki. Hamile kadın öldü. Çocuğu dedesinin yanında sokaklarda... Tıpkı geçmişte ki gibi kendisinden bir haber... Ölü bedeni memleketine gitse çocuğu kabul eder mi? Etmez. Çünkü kendi de ölmek istiyor. Ölü kadın baba diye seslense; babası tekrardan geri döner mi? Döner ama öldürmek için. Ölü kadın ise toprağa bile gömülemez. Çünkü toprak bile istememiştir onu.

Birde Parmaksız Yakup hikâyesi var. Çocuğun ağzından annesi anlatılıyor. Baba oğlunu öldürmek istiyor. Anne fasulye ayıklıyor. Baba çocuğunu pencereden atmak istiyor, anne yemek yapıyor. Baba çocuğunu öldürmeye çalışıyor, anne babayı bıçaklıyor. Yine. Yine. Yine. Daha sonra da onu kızartıyor.

Size sadece alelade birkaç hikayeden basit bir şekilde bahsetsem de olay hiçte öyle değil. Ne kurulmuş kelimeler, ne de kadınlar. Hepsini anlamak birbirinden zor… Ha sakın pişmeden de okumayın bu kitabı. Hem kendinize hem de kitaba zarar vermeyin. Hızlı hızlı da okumayın. Sindirin. Kaleminden korkmayın kitabın. Sonuçta deli kadınları okuyorsunuz. Yadırgamayın da sonuçta onları bu hale getirenler yine insanlar. Sakın ha korkmayın kitapların içinde ki resimler. Çünkü onlar birer deliler.

Kadınların neden delirdiğini değil de, niçin delirdiğini anlayın. Kendi seçimleri mi getirmiş onları bu hale yoksa mecbur mu kalmışlar. Bir kadını üzmeyin, gölgesinde boğulursunuz. Bir kadına acı çektirmeyin ateşinde kavrulursunuz.

Mine Söğüt’ün cümlesiyle başladığım gibi yine onun cümleleriyle bitirmek istiyorum.

“Bu şehir yüzyıllardır erkektir ve kadınları sevmeyi bilmez. İşte bu yüzden, bu şehirde ben her gün kendimi defalarca öldürürüm. Bomba olur patlarım; kulesinden, köprüsünden aşağı atlarım. Elimde bir bıçak her yerime saplarım. Tavanda ki bütün ipler kendimi asmam için sallanır. Arabalar önlerine atlamam için yol alır. Denizde, lağımda, çöpünde kimliksiz cesedim. Kimsesizler mezarlığında daracık çukurlarda sığır dev cesaretim.”

Yazan: Selin Gürcüoğlu

Deli Kadın Hikayeleri Soruları ve Cevapları

Deli Kadın Hikayeleri kimin eseri?

Mine Söğüt

Deli Kadın Hikayeleri türü nedir?

Öykü/Hikaye

Deli Kadın Hikayeleri kaç sayfa?

172

Deli Kadın Hikayeleri Yorumları

harika bir kitap

07-11-2017 21:24

kitap beni anlatmış hayatımı kitap yapsam buna benzer

16-01-2019 18:45

konusu çok güzel mine söğüt güzel yazmış tavsiye ederim

04-02-2020 20:26

güzel bir kitap ama editörün belirttiği gibi 10 üzerinden 10 almaz

01-11-2022 12:19

pdf yok mu ya okuyacağım

12-02-2024 16:43