Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde

Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde - Mahir Ünsal Eriş

Puan Tablosu

YazarOkur'lar (5.5)	Editör (8)
Kitapevi (8)	Sosyal Medya

Arka Kapak Bilgisi

Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde Özet

1980 Çanakkale doğumlu yazarımız Mahir Ünsal Eriş ilk öykü kitabı “Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde” 2012 yılında İletişim yayınlarından çıkarmış ve oldukça beğeni toplamıştır.

O kadar içten ve o kadar bizdendir ki öyküleri, 7’den 70’e her kesimin içine işler buruk tadının yanında bir gülümsemeyi de esirgemez okurlarından. Tıpkı ateşin üzerinde cızırdayan kestane, sobanın üzerinde yanan portakal kokusu gibidir öyküleri. 80 doğumlu olduğu için tam da kendi dönemini anlatmaz. Acaba kendi öz yaşam öyküsü mü yoksa çocukluktan büyümeye kadar izlediği hayatların dökümü mü, sorusuna ise şu cevabı verir: “Anlattıklarım içinde şahsen tanıdığım insanların aynen başından geçmiş diyebileceğim şeyler de yok değil. Fakat genel olarak bu hikâyeleri tanıdığım herkesin başından geçebilecek kadar alelade olaylar olmaları hasebiyle kurgulamaya çalıştım. Yani, öyle yapmışım aslına bakarsanız. Bu insanları ve onların başlarından geçen bu şeyleri bir plan çerçevesinde öykülememiştim aslında. Fakat herkesin başına gelebilecek kadar alelade olaylar dediğim bu olayların her birinde anlattığım insanların hayatları ölçeğinde onların “küçük kıyametleri” sayılabilecek şiddette şeyler olduklarını da biliyorum. Belki her biri, kahvede, dolmuşta, bir altın gününde, okul yatakhanesinde anlatılırken kulak misafiri olabileceğimiz kadar alelade ya da “Ee… Bu da olmamıştır canım” dedirtmeyecek şeyler. Ama hepsi, bizim başımıza gelmemiş olduğu için bu kadar rahatlıkla anlatabildiğimiz, dinleyebildiğimiz ya da anlatılmasına tanıklık edebildiğimiz şeyler. Hemen hepsinin anlatılan olay ya da o kıyametten “yırtmış” tiplerin ağzından veya o tiplerin gözüyle anlatılıyor olması da hep bundan. Bunları, bu hikâyelerin aktardığı tipleri, olayları, kıyametleri hepimiz görmüş olabilirdik; belki de görmüşüzdür. O nedenle yaşanmış şeylerin bir envanteri gibi görünmüş olabilir” der.

Kimler yoktur ki karakterlerinde… “çok sıkılır arkadaşı ölen çocuklar” diye başlar ilk öyküsü. Sarışın ve çilli karnabahara benzeyen Serkan’ın öyküsüdür anlatılan. En eski dostudur anlatıcının Serkan… “Allah da seviyormuş ki yanına almış derler…” çocuğa. Ölmüştür arkadaşı. Anlamaz çocuk. Koskoca Allah, tutmuş da benim arkadaşıma koymuş gözünü diyemiyorlar ya, diye düşünür çocuk aklıyla ölümü anlamlandırırken. En acıklı ve yüreğe dokunan öykülerdendir, “Bir konsomatris hikayesi”… Ablası ilk evlendiğinde ortaokuldadır anlatıcı. Büyük bir yaradır ablası. Savaştepe’ye Öğretmen okuluna yazdırmıştır babası ablasını. Okusun da öğretmen olsun diye. Ama kız okumamış, mezun olmasına bir hafta kala garson Hüseyin ile evlenmiş ve hayatının mahvetmeye işte burada başlamıştır. Babası kabul etmez önce. Evden kovar, sonra kızını ve iç güveysi damadını kabul eder eve. Damadı oldukça rahat bir adamdır. Evlendiği halde çalışmakta gözü yoktur. Babası en sonunda ikisini bir yere garson olarak başlatır ve ev tutar. Fakat Hüseyin eşyalarla beraber evden kaçar ve izini kaybettirir. Ablası çok üzülür baba ise çıldırmıştır. İkinci evlilik haberi aldığında ise anlatıcı üniversitededir. Dul bir adamla evlenmiştir imam nikahıyla. Çalıştığı barda tanışmış ablası adamla. Babası ve amca gider ve kızlarını getirirler eve. Bir süre utançtan sokağa çıkamazlar. Sonra arkadaşı Gülfer ile abla Kaşıkçıobalı’nın mobilya fabrikasında iş bulurlar. Aile istemese de ayrı eve çıkarlar. Abla bir süre sonra kaybolur. Sonra gelsin dedikodular, gitsin dedikodular. Küçücük kaynayan bir kazandır Biga. Üç yıl geçer, ama abladan ne ses ne de seda vardır. Üç yıl sonra gelir aranan telefon konuşması. Polistir. “Neyiniz oluyor?” der annesine. “Kızım.” der kadın. “Kızınız, bir otel odasında. Ölüsünü bulduk. Samsun’dan arıyoruz. Gelin, alın. Asmış kendini.” Gider alırlar ablasını. Evde bir matem havası. Annesi atar kendini oradan oraya. Cenaze kaldırılır. Yengesi anlatır sonra duyduğu her şeyi. Kepsutlu evlenmemiş ablasıyla hiç. Altı ay olmadan başkalarının koynuna sokmaya başlamış annesinin çilli kuzusunu. Sonra konsomasyona koymuş adam kadını. Barda, pavyonda, müzikhollerde sürünmüş ablası. Hamile kalmış. Kepsutlu döve döve düşürmüş çocuğu. Çok kan kaybetmiş ablası, hastaneden çıkınca da malum… canına kıymış.

Bunun gibi birçok öykü. Kiminde hüzünlenir, kiminde kahkaha atar, kiminde gözyaşlarını tutamazsınız. Gözünüze değil, yüreğinize dokunacak öykülerdir. Hiç bitmesini istemediğiniz ama bir solukta bitecek ve tadı damağınızda kalacak öykülerdir hepsi. Kesinlikle ertelemeden okuyun derim...

Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde Konusu

Mahir Ünsal Eriş’in öykülerini toplayıp yayınladığı ilk kitabı olan Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde ilk olarak 2012 yılında yayınlandı.

Anlatım dili ve herkesin yaşadığı sıradan ama güzel çocukluk anıları ile dolu olan kitap her kesime hitap etmeyi başarıyor ve herkesin kendinden ve kendi çocukluğundan bir şeyler bulmasını sağlıyor.

Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde Soruları ve Cevapları

Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde Yorumları